bugün

"Bir ufka vardık ki yalnız değiliz"

Yalnızız,hem de ne yalnızlık.
içimizdeki herhangi bir nedenden oluşmuş kırgınlığın referansı olmuş mısralardır. genellikle bir aşka bir inanca bir kutsallığa şahitlik etmişlerdir ya da alet olmuşlardır ki kırgınlığımız hayal kırıklığından sonrasına denk gelir.
benim en büyük kırgınlığım şu dizelerdir mesela.

asıl büyük sarhoş benim

uzaktaki.

ben ki tek damla şarap içmedim

ekmeğin beyaz zeytinin siyah

olduğunu biliyorum.

asıl büyük sarhoş benim

uzaktaki.

benim kusturucu sarhoşluğum

yoksulluğum.


yüzüme bakmasan da

yağmura düşürsen de gözlerini

gözlerime bakmasan da ne kadar

o kadar aydınlığın gökyüzüme uzanıyor

uykularımda nefesinin sıcaklığı

o kadar.

hangi akşam kapımı çalan sen değilsin,

sen değil misin gizli bir kıvılcım gibi

gözbebeklerimde duran.

umutsuzlandığım her akşam

senin rüzgârın almıyor mu

uğultulu yorgunluğumu.

yoksulluğun eşiğinde kapaklandığım zaman

ellerimden sımsıkı tutmuyor mu senin

iyimserliğin.
***
ben bu tezgâhı kurdumsa senin için kurdum

senin için dokuduğum basma ve pazen

denizin yeşilinden süzdüğüm balık

göğün mavisinden çaldığım kuş

senin için.

felsefe okudumsa

iktisat okudumsa gece yarıları

boğazım kurumuş içim bir kalabalık

sıcacık mısralar okudumsa yunus' dan

senin için okudum

geceyarıları.

sen beyaz bir kadınsın

uzaktaki.

gözlerin aklımdan çıkmıyor

sen beyaz bir kadınsın

karanlıkları dinleyen

uzaktaki.

sarmaşıkları duyuyor musun rüzgârda

yorgun başını

üşümüş yastığına koyuyor musun

uyuyor musun...
*
Onu ben ne kadar buldum desem yok olur,çünkü girilmez tarlasına ay kokusundan.