bugün

Evdeki tüm perdeleri asmak olabilir.
Kafalarını sürekli bir yerlere çarpmaları.
Şehiriçi minibüslerine binememek.
Ayakta gitsen ayrı, otursan ayrı dert.
Burda 1.83'ler bile kendini uzun boylu sanıyor galiba.

Yazık.
gidilen misafir evlerinde avizelere kafa atmak. Özellikle babaanne evlerindeki taşlı avizeler hayattan bezdirir.
görsel
Minibüslerde eğilerek gideyim derken sürekli sırtımı tavana çarpıyorum.
Koltuğa sığamamak.
Mutfak dolaplarının açık kalan kapaklarına bol bol kafa göz girersiniz. Annelerinizi tatlı bir dille uyarın, dikkat etsin.
Pegasus denen oyuncak uçaklarda uçarken, dizlerin ağıza girmesi...
evin deposuna girmişsindir. tavanda alçaktır ve sende bunu unutmuşsundur. alacağını alıp döndüğünde kafanı çarptığın ilk kiriş bütün mutluluğunu alır ve uzaklara götürür.
Yağmurlu havalarda yüze gelen şemsiyeler.
Benim en iyi bildiğim dezavantajı yalnız olmaları. Üstelik boyuna göre sevgili bulamamalarından degil herkes tarafından simartilip herkese tepeden bakan egolarindan. Dunyayi s2me takmam egolariyla hep acı cekmeye mahkum bunlar.
Kısa boylu insanların çamur atması dışında dezavantajı yoktur.