bugün

okuma eylemini gerçekleştirmek, bir öğrencinin eğer sonuna kadar giderse hayatının tam 15 yılını alan eğitim sürecidir.
islamın ilk emri. ikra!!! yani oku!!!

ilmin faziletin simgesi. bilginin, kültürün, hayatın anlamı. herşeyin başlangıcı ve dahi bitişi. dünyayı yaradan'ın emri. dünyaya gelen bütün önemli kişilerin yaptığı, yapmaktan zevk aldığı ve tüm insanlığa ortak çağrısı.

cehaletin yokoluşuna en önemli delalet. aynı zamanda da varoluşa en önemli delalet. bilinmesi gereken herşeyi içinde barındıran yegane eylem.
okumak düşünme ve anlama işlevlerinin aynı anda yapıldığı işlevdir.bu nedenle beynin herkısmını çalıştıran ve buradaki kan akışının da hızlanmasına sebep olan okuma işlevi beyin hücrelerinin ölümünü ve ileri yaşlardaki bunamayı en aza indirir. (bkz: okumayan bunar)
sesli bi şekilde yapılıyosa hedede hödödö hedehödö gibi anlamsız seslerin cıkması.
oyle birsey ki parası olmayan deli gibi okumak ister cebi dolu olan ise yakınından bile gecmek istemez.
televizyona esir olan ve özgür düşüncesini geliştirmek istemediği gibi, özgür düşünceyle zerre kadar ilgilenmeyen ülkemiz insanının, yanından bile geçmeyeceği eylemdir. bahaneleri vardır. mali boyutun kitap satın almayı zorlaştırması ve zaman olmaması. kütüphaneler de vardır oysa, görene.
okumak;
kimi zaman kelimeler damlar gönüle
kimi zamansa gürül gürül çağlar..
ve siz
bu akan su sesiyle
dinlenirsiniz..

okumak varken..
okumak ufku açmaktır. ufkunun dar olmasını isteyenler bırakın okumasın öylesinden kimseye fayda gelmez zaten, uzak durulması gereken insanlardır onlar. vakit varken bol bol okumak lazımdır.
ayrıca para geçerli de olsa tam olarak mani, değildir.
şöle ki daha iki gün önce sahaftan iki ytl ye kitap aldım ama istanbuldan.
-demek ki para bahane değil.
-fakat ben bursada okuyorum.
-demek ki ucuz kitap için istanbula gitmek lazım.
-fakat yol parası da var.
-demek ki bu ucuz kitaba yol parasını da eklemek lazım.
-fakat o zaman pahalıya geliyo.
-demek ki para geçerli bi bahane.
-fakat yine de okumak lazım...
(bkz: kitap okumak)
okuyan insanın ilk basamağıdır kitap. sonra etrafını okumaya başlar. bir de bakmış arshimed olmuştur. sonra kainatı okumaya başlar bu sefer de newton ve einstein olur.kendisini okumaya başlar zahiri olarak; hipokrates olur, darwin olur, pavlov olur, alexis carrel olur...
zihin dünyasını okumaya başlar bu sefer de herakleitos olur, parmenides olur , sokrates olur , aristoteles olur , farabi olur , augustinus olur , descartes olur , frances bacon olur , kant olur , nietzsche olur , karl marx olur,
cemil meriç olur , nihal atsız olur , bediüzzamanolur , sartre olur, camus olur ,...
insan ve kainatı ve mutlak olanı okumaya çalışır bu sefer de peygamber olur.

not: isimlerini zikrettiğim kişilerin çok farklı düşünsel yapıya sahip olduğunu biliyorum şüphesiz, ve okumak uğruna yaşamlarını harcamaları da tarafımdan her zaman bir hayret ve hayranlık unsurudur. kimin yanılıp yanılmadığı sorusu ise kimin hangi düşünürü benimseyip benimsemediğiyle alakalı. ve elbetteki benim de bir dünya görüşüm var, lakin bu yalnız ve yalnız beni ilgilendirdiğinden açıklama yapma zaruriyeti görmüyorum
ne kadar çok okursak, ne kadar çok konuşursak, ne kadar çok iletişirsek o kadar iyi olacakmış gibi geliyor insanlara. ama iletişim başlı başına bir amaç değil, iletişim olsa olsa, ötekinde kendini, kendinde ötekini görebilmek. ötekinin aracılığıyla, ötekinin yardımıyla bir anlamda kendi kendini anlamak, kendi kendini kurmak. bu da okumanın, dinlenenin yalnız kaydedilmesini değil, birçok başka dizgeyle karşılaştırılmasını da getirecektir. oysa bir şeyleri görmek ya da işitmekle yetinmek, gelip geçici bir şey olarak, yani başımıza, üstümüze yağan bir yağmur olarak düşünülüyor birçok durumda. ha ben bunu görmüştüm oluyor, ha ben bunu işitmiştim oluyor, ben bunu okumuştum, ha evet bir yerlerde böyle bir şeyden söz edildiğini biliyorum. evet, haberdarım. söz edildiğinden haberdar olmak, söz edildiğini bilmek bir şey demektir ama söz edilmiş de ne olmuş? o sözün edilmesi sana ne getiriyor, sana neler gösteriyor, sana neler gördürüyor?
okumak, kendiliğinden etkin bir çaba gibi görülüyor artık. okumak için tabii ki bir çaba harcanıyor. bu çabayı harcadığına göre bir iş yapmış oluyorsun. iyi de, bir iş yapmış olduğunu düşünebilirsin ama okuduklarınla başka şeyler arasında bir bağ kurabiliyor musun? ister başka okuduklarınla, ister kendi yaşadıklarınla, kendi düşündüklerinle...başka bir bağ kurabiliyor musun? adam böyle diyor ya da adam böyle dediğine göre biz de böyle düşünmeliyiz denecekse, aman eksik olsun. *
hiçbir kitap yoktur ki okumak elzem olsun.
simgelerden hayat sağmak, hayatın mürekkepte ve renkte yoğunlaşmasını izlemek.
ümit meriç'in tanımıyla yazar ve okur arasındaki aşıkane mülakattır.
bişeyler okumak, belki hayatı okumak, ama illede okumak,
sonra kendine sormak ne kadarım ben diye, cevap verene kadar okumak.
sadece bir kitapla gerçekleştirilmesi şart olmayan eylem. insan dışarı çıktığında pek çok hikaye de bulabilir, her sokakta, metroda, her kafede, restaurantta, en kalabalıkta ve en terkedilmişlikte bile bir hikaye vardır, dikkatle bakıldığında farkedilebilecek, tadı çıkarılarak okunulacak. ayrıca;
(bkz: her insan bir hikayedir)
temel ihtiyaçlarımızdandır.
Allah (c.a.c.) nin ilk emridir.
oku, allahın (c.a.c.) adıyla oku...
okumak bir ihtiyaçtır benim için..yemek,içmek,uyumak gibi bir ihtiyaçtır.okumak çoğu zaman yapmadığımız bir şeyi yapmaya zorlar bizleri.DÜŞÜNMEK!
düşünen bir toplum olabilmemiz dileğiyle...

(bkz: Eğer kitapları tarafından kuşatılmamışsa, insan gerçeklikle olan bağını kaybeder)
yabancı dil öğrenen kişilerin yapabileceği ve yapması gereken en kolay becerilerden biri. yararları: geniş çeşitlilikte okuma kaynakları vardır: internet, gazete, dergi, ansiklopedi, roman, vs. kişinin istediği hızda yapabileceği bir etkinliktir, isterse bir paragrafı bir saatte okur. kişi okurken, dilbilgisi, kelime, anlatım, noktalama, dünya bilgisi ve daha birçok şey öğrenir, bu yüzden keyif verir. istenilen yere götürülebilen ve herkesin ulaşabileceği dile maruz kalma kaynakları sağlar.
(bkz: canına okumak)
ah, şu entelektüellerin üç milimetrelik iris aralığından beynin içine tüm bu bilgileri aktarmak için sarf ettikleri bitip tükenmeyen çabalar.. *
başucu kitaplarıyla sürekli yapılması gereken etkinlik.
yalanlamak ve reddetmek için okuma!
inanmak ve her şeyi de kabullenmek için okuma!
konuşmak ve nutuk çekmek için hiç okuma!
tartmak, kıyaslamak ve düşünmek için oku!
*
eski insanların sessiz yapılan bir eylem olduğunu düşündüğü beyin faaliyeti. mısırlı bir rahip bir çivi yazısını sesli olarak okuduğunda herkes şaşkınlıkla ona bakmış.