bugün

insanların ölünce saygıyı hakkettiğine inanan bir sürü saf, iyi hatırlanması gerektiğine inanan bir sürü ilginç insan olduğunu gördükçe bu durumu garipsemiyorum. ölüm, bazen bir ceza, bazen bir armağan, bazen de bir iyilik olur. zaten doğar doğmaz ölmeye başlıyoruz. yeni bir şeymiş gibi her seferinde hayretle karşılıyoruz ölümü. piyasa yapmak isteyen çakallar gibi hazırda bekliyoruz. bir yazar ölse de nick altı girsek diye. bu mudur yani insanlık? yaşarken neredeydiniz? şimdi neden buradasınız? kim çağırdı sizi? göz yaşlarınıza, komik taziye mesajlarınıza inanalım mı? kendi ölümünüz geldi aklınıza çakallar. siz öldüğünüzde nick altınıza hiç entry girilmemesi fikri ürküttü sizi. ölüme ortak olmak istediniz. yoksa umrunuzda falan değil. ölen yazar için bir entry yazdıktan sonra sevgilinizi aradınız veya msnde muhabbete daldınız. bu sizin ruhunuzu rahatlattı öyle mi? bırakın bu iki yüzlülüğü. içten pazarlıklı hallerinize ölüleri bari karıştırmayın.
ister istemez benim de üstüme alındığım başlıktır. lakin iyi niyetle, üzüntüyle, kederle yazılan taziye mesajlarına haksızlıktır. kendi adıma söylüyorum hiç bir şey umrumda olmadı haberi aldıktan sonra. hayatla bağlantım koptu bakakaldım ekrana. tanıyanların anlattıklarıyla tanıdım sonra yazılarına düşüncelerine baktım. hala da bakıyorum gözlerim dolu dolu. insanın kendi ölümünü hatırlamasından doğal bir şey yok bu haberden sonra... yaşı yakın, düşünceleri yakın, o da bir sözlük yazarı... allah rahmet eylesin diyen hangi insan çıkar gözetmiş olabilir. onu yazmasa ne değişirdi "aa neden nick altına yazmadı" diyen olur muydu sizce? acımasız eleştiriler yapılması gerekmeyen konular bunlar insanların samimi duygularını yanlış değerlendirmek adil bir davranış değil.
üzülmek konusu ise insanın kendi ölümüne değil yitirilene. o yazarın 1 gün önce yaşıyor olması ve kendisinden sadece yazdıklarının kalması şok ediyor insanı üzüyor...bişeyler yazanlar o anlık şokla üzüntüsünü, duygularını ailesi gibi gördüğü sözlük ahalisiyle paylaşmak isteyenlerdir..
otuz bin yazara tek tek entry girmenin gereksizliğinden olsa gerek.

toplam entry sayısı değil bini, yüzü bile geçemeyen kişilerin otuz bin birinci entry si böyle olmalı kanaatimce.

gerçekler acıdır!
(bkz: popülist sosyal mesajlar)

ölme ihtimalimiz var hepimizin diye gün boyu nick altı entry mi girelim? ya da ölünce biri, keşke nick altına daha fazla şey yazsaydım diye pişmanlık mı duyalım? Allah rahmet eylesin, o başka bir durum, ölümü küçümsemiyorum, ölümü kullanarak prim yapmaya çalışanlardan bahsediyorum.
acıyı paylaşmak ya da paylaşmaya çalışmaktır niyet.
en azından sevenlerine destek olmak ve kendisine en azından bir dua gönderebilmektir.ayıp olansa peşinden ne niyetle olsun başlık açıp ortalığı birbirine katmaktır.
ne sebeple yazılırsa yazılsın, bir başsağlığı neden bu denli rahatsız eder insanları.
ünlü biri vefat eder, adına açılan başlık dolar, bir furya başlar, ölünce hatırlanan sanatçı..
sözlükten biri rahatsızlanır ya da vefat eder, başsağlığı dilekleri yazılır, yine aynı muhabbet.

ölen yazarın nickini ilk defa gördüm gelişmeleri okuduğumda. evet üzüldüm. hiç tanımadığım ditty veya belki bir defa mesajlaştığım ille de heaven kadar üzüldüm.
yazmak için onların ölmesini beklemedim.
bu başlığı açanın da beklemediğine eminim. ama ne olur merhum yazarların arkasından böylesi başlıklar açılmasın.
lütfen.
üstadım yuh, siz insanlığı öldürmüşsünüz. yazarın nick ini ilk defa görüyorum ama önemli olan bu değil. insanlıktır be, yani ölen biri için insan hiç mi sorumluluk duymaz. insaniyet budur ya. tanımasan da bir can gitmiş. şimdi sözlüğün trollerinden birinin ölüm haberini alsan*, "sözlüğün mına koyardı ama üzüldüm" gibisinden bir entry i bu elemanın nick altına girmeyecek misin, gireceksin. hah, işte aynen bu dostum, insanlık.