bugün

intihar eğilimlerinin sıklıkla görüldüğü en ağır depresyon çeşidi. konuyla ilgili olarak bir psikiyatrist in sözü söyledir;

"depresyonda bardağın yarısı boştur ya da bardak zorlukla görünür. major depresyonda ise durum farklıdır çünkü onda bardak yoktur. su ve cam, tuzla buz olmuştur. orada sadece yıkım vardır"
hamilelik neticesinde ilaçların kesilmesi mecburiyeti dolayısıyla bitkisel ilaçla tedavisi olan depresyon türüdür.

ilaçlar alınmayıp, doğum sonrası kucağa alınan çocukla tedavisi de mümkündür. çocuğun muhtaç olduğu ilgi, kişiye kendi derdini unutturur, bir daha belirti gözükmez. (bkz: eşimden biliyorum), (bkz: 5 senedir belirti yok)
başlıca belirtisi uykusuzluk ve iştahsızlıktır. zorlamayla bile yemek yenemez ve uyunamaz. kısa süreli seroquel alındığında uyku düzene girecek ve depresyon atlatılacaktır.
tıp terimleri karşılığında, "bireyin yaşayan ölü kıvamına gelmesini sağlayan ruhsal hastalık" olarak tanımlanır.
aslında hastalık değil, tamamen gerçeklerin daha net görülmesi durumudur.
uyku bozukluğu, iştahsızlık, değersizlik ve umutsuzluk duygusu, konsantrasyon bozukluğu ve olmazsa olmaz ölüm duygusu ve ölme isteği gibi belirtileri vardır. yalnız bu belirtilerin yaklaşık olarak iki haftadır devam ediyor olması gerekmektedir. her insanın başan gelebilir fazla abartılmamalıdırancak yine de bir psikolağa görünmekte fayda vardır . her ne kadar literatürde ağır depresyon olarak boy gösterse de atlatılmayacak bir şey değildir. sakin olmalısınız, bi yerine iki düşünmelisiniz. depresyonda olduğunuzu ilk öğrendiğinizde bunu kabullenmek çok çok zor oluyor ama hayat işte insana neleri öğretmiyor onunla yaşamayı da öğrenmek zorundayız başa geldiğinde ki öğrendim de. bir kaç insanı mutlu eden ilaç bi kaç güzel söz yetiyor çoğu zaman. verilen ilaçlar hep depresyonu öteliyor sadece o anı kurtarıyor zannederdim ama bir uzman kontrolünde ve dozunda alınırsa gerçekten işe yaramakta. bulunduğumuz dönemde çoğu insanın başına gelebilecek bir hastalık. söylemek istediğim en önemli şey artık aklı başında insalarız çevrenizdeki baskıdan kurtulup lütfen ama lütfen bir uzmana başvurun bırakın ne düşünürlerse düşünsünler, sizden önemli değil ya..
ağır depresyon. Bir tür yasta olma hali. Ölüm isteği mevcuttur. Kadınlarda daha fazla görülür.
(bkz: simardi kilitlendi dondu kaldi)
(bkz: bana bir şeyhler oluyor)
Doktor teşhisli rahatsızlığımdır. Benimki kronik hale gelmiş çeşidi. iyi haber evet hayatımın içine yedirip insanların anlayamayacağı -melankolinin boza kıvamındaki mayhoşluğu artık köşeli, bıcak keskinliğinde küflü ekmek kıvamındadır- hale getirdim. Kötü haber ise iyi haberdir birazda. Kronik kelimesi çok negatif. Kronik hale gelmiş güzel bir örnek aklıma gelmiyor. Vuslattır beklediğim, sevgili bekliyor mu bilmiyorum fakat duamdır kabul olsundur. Hadi be Azrail.*
depresyonun ilerlemiş halidir. "ölmek istiyorum ühühü" gibi aptal ergen triplerinin aksine, majör depresyonda olan kişi gerçekten ölmeyi düşünür. "ulan dur bakayım şu kemer başka ne işlere yarıyormuş" diyerek kendini asmayı planlayabilir ciddi anlamda. kesinlikle bir psikiyatra başvurulmalı ve majör depresyon geçiren kişi yalnız bırakılmamalıdır. onbir gün yemek yemediğimi, sadece ve sadece neskafe artı sigara içtiğimi hatırlıyorum. majör depresyon gibi ağır bir hastalık beraberinde zona denen illeti de getirebilir. velhasıl kelam, zor hastalıktır. diğer hastalıklar acı çektirir ve kişi bu hastalıklardan kurtulmayı dilerken, majör depresyon geçiren kişi içinde bulunduğu acınası durumdan kurtulmak istemez. zaten genelde hiç bir şey yapmayı istemez.
doktorların dediğine göre şuan içinde bulunduğum hastalık.
intihar eğilimi olan kişilerin bir diğer adıdır.

ilk adım tedavisi anti depresan ve diğer yardımcı ilaçlar ile olur. fakat bilinir ki anti depresanlar intihar eğilimini daha çok arttırır.

ikinci adım tedavisi ise doğrudan gözetimli tedavi ile, yani bir kliniğe yatarak olur. burada iyileşme süresi yaklaşık 1.5 aydır.
gülmeyi özlemektir. sosyal fobi de yardım eder o'na. doktorlar ilaç yazar, terapistler saatlerce konuşur. ama çözüm ilaç ya da terapi değildir. peki çözüm nedir? beyniniz lanetlenmiştir bir kere ve bu lanet ancak kalbiniz atmayı bıraktığında kaybolur beyninizden. tamam dersiniz beyninize 'istediğini yapacağım.' fakat her işte olduğu gibi onda da başarısız olursunuz. ertesi sabah, sıska bir hasta bakıcı tarafından şizofrenlerin içine atılırsınız. yırtık bir eşofman altı ve plastik bir terlik giydirirler size. bir köşeye çekilip beklemeye koyulursunuz. gözyaşlarınıza 'dur!' diyemezsiniz ve düşünmeden edemezsiniz 'niye ben?' diye. aradan bir hafta geçer, ilaçların dozu artırılır ve taburcu edilirsiniz. ama çözüm ilaçların dozunu artırmak değildir...
izmirden gazapizm'in şarkısıdır.buğulu bir tınıya sahiptir.
Bugün erken çıktım işten. Hava alırsam kendimi iyi hissedecektim sanki, fakat gitgide kötüleştim. Kara bulutlar kapladı düşüncelerimi. Anladım ki kullandığım onlarca ilaç boşunaymış. Şu an depresyonum beynimi ele geçirmiş durumda. Ama bu akşam istediğini vereceğim ona, başı göğe ersin. Bu akşam kendimin celladı olacağım, marmara denizinin soğuk sularıyla sevişirken bedenim...

Sekiz aylık mücadele sürecinde yanımda olan herkese teşekkür ediyorum. Elveda arkadaşlarım, elveda insanlar...
ağır depresyon olarakta adlandırılan depresyondur.
Major depresyon insanın duygu ve mizacının dışa vuran efektif bir hastalıktır.Hastanın günlük hayatını etkileyen uzamış bir çökkünlük ile karakterizedir. Günlük aktivitelerde ve eğlencelerde göze çarpan ve sürekli bir ilgi ve istek kaybı mevcuttur.Hata bazı durumlarda çok ilerlemesi halinde ölüle sonuclananları bile evcuttur.iki minör bir major depresyon geçirme sonucu he kendine hem bize hayatı zindan etme yolunda emin adımlar atan alt komşu gibi.
Eve kapanip aylarca disari cikmamayi beraberinde getiren, eve kapanirken yaratilan dunyada pek eglenceli seylerin de olabilmesini saglayan, kisiye gore ya bir ay ya da bir omur suren illet otesi durum.
adamın ebesini s.kip sığıra katan hastalıktır. aman ha. düşmanımdan uzak dursun.
birkaç ay sürebilen yoğun üzüntü dönemi.
intihar eğilimi olan kişiler midir? biraz yanlış geliyor. intihar eğiliminde olduğunu çevresi pek anlamaz. hasta da söylemez. zaten konuşmanın, paylaşmanın boş olduğunu düşünür. durup dururken intihar ediverir.

2 Haftalık dönem içinde işlevsellik değişikliği ile birlikte aşağıdakilerin 5 inin bulunması, en az birinin depresif duygudurum  ya da ilgi kaybı ya da zevk alamama olması gerekir.
1. Her gün gün boyu süren depresif duygudurum ( Üzgün, boşlukta hissetme,ağlamaklı görünüm)
2. Her gün ve gün boyu süren etkinliklere ilgide azalma, eskisi kadar zevk alamama
3. Önemli derecede kilo kaybı ya da kilo alımı
4. insomnia ya da hipersomnia ( Uykusuzluk ya da aşırı uyuma)
5. Psikomotor ajitasyon ya da retardasyonun olması (davranışlarda aşırı artma ya da gerileme)
6. Yorgunluk, bitkinlik ve enerji kaybının olması
7. Değersizlik, aşırı ya da uygun olmayan suçluluk duyguları
8. Düşüncesini yoğunlaştırmada azalma ya da kararsızlık
9. Yineleyen ölüm düşünceleri ( intiharla ilgili)

yas 2 ay sürer. daha uzun sürüyorsa bu majör depresyondur.

Tedavi edilmemiş depresyon dönemleri 6-24 ay sürer. Tedavi ile bu süre birkaç hafta-aya indirilmektedir.
gün itibariyle şahsıma teşhisi konulan hastalık, işin garip tarafı doktor daha ben bir şeyler anlatır anlatmaz reçeteye majör depresyon yazdı ve bir tane de ilaç verdi. bunu bir ay kullan bana gel dedi. bir de kitap... adı da düşüncenin iyileştirici gücü.
belirtileri nedir diye sorarsanız, sürekli karamsar bir hava, kendini insanlardan soyutlama, sosyofobi, gece uyku uyuyamama, bazen ölümden aşırı korkmak bazen de teslim olmak (yani depresyon hastası ölmeyi istemez, ölüm düşüncesine refleks göstermeyip teslim olur), aşırı kilo almak, gündüz uykusu (gece uyumazsın ama izin verseler tüm gün uyuyabilirsin), aşırı kilo almak (bazıları da kaybediyor) bende görülenlerdi.
sebebi nedir derseniz, benim için sebebi basit, işten atılmam ve arkadaş ortamını kaybetmem, sığınacak, özenecek bir idolüm olmaması ve hayatı çok fazla sorgulamam olabilir.
bugün ilk antidepresanımı içtim ve kendimi tanıyamıyorum ya, ota boka gülüyorum ben! belki de plasebo etkisidir ama gene de güzelmiş, süper!
bir depresyon hastası sürekli karamsar ve çökük olacak diye bir kaide yok. mesela benim bir günüm karanlıkken, sönükken diğer günüm gene karanlık oluyor fakat enerjim tavan yapıyor. kaç kez evi komple temizlediğimi bilirim erkek halimle.
hastalıktan kurtuluş yokmuş, ilaçlarına devam ettiğin sürece iyisin, ilacını almazsan gene aynı.
bir depresyon hastası öyle yaşamanın anlamı yok! ühüüü! diye intihar falan etmez. olaylara çok aşırı duyarlıdır ve tepki verir. yani sokakta bir kedinin öldüğünü görse, suçluluk hissedip neden yaşıyorum ki lan ben diyebilir, sorgular. benim de sorguladığım oldu. bu gibi durumlarda fren mekanizması dini inançlara dört elle sarılmaktır. fakat demin ne dedik? sorgulamak... eşşeklik edip bu konuyu da sorguladığım için herşeyim gibi onu da kaybettim ve beni frenliyen tek şey, ailem ve sevdiklerim.
hasta ruhlu bir insana nasıl mı davranın? aynı, bildiğiniz gibi...
depresyon dönemi yaratıcılığın zirvesidir. ve tek olumlu etkisi budur. bu dönemde tam altı adet beste yaptım hem de thrash metal yani, düşün bu devirde... jın jın diye soloları var lan çok şeker!
siz siz olun, böyle belirtiler başınıza gelirse, en yakın sağlık kuruluşuna başvurun.
ergenler için: ergenlik bunalımı, trip mrip deyip geçmeyin, depresyonun en tehlikelisi bu dönemde yaşananıdır. zira zaten bir kimlik bunalımında çocuk, bir de dünyası kararırsa ölsün daha iyidir.
son olarak, antidepresanlar bağımlılıktır, karşıyım, hede-hödö deyip de içmemezlik etmeyin; ne fazla ne de az tam kararında alın, kendinize iyi bakın.
anksiyete bozukluğu ile tedaviye başlayıp farketmediğimiz bir şekilde depresyonun büyümesi ve intihar girişimimden sonra tanı konulabilmiş, tedaviye başlanmıştır. ayların yıllar gibi geçer. ilaç tedavisinin tek başına asla yanıt vermediği mutlaka bir psikoloğa da başvurulması gerektiği durumdur. herkesin sorunsuz devam ettiği düşüncesinin gün içerisinde yüzlerce kez sizi zehirlediği, her kötü duruma intiharı iliştirdiğiniz, ağlayamadığınız, anlık çöküşler yaşadığınız, 'iyiyim' diye cümleye başladığınız, asla kabullenemediğiniz bu illet kabuslarla birleştiğinde hayatınızı çekilmez hale getirir. bu dönemde size türlü türlü insan dertleri anlatılır 'bak haline şükür et' diye ama hiç birinin ciddiyetini umursayamazsınız. içinizden nasıl geliyorsa öyle yaşamaya başlıyorsunuz, bu hastalığın en iyi yanı bana bu oldu. ertelemeden ne konuşmak istiyorsam -herhangi biriyle- gittim konuştum. hala içerisinde boğuştuğum bir durum, düzelir de burda okuyup 'ahh çok geçmişte kaldı' derim umarım.
tedavi edilmezse ölüme bile götürebilir.
seçkin bir hastalıktır.. öyle alelade değil, major * depresyon...
Hakkında bi'şeyler konuşabileceğim birilerine en çok bugünlerde ihtiyaç duyduğum hastalık.
güncel Önemli Başlıklar