sevilen bir yazar tarafından açık oylanmak

heyecan verici durumdur.

böyle eliniz ayağınız titrer,

dirseğinizi yanlışlıkla masanın üzerinde duran kahve bardağına çarpıp,

masadaki evrakların üstüne dökersiniz.

sonra patron gelir.

"patron o oyladı ya, vallaha o" diye sevincinizi paylaşırsınız.

patron da sevincinize ortak olur.

sonra iş yerindeki diğer insanlarla birlikte timsah yürüyüşü yapıp,

işinize geri dönersiniz.

başlarsınız mesaj beklemeye.

Bazen tek kalısınız trollerin arasında, eksiler havada uçuşur.
Nerde bu devlet nerede insanlar! Kimse duymaz. Tam Umutların tükendiği anda o gelir.
Gölgelerin arasından ayak sesleri duyulur önce, tıpkı dört nala koşan vahşi bir kısrak gibi heybetlidir.
Facebook çakması mavi dünya olan yer kızarır.
işte o anda önce kısa bir sitem;
Lanet olsun dostum, hangi cehennemdeydin.
Sonra, adam yaw adam nidaları ile eski halinize dönüp yola devam edersiniz.

Açık oylamanın amacının evlilik teklifi olduğunu bilenlerce yapılabilecek sevinç gösterisidir.
Hele seri oyluyorsa düğün masrafı da ona aitmiş. Gözünüz aydın denilesi.

(bkz: gülücüğe odaklan)

Sözlüğün en güzel hediyesidir.

Güldürür. Sevindirir.

Lakin lütfen yine de açık açık ve de ciddi ciddi yürümeyenler açık oylamasın. Hep bildirim kirliliği oluyor sonra, bloody seri oyladı geçen gün, kızım ben lezbiyen değilim dedim küfür ettim ve de donuzladım.

Lütfen. Açık açık yürümeyenler açık oylamasın arkaaşlar.

Kalp kalbe karşıdır dedirtir.

Az önce rüya olarak karşıma çıkan durum, nice arz u hal hülyaymış meğer.