bugün

dinle dinsizligin arasi tek bir soluk;
dusle gercegin arasi bir tek soluk.
aldigin her solugun degerini bil
butun yasamak macerasi bir tek soluk.
Niceleri geldi, neler istediler ,
Sonunda dünyayı bırakıp gittiler,
Sen hiç gitmeyecek gibisin, değil mi?
O gidenler de hep senin gibiydiler.
ben ne camiye yararım ne havraya.
bir başka hamur benimki, başka maya
yoksul gavur, çirkin orospu gibiyim;
ne din umrumda, ne cennet, ne dünya.

ömer hayyam
tarlabaşı'ndaki iett durağı.
hayyam barın isim sahibi.
Geçmiş günü beyhude yere yad etme,
Bir gelmemiş an için de feryat etme,
Geçmiş, gelecek masal bunlar hep
Eğlenmene bak, ömrünü berbat etme.
Niceleri geldi,neler istediler,
Sonunda dünyayı bırakıp gittiler.
Sen hiç gitmeyecek gibisin değil mi?
O gidenler de hep senin gibiydiler.
Dünyada ne var, kendine dert eyleyecek,
Bir gün gelecek ki can bedenden gidecek,
Zümrüt çayır üstünde, sefa sür iki gün,
Zira senin üstünde de otlar bitecek.
tasavvuf geleneği içinde şarab kelimesini allah aşkı anlamında mecaz olarak değil de basbayağı üzüm şarabı anlamında kullanan büyük edip, derviş. şarab içmek tasavvuf geleneğinde hep manidar bulunmuştur. bugün bile en bereketli irşadı yürüten asrın büyük sufileri ayyaşlara, şarapçılara özel muhabbet beslemektedir.
"daha üzüm yok idi, biz şarap sarhoşuyduk" diyor derviş.
son dönem büyük tasavvuf adamlarından fethi gemuhluoğlu ayyaş neyzen tevfik için "hazret-i neyzen tevfik" ifadesini kullanıyor.
menzil cemaati bütün dindarların uzak durduğu, yüz çevirdiği sarhoşları ısrarla aralarına alıyor, hatta cemaatin büyük bölümü eski sarhoşlardan oluşuyor. nedir bu şarabın hikmeti ki aşk ehli ona haram olmasına rağmen böyle iltifat ediyorlar.
evvela şarap aklın düşmanı olduğu için aklın müttefikidir.
ayrıca islam şarabı son ümmete kadar yasaklamamış çoğu sahabe haram olmadan evvel şarap içmiştir, şarabın haram kılınma sebebi şüphesiz imtihandır. yahudilere de iç yağı haram edilmişti ki bize helaldir, şeklindeki eşari vari bir yaklaşım da şarabın zatına olan antipatiyi azaltır.
şarap yine de kuran'ın ifadesiyle "şeytan işi bir pisliktir", samimi müslümanlar ondan sakınsınlar. ama şarab içenlerden nefret etmesin, onları hor görmesinler, zira büyükk zatlar onlara hürmet etmiştir.
'ayağa kalk, uyumak için önümüzde sonsuzluk var.'
"hayyam,yalnizdin sevgilinin yaninda
simdi gitti,artik ona siginabilirsin"
bize 1000 yil öncesinden seslenen büyük sair.
"dünya üc bes bilgisizin elinde,
onlarca her bilgi kendilerinde,
üzülme,esek esegi begenir,
hayir var sana kötü demelerinde."
dilerim ölünce şarapla yıkanayım
şarap şiirleriyle talkınlanayım
mahşer günü arayan olursa beni
meyhanenin önündeki otoparktayım
tanrı yalnız suyu yaratmıştı,insanlar ise şarabı' dizelerinin sahibi olan şair.
Gerçek eren içinde kir tutmayandır,
Varlığını korkusuzca hiçe sayandır,
Bu topraklar üstünde en temiz kişi,
Sağlığında toprak kesilmiş olandır

dizelerinin sahibi ulu sahsiyet
selahattin eyyuboğlu' nun çevirisinde 'hayyam- dörtlükler' in yazarı, geometri ile de uğraşmış, keş ve saygıdeğer rubaici.
3-4-5 üçgenini bulduğu idda edilen insan. hayyam kelimesi çadırcı demek olduğundan çadırların orta direğine göre yaptığı hesaplar* bu triognometrik bağıntıyı bulmasını sağladı*
dört unsurdan yaratmışsa seni felek
ruha dair şu sözleri bilmen gerek
seninledir insan,hayvan,şeytan,melek
hangisine çekiyorsan o sun demek
Denize düşen su damlacığı,
Toprakta eriyen toz zerreciği
Bu dünyaya gelişimiz nedir ki?
Değersiz bir böcek...
Bir göründü, bir yok oldu...

rubaisiyle zihnimde ve gönlümde yer eden isimdir.
' biz haftada üç gün içeriz; pazartesi, salı, çarşamba, ayrıca perşembe, cuma, cumartesi, pazar. ' *
(bkz: iç şarabı sev güzeli)
(#130707) bu sene ikincisi yine coskuyla kutlanacak omer hayyam ı anma günüdür bugün! saraplar, rubaileri ve müzik eşliginde büyük insan, aşmıs sahsiyet kutlanacaktır. bütün sevenleri bize katılsın...
Gül yanaklı sevgiliyi saramaz insan
Yüreğine diken batmadan, vurulmadan.
Kim bir güzelin saçına dokunabilmiş
Tarak gibi diş diş, didik didik olmadan?
hayyam a hergün bayram, bana hergün hayyam...
Yazdıklarıyla geçmişten geleceği büyük ölçüde aydınlatabilmeyi başarabilmiş, edebiyat kitaplarımızda bizlere mutlaka anlatılması gereken şarapsever kişilik.

Aşağıdaki dizelerin de sahibi:

Sen sofusun, hep dinden dem vurursun;
Bana da sapik, dinsiz der durursun.
Peki, ben ne gorunuyorsam oyum;
Ya sen? Ne gorunuyorsan o musun?

Molla fahiseye demis ki: -Utanmaz kadin;
Her gun sarhossun, onun bunun kucagindasin.
Dogru demis fahise, ben oyleyim; ya sen?
Sen bakalim su gorundugun adam misin?

için temiz olmadiktan sonra
Haci hoca olmussun, kac para!
Hirka, tesbih, post, seccade guzel ama;
Lan, Tanri kanar mi bunlara?

Seni kuru softalarin softasi seni!
Seni cehenneme komur olasi seni!
Sen mi Hak'tan akil dileyeceksin bana?
Hak'ka akil ogretmek senin haddine mi?

Ben kadehten cekmem artik elimi;
Tutmam senin kitabini, minberini.
Sen kuru bir softasin, ben yas bir sapik;
Cehennemde sen mi iyi yanarsin, ben mi?

Toprak olup gitmislere sorarsan
Ha gavur olmussun ha musluman.
Kimler bu dunyada eglenmemisse
Otekinde yanliz onlar pisman.

Kim gormus o cenneti, cehennemi?
Kim gitmis de getirmis , haberini?
Kimselerin bilmedigi bir dunya
Ozlenmeye korkulmaya deger mi?

Bir elde kadeh bir elde Kuran
Bir helaldir isimiz bir haram
Su yarim yamalak dunyada
Ne tam kâfiriz ne tam musluman

"Göklerde öküz yildizi Ülker vardir,
Bir baska öküz de altta derler vardir...
Gercekleri aklin ile gor etrafta,
Alt ust arasinda cok esekler vardir!.."

"Koydun yemi, kurdun tuzak ey yaradan!
Tuttun avi, verdin ona bir ad: Insan!
Her hayri ve her serri duzenler, sonra
Herkeste bulursun yine sen bir noksan!..."

Madem ki elinde yok acik bir gercek,
Bostur bir omur suphe edip beklemek...
Keyfince ic, olmuyor gidisten haberin!
Sarhos ol, ayik ol, o da farketmez pek...

Hep boyleyim iste! sarhosum cok zaman
Alnim apacik, bende temizdir vicdan!
Sarhos edebilseydi diger haramlar,
Kalmazdi cihanda bir tek ayik insan...

Kadeh alirim bir ele, bir elde Kuran,
Bir yanda haramdayim, helal bir yandan!
Gok kubbenin altinda gecer omrumuz,
Kafir degiliz biz, ne de tam musluman..

Dilberleri Rabbim bize hem gonderdin
Hem onlara bakmaniz gunahtir dedin!
Uymaz yasagin emrine, dersin bana:
"Ters tut onu sen dokulmesin kadehin"!

Mezhep ile din pesindeler bir halk var,
Bir halk da kesinle supheden gordu zarar,
Birden bire seslendi gelip bir tellal!
"Heyhat! ne odur yol ne bu, ey saskinlar..."

Dostum, caresizsen gami koy bir yana!
Bos seylere takma sen kiyilmaz cana...
Gel dunyada bir hosca gecir omrunu,
Alem yaratildiginda kim sordu sana?

"Hayyam! gunahim cok diyerek gamlanma!
Yoktur sana bir faydasi, tek gamlanma!
Gelmezdi bagis eger gunah olmasa,
Af var gunahin sonunda pek gamlanma..."

Zerdüşt sarabindan iciverdim, kime ne!
Kafir ya mecusi, putperestim, kime ne?
Benden yana bir suphesi var herkesin,
Benim bana sahip, karisan kim? Kime ne? "

Kurdun bana yuzlerce tuzak, olmaz bu!
Daldim gama attikca ayak, olmaz bu!
Hem dunyada her zerreye hukmun gecsin,
Hem sonra "asisin" de birak, olmaz bu!..."

Et, denmede gunduz gece mutlak tovbe,
Yok kadehi artik ele almak, tovbe!...
Gul mevsimi geldi, gam keder yok simdi,
Rabbim ederim tovbeye ancak tovbe!..."

Onlar diyor ki hurili cennet sana hostur
Yok yok derim, uzum suyu icmek bana hostur
Sen bak pesin gelen seye bosver o hayale
Zira davul uzakta calarken daha hostur

Beni özene bezene yaratan kim?
sen!..
Yolumu da çizmissin önceden
Madem bana günah işleten de sen
Öyleyse nedir o cennet cehennem?.."
Yetmişiki millet ve o kadar din buraya,
Benim milletim yalnız aşkla girer sıraya.
Nedir kâfir, müslüman; nedir o sevap, günah?
Amaç Sensin, bunları Sen de sokma araya! *
gizleridir varoluşumuzun, sen ve ben.
bir bağ varki çözemeyiz, ne sen ne ben.
dedikodu, perde ardında bizimkisi,
perde inerse kalmayız, ne sen, ne ben.
dünya üç beş bilmezin elinde.
onlarca her bilgi kendilerinde.
dertlenme eşeği beğenir eşek,
hayır var sana kötü demelerinde.
iyyüş şü nüş edebiyatının önemli isimlerinden olan hayyam aynı zaman da ünlü bir matematik ve astronomi bilginidir. Günümüzde kullandığımız 12 aylık takvime en yakın takvimi oluşturmuş (6 saatlik farkı hesaplıyamamıştır yani buda 4 yılda bir gün eder), rubaileri ile ünlü bilimadamı. Türkçe çevirileri içinde en sağlıklı olanları Abdulhak Gölpınarlı ya ait olup Orhan veli ninde bir kaç çevirisi vardır.