bugün
- adama hakaret edip seni dava edicem demek8
- mehmet şimşek'in türk milletine yerel halk demesi21
- ekşi sözlük9
- akpliler olarak fahiş fiyata boykota katılmıyoruz18
- nihavend longa16
- sağlıklı cinsel bir yaşamım var neden konuşuluyor19
- annem baban uğur dündar dedi13
- geçmişte 15 erkekle ilişkiye girmiş kadın20
- araba yıkatmanın 300 tl olması9
- laiklik referandumu8
- sadece sennn18
- uludağ sözlüğü geliştirme önerileri8
- başıboş köpek sorunu24
- erdal beşikçoğlu'nun işçilerle yemek pr çalışması15
- ismail kartal21
- psikoloğa gitmek mi içki almak mı18
- evlenmek istememek ama yalnızlıktan da sıkılmak22
- anın görüntüsü13
- 20 21 nisan 2024 restoran ve kafe boykotu10
- yigitzsche17
- icardi190511
- sözlük kızlarının elleri şuan napıyor sorunsalı14
- erdoğan'dan sonraki başkan19
- görümceniz sizi engellese ne yaparsınız14
- çok fazla çirkin erkek olması13
- erdal beşikçioğlu'nun öğle yemeği23
- sexting haram mıdır24
- sophie dee'nin memeleri11
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri11
- kurtlar vadisi pusu rezaleti11
- aleyna tilki nin annesi12
- cengiz ünder'in bıyığı11
- ölmeye karar vermek19
- icardi1905 silik olsun kampanyası14
- motorcu fırlama hafif demir demirkan tarzı yazar15
- 18 nisan 2024 fenerbahçe olympiakos maçı59
- assembly kodu11
- fenerbahçe taraftarı9
- ezgi mola8
- kuva'i milliye ne ise hamas da o dur18
- ali koç8
- fenerbahçe13
- arda güler16
- altıncı filoya karşı namaz kılmak12
- uludağ sözlük discord grubu9
- yazarların en rum özelliği14
- konstantinos tzolakis9
- türkiyede bütün yiyecek fiyatları aşırı fahiştir16
- ups boobss nerelerde ramazan da bitti11
- eybırın manyağı kıskanması14
bir toplum için en onemli şeylerden biridir dil, ve kültürünü en iyi şekilde aktarabileceği araçtır, yabancılaşan bir dil, yabancılaşan bir nesile, ve o nesil ise kültürünü unutmaya mahkum olan bir topluma dönüşür.
globalleşen bir dünya'da elbetteki yeni kelimelere açık olmak zorundayız. ama saçmalamak zorunda değiliz.
(bkz: check etmek)
globalleşen bir dünya'da elbetteki yeni kelimelere açık olmak zorundayız. ama saçmalamak zorunda değiliz.
(bkz: check etmek)
mikser, resepsiyon, kürdan, şezlong, televizyon, radyo, krem, şofben, otobüs, otomobil, motosiklet vb.
daha sürer gider bu.
daha sürer gider bu.
türkçe de birçoğunun karşılığı oldugu halde ve dahası kelimenin anlamını daha da iyi ifade ettiği halde heryerde ve heryerlerde kullanmaya pek bir meraklı oldugumuz bizi bizden alan kelimelerdir
konsept ( özellikle ağzını yayarak söyleyen bi kesim var )
trend daha da havalısı için trendy ( " yönelim" demenin zor geldiği anlarda sanırım )
outlet,
link, ( bağlantı mı )
web, ( ağ la alakası olabilir mi)
repertuar, kuartet, platonik, biyografi, limit, katalog, dogmatik, teori, band, balans, ve manevrası da var ... gibi gibi
konsept ( özellikle ağzını yayarak söyleyen bi kesim var )
trend daha da havalısı için trendy ( " yönelim" demenin zor geldiği anlarda sanırım )
outlet,
link, ( bağlantı mı )
web, ( ağ la alakası olabilir mi)
repertuar, kuartet, platonik, biyografi, limit, katalog, dogmatik, teori, band, balans, ve manevrası da var ... gibi gibi
(bkz: jonksiyon)
ünlüler arsında çok kullanılan o müthiş kelime; background.
cümle içinde kullanımı; seren'in bekraundu var. ;)
cümle içinde kullanımı; seren'in bekraundu var. ;)
gerçekten türkçe'ye ''giren'' yabancı kelimelerdir.acıtırlar.
antre..
halk diline giren arapça ve acemce kelimeler bunlara dahildir. örnek:
halk dilinde eşanlamlı sözcükler yoktur. arapça acemce'den bir sözcük aldıklarında onun eşanlamlısı olan türkçe sözcüğü atmışlardır, dilde eşanlamlı sözcük kalmaz:
"hasta" alınınca "sayru"
"ayna" alınınca "gözgü"
"merdiven" alınınca "baskıç" atılmıştır.
bazen eşanlamlılar korunmuştur. siyah ve beyaz sözcükleri alındıktan sonra kara ve ak atılmamış ama kullanım yerleri belirlenmiştir. kara ile ak manevi şeylerde kullanmışlardır. siyah yüzlü adamın alnı ak olabilir, beyaz yüzlü adamın yüzü kara çıkabilir.
alınan yeni kelimelerin türkçe karşılığı yoksa olduğu gibi kullanılmıştır: "abdest, namaz cami, ezan, kur'an" gibi...
osmanlıca 3 dil etkisinde olduğu için bazen çok eşsesli bir arada bulunmuştur:
"su, ab, ma"
"gece, eb, leyl"
"ekmek, nan, ubuz"
"et, güşt, lahm" gibi...
bazen arapçadaki eşanlamlar alınır bu yüzden 3'ten fazla olabilir:
"aslan, şir, esed, gazanfer, haydar, zür'am" gibi
bazen yabancı dilden alınan sözcükler anlam ve söyleyiş olarak halk tarafından bozulur:
"haste, hasta" "hafte, hafta" "nerdüban,merdiven" "çarçube, çerçeve" "gavga, kavga" "bekre, makara" "zukak,sokak" "pare, para"...
bunlar söyleyiş değişiklikleriydi şimdi anlam değişmelerine örnek verelim:
"haste" sözcüğü farsça'da "biri taafından yaralanmış" anlamındayken türkçe'de "sağlığı bozulmuş" olarak kullanılır.
"şafak" arapça'da "batı ufkunun akşam kızıllığı" anlamında türkçe'de ise; "doğu ufkunun sabah kızıllığı" anlamında kullanılır.
"iltifat" arapça'da "göz ucuyla bakmak" iken, türkçe'de "ilgi gösterme" anlamındadır.
halkın bilgisizlikle yaptığı bu bozmalara "galatat" denilmektedir.
halk dilinde eşanlamlı sözcükler yoktur. arapça acemce'den bir sözcük aldıklarında onun eşanlamlısı olan türkçe sözcüğü atmışlardır, dilde eşanlamlı sözcük kalmaz:
"hasta" alınınca "sayru"
"ayna" alınınca "gözgü"
"merdiven" alınınca "baskıç" atılmıştır.
bazen eşanlamlılar korunmuştur. siyah ve beyaz sözcükleri alındıktan sonra kara ve ak atılmamış ama kullanım yerleri belirlenmiştir. kara ile ak manevi şeylerde kullanmışlardır. siyah yüzlü adamın alnı ak olabilir, beyaz yüzlü adamın yüzü kara çıkabilir.
alınan yeni kelimelerin türkçe karşılığı yoksa olduğu gibi kullanılmıştır: "abdest, namaz cami, ezan, kur'an" gibi...
osmanlıca 3 dil etkisinde olduğu için bazen çok eşsesli bir arada bulunmuştur:
"su, ab, ma"
"gece, eb, leyl"
"ekmek, nan, ubuz"
"et, güşt, lahm" gibi...
bazen arapçadaki eşanlamlar alınır bu yüzden 3'ten fazla olabilir:
"aslan, şir, esed, gazanfer, haydar, zür'am" gibi
bazen yabancı dilden alınan sözcükler anlam ve söyleyiş olarak halk tarafından bozulur:
"haste, hasta" "hafte, hafta" "nerdüban,merdiven" "çarçube, çerçeve" "gavga, kavga" "bekre, makara" "zukak,sokak" "pare, para"...
bunlar söyleyiş değişiklikleriydi şimdi anlam değişmelerine örnek verelim:
"haste" sözcüğü farsça'da "biri taafından yaralanmış" anlamındayken türkçe'de "sağlığı bozulmuş" olarak kullanılır.
"şafak" arapça'da "batı ufkunun akşam kızıllığı" anlamında türkçe'de ise; "doğu ufkunun sabah kızıllığı" anlamında kullanılır.
"iltifat" arapça'da "göz ucuyla bakmak" iken, türkçe'de "ilgi gösterme" anlamındadır.
halkın bilgisizlikle yaptığı bu bozmalara "galatat" denilmektedir.
konjonktür : isim,Fransızca,conjoncture
1)Geçerli durum.
2)Her türlü durumun ve şartın ortaya çıkardığı sonuç.
kaynak:Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlük
http://www.tdk.gov.tr/
1)Geçerli durum.
2)Her türlü durumun ve şartın ortaya çıkardığı sonuç.
kaynak:Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlük
http://www.tdk.gov.tr/
turgut özal' la ivme almış bir oluşumdur. Rahmetli başkan yerine presidan, bilgisayar yerine kompüter derdi. sonrasında kominikasyon geldi haberleşme yerine. kontrol zaten yabancıydı ama o da gitti check etmek geldi. toplu mekanlar demiyor artık tikiler public diyorlar. artık yabancılaşmakta son nokta -bilir eki yerine -able eki kullanmak. hoş mu bu durum? tabii ki hayır.
Hayır birde bu yabancı kelimeleri Türkçeleştirme muabbeti yokmu.
Örn:sport-spor
stop-istop
Örn:sport-spor
stop-istop
şef.. fransızcadan girmiştir.
bir insanın vücuduna giren yabancı maddelerden farkı olmayan kelimelerdir.
tam anlamıyla mikroptur.
fransızca'dan dilimize giren bir kelimedir mikrop. eğer akşemseddin'e sahip çıksaydık, pasteur falan hikaye olacaktı. dilimize de mikrop girmeyecekti.
bu yabancı kelimeler, bazen "serum" vazifesi görse de, iyileştikten sonra bedenin yabancı maddeleri dışarıya atması gibi, kendiliğinden dışarı atılacaktı. bunu en çok isteyenler, başta ömer seyfettin, ziya gökalp gibi milli edebiyat akımı şairleri ve yazarları ve tdk'yı kuran büyük önder mustafa kemal atatürk'tü. fakat onlardan sonra geride kala kala elimize bir tek bilgisayarımız kaldı.
bizi çok oturgaçlı götürgeçlere bindirip, ulusal düttürüyü söyletenler yüzünden dilimizden de soğuduk, yani kendi dilimizden. ağzımıza sürekli yabancı şeyler almaya başladık. oysa annemiz sürekli derdi :"bilmediğin şeyleri ağzına alma!", "tanımadığın adamların verdiği şeyleri kabul etme!"
dinlemedik.
neler yapmadık ki, hasta olmak için! kimimiz "chatle$tiq", kimimiz "fevkaladenin fevkinde" olduk.
tam anlamıyla mikroptur.
fransızca'dan dilimize giren bir kelimedir mikrop. eğer akşemseddin'e sahip çıksaydık, pasteur falan hikaye olacaktı. dilimize de mikrop girmeyecekti.
bu yabancı kelimeler, bazen "serum" vazifesi görse de, iyileştikten sonra bedenin yabancı maddeleri dışarıya atması gibi, kendiliğinden dışarı atılacaktı. bunu en çok isteyenler, başta ömer seyfettin, ziya gökalp gibi milli edebiyat akımı şairleri ve yazarları ve tdk'yı kuran büyük önder mustafa kemal atatürk'tü. fakat onlardan sonra geride kala kala elimize bir tek bilgisayarımız kaldı.
bizi çok oturgaçlı götürgeçlere bindirip, ulusal düttürüyü söyletenler yüzünden dilimizden de soğuduk, yani kendi dilimizden. ağzımıza sürekli yabancı şeyler almaya başladık. oysa annemiz sürekli derdi :"bilmediğin şeyleri ağzına alma!", "tanımadığın adamların verdiği şeyleri kabul etme!"
dinlemedik.
neler yapmadık ki, hasta olmak için! kimimiz "chatle$tiq", kimimiz "fevkaladenin fevkinde" olduk.
(bkz: mehmet aurelio) *
bakkal; sanılanın ya da aslında kabullenişin ardından gelen benimsemenin aksine türkçe bir kelime değildir. hep 'market değil bakkal kullanın, türkçe o' sözlerini işitirdim. artık türkçe'den de vazgeçildi o ayrı hadise ama zaten bakkal hiç türkçe olmamıştı.
kısaca bakkal arapça'dan türkçeye girmiştir, ve ne bakkal ne de market yerine kullanılacak bir kelimemiz türkçede mevcut değildir.
kısaca bakkal arapça'dan türkçeye girmiştir, ve ne bakkal ne de market yerine kullanılacak bir kelimemiz türkçede mevcut değildir.
pardon, gardolap.
opsiyon: seçenek
konsensus: görüş birliği
konsensus: görüş birliği
(bkz: quiz)
turban = başörtüsü
-yon la biten kelimelerdir.
kanalizasyon,konfeksiyon, entegrasyon, moderasyon, atraksiyon, sübvansiyon, süspansiyon, pansiyon, sivilizasyon, tansiyon atmasyon, sallamasyon...
kanalizasyon,konfeksiyon, entegrasyon, moderasyon, atraksiyon, sübvansiyon, süspansiyon, pansiyon, sivilizasyon, tansiyon atmasyon, sallamasyon...
-hocam neden yabancı kelimeler türkçeye giriyor?
biz de onlarınkine soksak olur mu?
+hay o kelimeler size girsin e mi?*
biz de onlarınkine soksak olur mu?
+hay o kelimeler size girsin e mi?*
cumhuriyet. *
güncel Önemli Başlıklar