bugün

onun yazmadığı şiirleri bile onun adına yazılan kaynakla paylaşılan son dönem şairlerinin piridir.
bugün ölüm yıldönümü.
allah rahmet eylesin.
ışıklar içinde uyusun.
atatürkçü olmasa da (bkz: kuvayi milliye destanı) vardır atatürk'ü öven.
her ne kadar k*münizm'i desteklese de şiirleri pek güzeldir.
Atatürkçü falan değil, komünisttir. Atatürkü övdüğü eserleri de bence zorlamadır..
Hayatını hapiste geçirdiği 12 yıl (1938-1950) da chp tek parti dönemine denk gelmektedir. Asker kaçaklarını haklı bulan yazılarından ötürü 1938de atatürkün hastalığında cezaevine gönderilmiş, 1950de demokrat partinin farklı kesimlerin desteğini almak adına çıkardığı afla tahliye olmuştur.
Vera'ya son parasını yedirmiştir. Bayağı boynuzlanmıştır.

Derdinden hastalanıp, zavallı olarak ölmüştür.

Kore'de savaşan Kendi askerine karşı "Ahmet teslim ol ya öleceksin ya esir düşeceksin" propaganda kâğıtlarının çevirisini yaparsan sonun böyle olur.
Sen Rus emperyalizmine safça hizmet edersen, Ruslar adamı böyle rezil eder.
Atatürk hapse atmıştır. inönü dönemindede çıkmamıştır.
''sonra aramıza şehirler girecek,
hiç karşılaşmayacağız.
tesadüfler bile bir araya getiremeyecek.
sonra belki birimiz öleceğiz,
diğerimiz hiç bilmeyecek.''
ideolojisini beğenmesemde bu dizesi beni derinden etkilemiş şairdir "Ve elbette yollarımız yine ayrılacak bir gün. Sonra aramıza şehirler girecek hiç karşılaşmayacağız. Tesadüfler bile bir araya getiremeyecek sonra da belki birimiz öleceğiz, diğerimiz bilmeyecek.."
Ve kitabın sonu şöyle bitiyordu:
O ilk gördüğü,tanıdığı,güvendiği,
sevdiği insan değildi artık!
“Seven yanılmış,
Sevilen yabancılaşmıştı” !
Denizin üstünde ala bulut
yüzünde gümüş gemi
içinde sarı balık
dibinde mavi yosun
kıyıda bir çıplak adam
durmuş düşünür.
Bulut mu olsam,
gemi mi yoksa?
Balık mı olsam,
yosun mu yoksa?..

Ne o, ne o, ne o.
Deniz olunmalı, oğlum,
bulutuyla, gemisiyle, balığıyla, yosunuyla.

#nazımhikmetran
Şiirlerinde sadece melankoliyi, acıları, sancıları konu edinmeyen; yaşamayı, yaşatmayı, şükretmeyi, mutluluğu konu edindiği şiirleri ile okurlarının kalplerindeki umut ışığının diri kalmasını sağlayan şair.

Hayata dair umutsuzluğa düştüğümde biraz olsun nefes alabilmek için Gülhane Parkına gider ve Nazım Hikmet'in şiirini Cem Karaca'nın sesinden dinleyerek yürürüm.

"Başım köpük köpük bulut, içim dışım deniz,
Ben bir ceviz ağacıyım Gülhane Parkı'nda
Budak budak, şerham şerham ihtiyar bir ceviz.
Ne sen bunun farkındasın, ne polis farkında"
“Nasıl öfkelenmem düşündükçe memleketimi?
Çırpınıyor ayakları altında bir avuç hergelenin! “

Saygıyla...
Memleketimden insan manzaraları'nı okuyunca, sadece propaganda yapmak için boş vaktinde şiir yazdığını düşündüğüm biri olmuştu gençliğimde. Klasik edebiyatın baskısından kaçmak için şiire sığınmış biri. Yazarlıkta.. Bi tarafında sallar pek çok insanı şu dünyada. Açıkçası ben şair değil yazar olduğunu düşünüyorum nazım'ın. Komünist propagandaya kendini adamışlığı ve yazarlığını kurban etmişliği için de Türk solu müteşekkir olmalı bence kendisine.
üstümüze yazdıklarımın hepsi yalan
onlar olan değil olmasını istediklerimdi aramızda
onlar ulaşılmaz dallarında duran hasretlerimdi
onlar susuzluğumdu düşlerimin kuyusundan çekilmiş
ışığa çizdiğim resimlerdi onlar.

üstümüze yazdıklarımın doğru hepsi
güzelliğin,
yani bir yemiş sepeti yahut kır sofrası
sensizliğim,
yani şehrin son köşesinde son sokak feneri oluşum
kıskanışım seni,
yani gözüm bağlı koşuşum geceleyin tirenlerin arasında
bahtiyarlığım
yani bentlerini yıkıp akan güneşli ırmak.

üstümüze yazdıklarımın hepsi yalan
üstümüze yazdıklarımın doğru hepsi.
"ben sensiz de yaşarım, ama seninle bir başka yaşarım.."
Dert etme turk nasıl olsa okuyanlar diledikleri gibi anlayacaklar
Dert etme turk nasıl olsa okuyanlar diledikleri gibi anlayacaklar
Dert etme turk nasıl olsa okuyanlar diledikleri gibi anlayacaklar üçü de aynı cümleymiş allah allah
Yani olay şu:
Dert etme turk nasıl olsa okuyanlar diledikleri gibi anlayacaklar.
Asya'dan Avrupa'ya uzanmış bir kısrak başı gibi bu vatan bizim demiş. büyük şair.
Her ne kadar karalıyor olsalar da; nazım aşkın elçisidir. Aşkı en iyi betimleyen, satırlarında yaşatan ender adamlardandır. Kendi çekip gitmiştir bu dünyadan, ama şiirlerine yüz bin elle sarılan milyonlar var. Amansızca gömmeye çalışan arkadaşlara duyurulur...
nazım hikmet gump filminden ünlü bir söz.
ses verdiğim şiirlerinden oluşan ve yaşamak şakaya gelmez adını verdiğim nazım hikmet okumalarını youtube'da https://www.youtube.com/w...DXn_rQApL8WaO7ugefLoACcuz ve spotify'da https://open.spotify.com/...si=VF3FVy9KTFi3taDW8ahPig adresi üzerinden dinlemek mümkün, tabi isterseniz.
"Küstürmeyin insanları hayata.
Sonra her şeyden vazgeçiyorlar.
Yaşamaktan, güzel olan her şeyden.
Bir odada yalnızlığı;
Bir dağ başında kalmayı,
Bir adada mahsur kalmayı,
Nerede bir yalnızlık varsa onu istiyorlar.
Küstürmeyin işte bazı insanları."

Sonuna orospu çocukları da eklenebilirmiş aslında.
- Millet şiir alanında daha yürürken, koşmuş olan şairimizdir. eserleriyle birlikte kendisi de sınırları aşmak durumunda kalmıştır (bırakılmıştır).

- nazım hikmet run'ın bir pastıdır.

(bkz: nazım hikmet run) başlığına ithafen.
bulgaristanda onu tanıdığım için sayesinde kiralık ev bulduğum şair. orada bir çok okulu ziyaret etmiş.
görsel
Mezarını ziyaret ettiğimde sonradan fotoğraflarıma baktığımda ‘ellerimde karanfiller, yüzümde gülümsemeler’ gördüm. insan bir mezar taşına gülümseyerek bakar mı?

Ben baktım!
Muazzam insanın huzurunda olmak çok güzeldi.
Saygıyla!
Tepeden tırnağa kavga,
hasret ve
ümitten ibaret Nazım Hikmet!
dünyanın en büyük şairi.