bugün

Bence tanrı insanlıktan daha genç.
simsi sims icat edilmeden önce bulandır.
Yahudi terminolojisindeki bedensel karşılığı "çocuk" olan, tanrıların tanrısı. Musa peygamberi muhatap alan tanrı, ona bir çocuk bedeniyle konuşmuştur. Felsefesi için bakınız:

ben olan ben

Mezopotamya bölgesinde marduk ve ahura mazda, arabistan paran dağlarında el ilah, orta asya bozkırlarında tengri, kudüs kıyılarında yehova ismi ile anılır.

Mitolojik olanları var ki düşman başına olup, batı düvellerinde en meşhuru zeus'tur. Hindistan dolaylarında şiva ve brahma.

Zeus hovarda bir abimizdir.

O, hu, huda, ihvade, rabb, baba.
tüm kötülüklerin anası.
- Her seyi yapan bir guc var.
+ Seni kim yapti o zaman?
- Ben kendim oldum.
+ O zaman her seyi yapan bir guc yok.

bitti.
Uzun zamandır aramız bozuk kendisiyle. Kendisi ona ilk işim düştüğü andan beri hep bana yüz çevirdi de. Hadi şimdi hoşuna gitmeyecek şeyler yapıyorum, emir ve yasaklarına uymuyorum dualarıma yanıt vermiyor ama daha el kadar bebeyken annemle babam bu gece kavga etmesin diye her akşam ağlaya ağlaya dua ettiğimi bilirim. Sadece tek bir olaya bağlamıyorum ben şiddetin içinde karma karışık bir ailenin, mahallenin içinde büyüdüm ve gerçekleşmesinden korktuğum ne varsa olmasın diye dua ettim. Bahsettiğim zamanlar çocukların melek diye adlandırıldığı zamanlar he bir de. Daha o zamanlarda bile yanımda değildi ki şimdi olsun. Gerçi şimdi de ben onun yanında değilim ama bu ilgisiz kalan bir çocuğun, babası yaşlanınca yüzüne bakmaması gibi bir olay.
Eski bir dost.
Benim için Bella rolland'dır. Evet benim ilahım o.

Tanım: eşi benzeri olmayan.
(bkz: Mustafa kemal atatürk)
“yine birilerini kızdırdım, yağıyor üstüme tanrının laneti.
ne hain, ne katil, ne de hırsızdım.
tanrınız buysa beyler, yok hiç adaleti.”
Tamam en haklı, en mükemmel, en harika sensin. Bi sal beni artık ya.
Eskiden bu müslüman olmayanların hayatları neden güzel gidiyor, neden hep müslümanlar zor şartlar altında yaşıyor gibisinden sorular sorduğumda bana biz imtihandayız, allah isteyene dünyalık isteyene de ahiretlik verir derlerdi. Ben dünyalık güzel, sorunsuz bir yaşamı çok istedim baya da çabaladım aslında ama artık ikisini de istemiyorum dünya da, ahiret de onun ve biricik sevgili kullarının olsun.
Bazı insanları gram sevmediğini, hatta nefret ettiğini düşünüyorum. Gerçi gönderdiği iddia edilen bütün kitaplarda da bizzat kendisi söylüyor. inananlar hep kendilerini onun sevgili kulları olarak görüyorlar ve bütün olumsuzlukların imtihan olduğunu düşünüyorlar. Ben bu kadar şeyin imtihan olduğunu düşünmüyorum beni baya baya sevmiyor. Gerçi artık hislerimiz karşılıklı kendisiyle ama bir gün iki kelam etme fırsatımız olursa sadece neden diye sormak istiyorum. Hesap sorar gibi değil he gayet dostane bir tavırla neden böyle yaptın biraz anlatsana ya deyip onu dinlemek isterdim yani.
Beni yanına almasını istediğim yegane şey.
Öldü... Diyorlar. Kalbime gömdüm yeşerdi. Artık var.
istisnadır herşeye muhalefet ve herşeye aykırıdır mucizeyi savunur gönderdiği kitaplarda kendini över insana nankör der evet ayette bunu mealen birebir demiştir der gönderdiği kişilere olağanüstü yetenekler verdiğini kendisini gönderdiği kişileri olağanüstü şekilde savunduğunu anlatır ve hala kendisi tek bir insanı kendisine inansın diye seçtiği halde o kadar kale almadığı hatta devamlı yalvarsan dua etsen dahi kale almasa da o bir kişiye sadece kendi seçti diye inanmanı bekler 60 70 80 90 100 yıl aşsan da dünya da gıkını çıkarmaz sen bana inan der sessizce bu istisnadır muhalefettir aykırıdır kısaca az birşey inanıyorsan dahi aykırısın istisnasın muhalefetsin benden bu kadar artık kendini sen düşün nesin.
kafa karıştırıcı, odaklanılması gereken başlı başına çoğu şeyden soyutlanmanızı gerektiren konu.
Tasavvur ötesi varlık. Hayatımın her döneminde tasavvurlar çiziyor, resmediyor, tanrı'yı arıyorum. Geçtiğimiz senelerde kilise avlusunda çaylak bir papaz, "tanrı içimizde" demişti. O gün ve sonraki günler içimde aradım. Önce kalbime baktım, kesik ve damarlı, kanlı ve ucube bir et parçasından başka bir yoktu. Olsa olsa dizlerimin bağlarındadır, dedim. Çapraz bağlarımda, mafsallarda, bacaklarımı diri tutan kaval kemiklerimde de yoktu. Şah damarıma çıktım, atışlarımı dinledim, ilahi bir orkestra gibiydi. Sesi var gibiydi ama orada da yoktu. Buralara yakın bir yerdedir, dedim. Zihnime, beynimin kıvrık patikalarında gezindim. Koca bir alemdeydim. Gezilecek koca bir devran. Sesini işittim sanıyorum, rengini görmedim ama hissettim. Gezecek pek fazla vaktim yoktu; uçsuz bucaksız uçurumlardan gerisingeriye döndüm. içimde diyemem ama dışımda da diyemem. inancım çaylak papazı yeni baştan kutsadı.
kendisi bizim zamanımıza göre ebedi istirahatinde.
Güneşe inananlar tanrının dünyayı altı günde yarattığına inanırlar.
Ve bütün dünyayı kendi zaman anlayışına göre altı günde yaratan tanrı yedinci gün istirahate çekilir.

Bütün insanlığın yaşadığı zaman dilimi tanrının istirahat ettiği o bir gündür. Bu sebeple tanrı dünyaya müsaade etmez. insanların çektiği acılara bakmaz çünkü.

istirahati sona erince insanların birbirine neler yaptığını görünce bütün dünyayı tekrar yok edecek diye inanıyorlar.

Sevmek her zaman olduğu gibi kabullenerek, iman ederek olmuyor demek ki.
Masallara tutunuyor insanlar.

Edit: iki bir şey anlattırmıyorsunuz abi:d güneşe inananlar diyorum size:d tanrı istirahat ediyorsa peygamberler nasıl geldi diyorsunuz.
Adamlar peygambere inansa güneşe inanır mi:d
Ne iş yapar diye merak ettiğim olgu.
görsel
Ayıp ettin. En baştan beri ayıp ediyorsun ve ayıp etmeye de devam edeceksin gibime geliyor. Tamam ben de çok ayıp ettim sana ama benim etim ne butum ne amk?
Bu yavru bir kedinin sahibine tüylerini kabartıp tıslaması gibi bir şeydi yani. Bana da kedilerim çok şekil yapıyor, hem de hepsi koca dana oldular ama ben hiçbirine bu kadar büyük tepki göstermedim. Bence çok fevri ve radikal kararlar veriyorsun. Hadi ben neyse de en büyük ayıbı şeytana yaptın be o adam senin sağ kolun gibi bir şeydi. Hiçbirimiz yokken o vardı abi, tek dostundu senin niye ille de ademe secde et dedin ki?
Bence ademe secde etseydi de sen kesin; nasıl benden başkasına secde edersin, bu bir sınavdı şüphesiz ki biz seni denedik hadi şimdi siktir git deyip yine kovardın şeytanı. Madem sevmiyorsun neden yaratıyorsun?
görsel
‘Tanrı’ var değildir; ancak onun var-olmayışı evrensel olarak mevcuttur ve evrensel olarak etkir. Maddi organizmalar için anlamlı olan herhangi bir biçimde var olamaz o; ama bu, bu durumun böylesi organizmalar için anlamsız olması demek değildir. Sözgelimi, kavga eden iki adam görür, ama müdahale etmezseniz (her ne kadar edebilecek durumda olsanız da), o zaman gerçekte müdahale etmeyerek müdahale etmiş olursunuz; ve 'Tanrı’ için de aynı şey söz konusudur.

Bütün, içkin olarak, içinde ilkelerin ve olayların her şey olduğu ve bireysel şeyin hiçbir şey olmadığı bir durumdur. Böylelikle bireysel şeye tümüyle kayıtsız olduğu için, ‘Tanrı’ bütünle tam bir duygudaşlık içinde olmalıdır. Ama o duygudaşlığını varolmayarak ve tümel bilinemezliğiyle ifade eder. O wu wei ve wu ming'dir, eylemsiz ve adsızdır.

Tao Te Ching şöyle der:

LXVll. Eğer herhangi bir şeye benzeseydi şimdi çoktan anlamsız olurdu.

LVII. Bilge, ben hiçbir şey yapmıyorum ve insanlar kendiliklerinden değişiyorlar. Ben kımıltısızlığı yeğliyorum ve insanlar kendilerini düzeltiyorlar. Ben müdahale etmiyorum ve insanlar kendi kendilerine refaha kavuşuyorlar, der.

LI. Yüzbinlerce kişiye yaşam verir, ancak hiçbir mülkiyet iddiasında bulunmaz; kazançlar sağlar, ancak hiç teşekkür istemez; göz kulak olur, ancak hiçbir otorite uygulamaz.

X. Eyleme başvurmaksızın insanları sevebilir ve devleti yönetebilir misin?
Var mıdır yok mudur bilemem, bilse idik zaten bu yüzyıllardır üzerine kafa yorulan gizemli bir konu olmazdı. Bana göre tanrı var ve ben onla uzunca bir süre diyalogu kestiğimde içimde bir huzursuzluk oluyor. Şimdi de o durumdayim, ne yaparsam da geçmiyor, bu yüzden secdenin gücüne inanıyorum.
Yokmuş. Allah varmış.