bugün

o bir forum donanım haber klişesi.
Forum donanım haber repliğidir. Yerinde kullanıldığında etkileyici sonuçlar vermektedir.
her zaman karşınızdaki boş konuşmuyor olabilir. siz haksız olabilirsiniz ve konuyu kapatmak istiyor olabilirsiniz.
geçiştirme anında yada dalga geçme anında kullanılması en komik aynı zamanda etkili kalıptır yav he he .
adamı .öt etmeye yarayan söylem.

yazarlık okuyan bir arkadaşım gecenin bir yarısı aldığı alkolin ve okuduğu bölümün mesleki icabı gereği bir şiir yazıp facebook'a koyması ve ardından köyde oturan abisinin gelip şiirin altına yav hee he demesiyle aklımda yer edinmiştir. doğal olarak psikolojik bir yıkıma sebep olmuştu.
Öyle bir kelimedirki bunu size diyeni tutup dövesiniz gelir , şahsen bana dendimide deli olurum . Kelime değil fitil amk fitil !
apaçi bebe söylemi.
Geçiştirme söylemidir. Ayrıca yaran caps'ler kategorisinde en çok yarandır * . http://25.media.tumblr.co...1fp16dFV1rqiy78o1_400.gif mesela.
(bkz: donanımhaber)
En salakça söz öbeğidir.
EN MALCA SÖZLERDEN BiRi.
bir şeyin öyle olmadığını bile bile geçiştirmek için söylenen söz.

+he ya hee inandık tamam kral sensin.
Başkasına söyleyince güldüren, size söylenince sinir eden baştan savma cümlesi.
ağzı yayıp söyleyenlerin ağzına sağlam geçirilmesi gereken söz öbeği.

+ Yav he h............ yaaa ne vuruyon.*
illallah baba sen bilirsen. *
alternatif olarak;
(bkz: la hee)
bir kızın bugün bana ağzını yayarak ''gerizekalaağğ'' demesinin ardından (yavaş çekim gibi geldi he) kendisine yönelttiğim cevaptır. yav he he. v' si olmadan gerçi.
insan ömrünü birkaç sene daha uzatan bir felsefedir. "siktir et" in kayınçosudur.
üniversiteki hocalara söylemek istediğim ama bi türlü söyleyemediğim söz.
duyunca insanı sinir eden, söyleyeni duyduğunuzda onu bir kaşık suda boğmanıza neden olabilecek bir cümle.
genellikle karşı taraf haksız olunca tartışmayı soğutmak için hemen "yav he he"yi kullanır.
sinirlenir, bir bıçak alarak karşı tarafa saplayasınız gelir.
insan böyle böyle katil oluyor işte.
turk dil kurumunun lugatinda olmayan fakat, tdk lugatindaki cumlelerin bile anlatamayacagi seyleri anlatan soylemdir.
bir tartışma ortamında söyleyecek şeyi kalmayan türkçesi bitenin başvurduğu çok göt edici sanarak söylediği öbeğimsi.
söylenecek bir şey bulunmadığında söylenen bir kalıptır.

http://i.imgur.com/q1qVx.gif
http://d1210.hizliresim.com/12/3/dmg5f.gif
http://a1302.hizliresim.com/16/8/jxffj.gif
http://b1210.hizliresim.com/12/3/dmhlg.gif
Hatasını söylemeye çalıştığınızda bütün pişkinliğiyle yav he he diyip sizi eziklediğini düşünüp ordan hızla uzaklaşır bunlar. Ben yine de seviyorum bu lafı
tiksindiğim bir söylem.

bundan yıllarca önce ortaokul yıllarında bir sınıfta 50 kadar öğrenci oturmuş ders dinliyorduk. sınıfta en arkada oturan, alnının tam ortasında derin bir yarası olan korkunç yüzlü esmer bir çocuk vardı. buna parelel eğer yanılmıyorsam fen dersimize giren tıknaz ve fakat çok keskin bakışlara sahip mütemadiyen sert görünümlü hiç şakalaşmayan, kızdığı zaman öğrencilerin favorilerinden tutup yukarıya doğru çeken (ki erkekler bilir bu çok acı verici bir şeydir kadınlar için empati paket ağda yaparkenki acı) bir öğretmen vardı.

hoca kapıdan içeri girdi. sınıf cümle tekmil sessizliğe gömüldü kara tahtanın sol üst köşesinde yazan dersin adı vs. sildi. silerdi. sevmezdi. hemen sınıfın sağına kurulmuş ekseriyetle metalden vücut bulmuş üstü verzalit ve yine verzalitten yapma sandalyeye kuruldu. masa pencerenin yanındaydı. okulun kuzeye bakan kısmı irice ber kaya parçasının üstüne kuruluydu. biz 49 normal öğrenci, tıknaz ve fakat keskin bakışlara sahip hoca ve korkunç yüzlü esmer çocuk tam da bu kaya parçasının üzerine inşaa edilmiş sınıftaydık. aşağı bakınca manzara korkunçtu lakin uzaklara, karşıya ufku bir testere gibi kesen dağlara doğru bakınca monet'in binbir çiçekli tablolarına bakar gibi oluyordu insan. yüksek dağların zirvelirinde kar, yarların bitiminde meşe, gürgen ve serviler onlardan kurtulan daha eğimli tepelerde açıklıklar ve bu açıklıkları örten yerden bitme otlar, çiçekler, makiler vs. tam bunların bitiminde epey sert akan turkaz rengi bir nehir ve nehri hemen hemen bıçak gibi kesen kayalar kayaların üstünde okul ve biz.

atmosfer böyleyken, karakterler öyleyken verzalit sandalyeye oturan hoca ayağa kalktı. kollarını sıvadı ve tahtaya bir şekil çizdi. kulak gibi.

anlatmağa başladı. çocuklar; kulak, kulak kepçesi, dış kulak yolu ve burası kulak zarı bakın bu üzengi kemiği kendi halinde bir küçük kemik vücutta dengeyi sağlar.

bu sırada arkadan en tipten karanlık bir yerden bir ses yükseldi. yav hee he.

herkes sustu. esmer çocuk ilk kez o kadar korktu. alnının ortasındaki yara utancından kapanır gibi oldu. bir sinek, bir kelebek, bir arı uçsa sanki sessizliği bozacak gibiydi. tesadüf o ki bir eşek arısı o güzelim renkleri ve arka ayaklarına sardığı polensi yüküyle sınıfa girdi. sessizlik bozuldu, denge dağıldı, hocanın keskin bakışları bir yalım gibi geçti öğrencilerin üstünde. esmer çocuk öksürdü. yapı diz çüktü dağlarda kar eridi vs. vs.