bugün

Ya hep belli bir anlayışın yazarı olunmuştur bizim edebiyatımızda, ya da yalnızlaşmaya mahkum... Uzun süredir düşünüyor ve kendimce açıklamalarda bulunuyorum elbette: Niçin Ahmet Hamdi Tanpınar ve Oğuz Atay, romanlarının yayımlandığı yıllarda anlaşılamamış, olumsuz eleştirilerle karşılanmış, neden sonra kaçınılmaz biçimde yaşanan değişimler edebiyat kamuoyunu ikisine de yaklaştırmıştır? Burada nasıl bir sorun olduğu üstünde durulmadı ya da zamanında değerlerinin bilinmediği biçiminde kolay bir açıklamayla asıl sorular paketlenip kaldırıldı. Oysa açık biçimde görülüyor ki asıl sorun, ikisinin de edebiyatımıza egemen ortak anlayışın kendi dönemlerindeki yazınsal doğasına ve çevresine bir hale gibi ördüğü kültüre ters düşmesiydi. Tanpınar, alışılmış roman anlayışının dışında, modernist romanlar yazıyordu. Oğuz Atay Huzur'dan yirmi, Saatleri Ayarlama Enstitüsü'nden on yıl sonra bu kez daha da aykırı bir roman yazdığı için yadırganıyordu. Yayımlandığında kimsenin yüz vermediği Tutunamayanlar on yıl sonra bu kez yere göğe konamayacak, Tanpınar da aynı yıllarda pek çoklarınca çağdaş Türk romanının en önemli yazarı olarak karşılanacaktı. Asıl önemlisi, ikisi de Türk romanındaki verili değerleri sarsacak, gedikleri kapayacak, roman sanatımızın artık bambaşka biçimde yazılmasını ve okunmasını sağlayacaktı. Çağdaş Türk edebiyatı içinde roman sanatına ve okuma kültürüne en büyük değişiklik katsayısının bu iki yazardan geldiğini söyleyebiliriz, ama en önemli romancıların da gene ikisi olduğunu öne sürmemek kaydıyla. Çünkü Tanpınar ve Oğuz Atay'ı önemli kılan asıl neden, edebiyatımızı tek kulvarda akmaya zorlayan ana akımın kullandığı etmenlerin dışında, ondan ayrı sularda akmaları, kendi kimliklerini inatla korumalarıydı. Demek ki edebiyatımızın bugünkü zenginliğini pırıltılar saçarak ilerletememesinin en önemli nedeni budur. Birbirine yakın duran, yakınlığı gözeten, ayrılmayı göze almayan yazarlar ve yapıtlar arasından ana akımın büsbütün dışına çıkıp ona dışardan göz kırpan yaratıcıların çıkmakta zorlanması.

(kaynak: semih gümüş'ün 'Beklenen yazar niçin gelmiyor?'
başlıklı, radikal kitap'ta yayınlanan yazısından alıntıdır)