bugün

özellikle gayrimüslim vatandaşlara uygulanan ağır bir uygulama.uzun vadede 6-7 eylül olaylarını tetiklemiştir.
(bkz: varlik dergisi)
osmanlı halkının müslüman olanlarının savaşması, gayrimüslin olanların askere alınmaması sonucunda, askere gitmeyen gayrimüslimlerden alınan vergidir. müslüman osmanlılar askerlik görevi ile uğraşırken, gayrimüslimler ticaretle uğraşarak zengin olmuşlardır.
1942 yılında tüm avrupada artan faşizan eğilimlerden türkiye de nasibini aldı ve gayrimüslimlerden katbekat fazla vergi alındı çoğunun bunu ödeymeyeceği bilindiğinden birçok gayrimüslim erkek erzurum aşkalede nafia askeri olarak çalıştırılmaya mahkum edildi. burada birçoğu öldü, ölmeyip sağ kalanlarsa evlerine döndüklerinde beş parasızdı.
(bkz: babam aşkaleye gitmedi)
(bkz: varlık vergisi faciası)
şükrü saraçoğlu hükümeti zamanında uygulamaya konulmuştur.
(bkz: varlık dergisi) *
"türkiye geçmişinden ötürü alnı açıktır" diyenlere manşet olması ve azlınlığa mensup vatandaşlarına sırf etnik kimliğine bakarak, yaşattıklarından ötürü utanç duyması gereken zorba, faşist yasa !
Varlık Vergisi: ikinci Dünya Savaşı yıllarında Türkiye'de 1942 yılında hükümet tarafından alınan bir kararla, takdir komisyonlarının itiraz edilemeyen Varlık Vergileri tesbiti. Varlik vergisi, o zaman devletin ikinci Dünya Savaşı'nda Alman veya Rus işgaline karşı yeterli finans sağlamak amacıyla kararlaştırılmıştır. Bu karar sadece zengin çiftçiler, tüccarlar üzerinde uygulanmıştır ve bir kereye mahsus konulmuştur. Bu karardan etkilenenler Yahudi, Rumlar ve Ermenilerdi, çünkü o zamanın Türkiye'sinde ticaret ve finans şirketlerinin önemli bir bölümü bu gayrimüslim azınlıkların elindeydi. Bu karardan etkilenen azınlık etnik gruplar nüfusun sadece %1'ini oluşturmaktaydı. Bu karardan özellike o zaman zengin ve ekonomik olarak faal olan Yahudi ve Rumlar etkilenmiştir, bu yükümlülüğü maddi durumları yüzünden yerine getiremeyenler Aşkale'de çalışma kamplarına sürülmüştür.Uygulama 6 ay sonra kaldırılmıştir. Ancak varlık vergisi azınlıkları tamamiyle fakirleştirip ekonomik etkinliklerini ortadan kaldirdi ve hükümete güvenin sarsılmasına neden oldu.Uygulamanın demokratik olup olmadığı halen tertışılmaktadır. Dönemin önemli siyasetçileri o günlerden bahsederken hata yaptıklarını söylemektedirler. *
Müslüman savaş vurguncularından x, sabetaycılardan 2x, gayrimüslim adı altında yahudilerden 10 x şeklinde alınan vergi. Adı "varlık vergisi" olmakla birlikte kendilerinden istenen vergiyi bütün mallarını satmalarına rağmen denkleştiremediklerinden çalışma kamplarına götürülmüşlerdir.
1942-44 arası alınmıştır.Bütçe açığını kapatmak ve savaş zenginlerinin elindekileri almak gerekçesiyle çıkmış olsa da, gerçekte amacı özegayrimüslimlerin elinde olan sermayenin türk tüccarlarına verilmesidir.Özellikle ermeni, rum ve musevilere ödetilmiştir.ödeyemeyenler erzurum Aşkale'deki çalışma kamplarına gönderilmiştir.bu vergiyi amerikalıların ödemediği de bilgiler arasındadır.salkım hanımın taneleri adlı filmde de bu döneme değinilmiştir.
m *, g *, e *, fm *, ve fg * kategorilerinde alınan vergi!.
(bkz: ihtida)
varlık vergisi ile toplam 314.900.000 TL vergi tahsil edildi bunun %70'i istanbul'dan toplandı.*
m *, g *, e *, fm *, ve fg *, aw*, amr * kategorilerinde alınan vergi!.
teknik olarak faşistçe bir yasadır, zira azınlıkların elinden alıp çoğunluğa vermiştir.

ama herkesin elinden alıp devlete verseydi sosyalist olurdu.*
sermaye değişimini sağlamış, gayrimüslimlerin elindeki sermayeyi daha sonradan "anadolu kaplanları" diye adlandırılacak türkiyenin yeni zenginlerine akıtmıştır.
uygulaması itibariyle vergiden çok, devlet destekli bir hırsızlıktır, herkesten vergi alınmış olmasına rağmen asıl hedefin azınlıklar olduğu açıkça ortadadır, amacına ulaşmış bir hırsızlıktır.
o dönem azınlıklar sürgüne gitmemek için ellerindeki hanları, apartmanları neredeyse bedavaya elden çıkartmak zorunda kalmışlardır. ancak devlet sermaye değişimi gerçekleştikten sonra yasayı kaldırmış sürgündekileri de geriye çağırmıştır.
tanzimattan beri amaçlanan ulusal burjuvazi sınıfını oluşturma hayalinin gerçekleşmesini sağlayan vergidir.ilk başta sadece azınlıklara uygulandığından Ahmet Emin Yalman gibi sabetayistlerce de desteklenmişti.Çünkü amaç vergi toplamak değil azınlıkların imalathanelerini ticarethanelerini ellerinden almaktı.Ellerinde sermaye birikimi olan dönmeler de (sabetayistler) bunları ucuza kapatacaktı.fakat ani bir dönüşle inönü dönmeleri de bu vergiye dahil etti.Ve bu daha sonra inönü'nün elinden Chp nin gitmesine sebep oldu.
milli burjuvaziyi yaratmak amaciyla alinmistir. Milli burjuvalarin yaratilmasi projesi basbug ataturk'un de planlari arasinda idi. fakat kendisi ucmaga varinca bu fikir bir muddetligine de olsa suruncemede kalmistir.
turk toplumunda milli suurun gelismesi milli burjuvazinin varligina baglidir. Turk devleti'nin fikri, iktisadi ve siyasi sikintilarinin tek cozumu olarak milli bir burjuva sinifinin olusturulmasi gerekmektdir. bir toplumun gucu, o toplumu meydana getiren bireylerin kisi olarak refahina baglidir. turk irki ne zaman memleket dahilinde ve haricte kisi olarak yukselirlerse, para, dusunce ve bilim yonunde guc kazanir ve servet sahibi olurlarsa, turk devleti'de bu feyzlerin urununu alacaktir.
frenkler'in, rum palikaryasi'nin, ermeniler'in, yahudi'nin ve bilumum ecnebinin sermayedari oldugu yabanci burjuvazisinin beli kirilmalidir. turk irki'nin kurtulusu milli burjuvainin yuceltilmesiyle direkt olarak ilgilidir, hatta buna baglidir
Milletlerin hayatında unutulmaması lazım gelen destanlar, kahramanlıklar, felaketler, acılarvardır. Bunlar tarihin malıdır. Yeni nesiller kendilerinden evvel gelenlerin iyi ve fena taraflarını böylece görür, onların düştüğü hatalara düşmemeye çalışır. Varlık Vergisi Cumhuriyet mali tarihinin yüz kızartan bir sahifesidir.
Faik Ökte (Eski istanbul Defterdarı )

Yukardardaki alıntı ile özetlenecek,sonucu amacını aşmış bir tarihi hatadır...
dikkatle okunulmasi gerekiyor:

Varlık Vergisi, 11 Kasım 1942 tarih ve 4305 sayılı kanunla konulan olağanüstü servet vergisinin adıdır. Türkiye vatandaşı olan gayrımüslim azınlıkların servetinin önemli bir bölümüne bu vergi ile devletçe el konulmuş, vergiyi ödeyemeyen veya ödemeyen kişiler Aşkale'de kurulan çalışma kampına gönderilmiştir.

Varlık Vergisi kanununun resmi gerekçesi, hükümet tarafından "olağanüstü savaş koşullarının yarattığı yüksek kârlılığı vergilemek" olarak dile getirilmiştir. Oysa basına kapalı olarak yapılan CHP grup toplantısında başbakan Şükrü Saracoğlu'nun vurguladığı gerekçe farklıdır:

"Bu kanun aynı zamanda bir devrim kanunudur. Bize ekonomik bağımsızlığımızı kazandıracak bir fırsat karşısındayız. Piyasamıza egemen olan yabancıları böylece ortadan kaldırarak, Türk piyasasını Türklerin eline vereceğiz."

Başbakan Saracoğlu, 5 Ağustos 1942'de okuduğu hükümet programında "Biz Türküz, Türkçüyüz ve daima Türkçü kalacağız. Bizim için Türkçülük bir kan meselesi olduğu kadar ve laakal o kadar bir vicdan ve kültür meselesidir. (...) Biz ne sarayın, ne sermayenin, ne de sınıfların saltanatını istiyoruz. istediğimiz sadece Türk milletinin hakimiyetidir." diyerek yeni hükümetin sosyal politikasını açıkladı.

1942 yazı boyunca istanbul gazetelerinde hırsızlık, karaborsacılık, vurgunculuk ve ihtikârla ilgili haber ve yazılar ön plana çıkarıldı. Hemen her gün ve her gazetede "karaborsacı Yahudi" tiplemesini içeren karikatürler yayınlandı.

12 Eylül 1942'de istanbul defterdarlığı görevine atanan Faik Ökte'nin anılarında anlattığına göre, Maliye Bakanlığı savaş dolayısıyla fevkalade kazanç elde ettiği iddia edilen kimselerin cetvelinin yapılarak müslümanların M, gayrımüslimlerin G, dönmelerin D harfiyle işaretlenmesini talep etti.

29 Ekim 1942'de Cumhuriyet Bayramı dolayısıyla Ankara Hipodromu'nda konuşma yapan Milli Şef ismet inönü, kim olduğunu belirtmediği "soysuzlar" hakkında ağır bir konuşma yaptı.

11 Kasım'da Varlık Vergisi kanunu TBMM'de hiç tartışılmadan kabul edildi. Kanun her il ve ilçe merkezinde kimin ne kadar vergi ödeyeceğini belirleyecek servet tespit komisyonları kurulmasını, komisyon kararlarının nihai ve kati olmasını, vergi ödeme süresinin 15 gün olmasını, bu süre içinde tahakkuk eden vergiyi ödemeyenlerin mallarının haczedilerek icra yoluyla satılmasını, buna rağmen borcunu ödeyemeyen mükelleflerin borçlarını "bedenen çalıştırarak ödetmek" amacıyla çalışma kamplarına gönderilmesini öngörüyordu.

istanbul'da kurulan üç komisyon tahakkuk eden vergi listelerini 18 Aralık 1942'de açıkladı. Tahakkuk eden vergilerin %87'si gayrımüslim, %7'si müslim mükelleflere yüklenmişti. Geri kalan %6 değişik kalemlerde olup, bunların da çoğu gayrımüslim azınlıklar ve ecnebilerdi. 4 Ocağa kadar vergisini ödemeyen mükelleflere birinci hafta için %1, sonraki haftalar için %2 gecikme zammı uygulanacağı ilan edildi.

Aralık 1942 ve Ocak 1943'te istanbul'da gayrımüslimlere ait binlerce taşınmaz mülk el değiştirdi. El değiştiren mülkler arasında istiklal Caddesi'ndeki yapıların büyük bir kısmı bulunuyordu. Satılan mülklerin %67 kadarı müslüman Türkler, %30 kadarı resmi kurum ve kuruluşlar tarafından alındı.

21 Ocak 1943'ten itibaren istanbul'da binlerce gayrımüslime ait ev ve işyerleri haczedilerek haraç mezat satıldı.

27 Ocak ile 3 Temmuz 1943 arasında, tümü gayrımüslimlerden oluşan toplam 1229 kişi çalışmak üzere Aşkale'ye yollandı. Sözlü anlatımlara göre bu kişilerin aileleri Aşkale'ye sürülenlerin "sağ dönmeyeceğine" inanıyordu. Sürgülerden 900 kişi 8 Ağustos 1943'te yük vagonlarıyla Eskişehir Sivrihisar'a nakledildi.

9 - 13 Eylül 1943 tarihlerinde New York Times gazetesinde Cyrus Sulzberger imzasıyla Türkiye'deki Varlık Vergisi uygulamasını eleştiren bir dizi yazı çıktı. Bu yazılardan hemen sonra 17 Eylül'de toplanan TBMM, henüz tahsil edilmemiş olan Varlık Vergisi borçlarının silinmesine karar verdi. Aralık ayının ilk günlerinde Aşkale ve Sivrihisar sürgünleri yaklaşık on aylık esaretten sonra evlerine gönderildi.

Varlık Vergisi'nin, ana hedefi itibariyle (ağırlıklı olarak Yahudi) gayrımüslüm vatandaşlara yönelik olarak uygulanması, tarih sayfalarında kötü bir anı olarak yerini almıştır. Bu kanun uygulanış yöntemi açısından, ilgili tarihlerdeki Nazi Almanyası'ndaki antisemit kanunlar ile benzerlik göstermiştir.

kaynak: http://tr.wikipedia.org/wiki/Varl%C4%B1k_Vergisi

$ukru saracoglu'nun konu$masi da dikkate alinirsa, turk tarihinin en utanc verici ve en $ovenist politikalarindan biridir.
özür dilemesi ve özür dilenmesi gereken gerçek kişileri olan bir uygulama ile sonuçlanan mantıksız bir vergi düzenlemesi. ayrıca bu uygulamayı, o dönemde parsayı toparlayan kişilerin değil de sıradan vatandaşların haklı gösterme çabası garip. çünkü bugün de böyle bir uygulama olsa parsayı toparlayacak kişiler bellidir, sıradan vatandaşlar ise bu pastadan ne pay alabilir ne de nemalanabilir.
dönemin tek partisi olan cumhuriyet halk partisi tarafından çıkarılan vergidir.
türkiye cumhuriyetinin kara lekelerinden. amına koym henüz bir asırı bile devirememiş bir ülkenin tarihinde bu kadar çok leke olur mu lan! ne sikim bir ülkede yaşıyoruz.
11 kasım 1942 tarihi itibarıyle yürürlüğe girmiştir. savaş zamanının etkilerini suistimal ederek haksız kazanç elde eden gayrimüslimleri kelimenin tam anlamıyla yok etme amacı güdülmüştür. bu verginin çıkmasında cumhuriyet döneminin başlangıcından itibaren izlenen türkçülük politikasınında etkisi vardır.
ayhan aktar'ın aktardığına göre; kimin ne kadar varlık vergisi ödeyeceği maliye şubelerinin duvarına asıldıktan sonra, özel sohbetlerde şu hikaye anlatılıyormuş:

"listeler asıldıktan sonra salomon kahveye girmiş ve oradakilere sormaya başlamış:

- mişon, sen ne verdin?
- 10 bin 550 lira 20 kuruş!
- iyi paradır, iyi paradır.
- kirkor, sen ne verdin?
- 20 bin 915 lira 30 kuruş!
- iyi paradır, iyi paradır.
- yani, sen ne verdin?
- 29 bin 715 lira 40 kuruş!
- iyi paradır, iyi paradır.
- ahmet bey, sen ne verdin?
- 50 lira 10 kuruş!

salomon ellerini havaya kaldırmış:
- ey büyük atatürk, sen ne güzel söylemişsin, ne mutlu türküm diyene, diye!"