bugün

anlamını bilmek, öğretilerini yalan yanlış öğrenmemek için yapılması gereken bir eylemdir.
aydınlanmaktır.

(bak: reform)

(bkz: rönesans)
kuran 'ı anlamaya çalışanların yapması gereken eylemdir . arapçasından okumanın sevabı farklıdır muhakkak ama türkçesinden okudun diye de sevap kazanılmayacak değildir . en azından neyin gerçekten günah ve ya sevap olduğunu anlarız .*
kuran'in arapca okunmasinin yani hatim indirmek denilen olayin herhangi bir sevabindan soz edilmez kitapta.dinde mevlut de yoktur aslinda.bu nedenle sadece kur'an ile kalmayip tum kutsal kitaplarin en iyi anlasilabilecek dilde okunmasi en faydalisidir bireyler icin.
en has müslümanım diyen her erkişinin yapması gereken iş. çeviri-subjektiflik ayağı olur düşünüyorsanız bir sürü kişinin çevirisi var, alın okuyun hepsinin özeti şudur: "şunu bunu yapmazsan yanarsın, dediklerimizi harfiyen yaparsan da sonsuza kadar mutlu yaşarsın". ne güzel değil mi?

yok hacı subjektifmiş o allahın eseri değil bilmem kimin eseriymiş diyorsanız da; diyeceğim: kulaktan dolma bilgilerle cahil cahil yaşamayın. size allahın bahşettiği o muhteşem beyninizi ve de vaktinizi bi zahmet ayırıp kullanın.
içinde cehenneme gidersiniz lafından çok daha fazla; doğru söyleyin, yalan söylemeyin, dürüst olun, fakirlere yardım edin, ana-babaya itaat edin, akrabayı ziyaret edin, kişilik sahibi olun lafzalarının geçtiğini görmek için okunması gereken mealdir.
*en az arapçası kadar sevap getircek eylemdir, anladığın şey mi sevaptır anlamadığın şey mi diye sormak gerekir insana!
kuran ı kerim'i, islam dininin kurallarını bize gösteren kitap olarak görüyorsak, en mantıklısı türkçe mealini okumaktır. ancak din alimi iseniz, o başka.
ayrica inanlardan cok inanmayanlarin okumasi gereken ceviridir.neye inanmadigimizi bilmemiz, neye inandigimizi bilmekten daha onemlidir aslinda.
bu arapçası daha sevaptır geyiğinin temel sebebi kuran'ı okuyanların bi halt anlamamasını sağlamaktır zaten. çünkü arapça okumak dediğimiz ve büyüklerimizin çoğunluğunun yaptığı arap alfabesi'ni ezberleyip ''de de derebenni, dabdülleyli dap dup'' şeklinde okuduğundan bi halt anlamadan okumaktır. haliyle misal el cezire gibi bir kanalı açtığınızda arapça bişeyler söyleyen birinin dua okuduğunu sanıp ''maşallah maşallah, allah'ım sen çok büyüksün'' demeye kadar varır bu olay. bu yüzden türkçe kuran okunmalıdır, iyi ya da kötü kuran'ın ne dediğini anlamak, gerek inanlar için gerek de inanmayanlar için ''yau ne diyor acaba bu kitap?'' sorusuna cevap bulmak açısından son derece önemlidir.

internet üzerinden okumak isteyenler için;

http://www.turkcekuran.com

sözkonusu sitede elmalılı hamdi*, yaşar nuri* ve diyanet*'in çevirileri mevcut.
arapça okunan kur'an karşısında bir bok anlamadan ağlaşan koca karılar gibi davranmaktansa, dilimize çevrilmiş mealini okuyarak, allah'ın varlığı, birliği ve anlattıklarını anlamak için daha faydalı olan yöntemdir.
kuran'ı anlamak için anadilde okumak gerekir. ya da arapça öğrenmek...
arapçası okunmak suretiyle kuran-ı kerim hatmedildikten sonra, bir durup şu sual sorulmalıdır:

-ne anladım?
-hiçbir şey (arapça bilinmiyorsan)

-peki ne kattı?
-bilmiyorum ki..okudum işte, allah kelamı.

şuursuzca okumak okumak değildir. bugün okudğumuz bir gazeteden, bir dergiden hatta bir broşürden bile birşeyler anlıyor, birşeyler öğreniyoruz. hal böyle iken kuran-ı kerimi neden anlamadan okuyoruz. sizce de (inancı olmayanları tenzih ederim) en iyi anlamamız gereken kitap o değil mi...
okudugumu anladim diyebilmektir.
kuranı düşünüp anlamamız bir emir olduğuna göre bir farzdır:
Nahl 44: Açık delillerle, kitaplarla gönderdik. Sana da bu zikiri/Kur'an'ı vahyettik ki, kendilerine indirileni insanlara açık-seçik bildiresin de derin derin düşünebilsinler.

Nisa 82: Kur'an'ı, iyice okuyup düşünmüyorlar mı? Eğer o, Allah'tan başka birinin katından gelseydi, elbetteki onun içinde birçok ihtilaf bulacaklardı.

yahudilerden bahseden şu ayetten müslümanların alması gereken bir ders vardır:

Araf 169: Arkalarından, yerlerini alan halefler geldi. Bunlar, kitaba vâris olmuşlardı. Şu basit dünyanın geçici menfaatini esas alıyorlar ve şöyle diyorlardı: "Biz zaten bağışlanacağız!" Kendilerine, bir menfaat daha gelse onu da alıyorlardı. Bunlardan, Allah hakkında, gerçek dışında bir şey söymemelerine ilişkin kitap mîsakı alınmamış mıydı? O kitabın içindekileri okuyup incelemediler mi? Âhiret yurdu, takvaya sarılanlar için daha hayırlıdır. Hâlâ aklınızı işletmeyecek misiniz?
anlamadan, etmeden arapçasını okumasından çok daha iyidir.
mahzuni abimizin dehşet bir ayarı vardır bu konu için; (bkz: allah türkçe bilmiyor mu)
kur'an'ı anlamak için yapılan eylemdir.
amel etmedikten sonra ister türkçe ister kürtçe oku be kardeşim.

(bkz: neyin kavgasını veriyorsun)
sonucta kur'an insanlara neleri yapip neleri yapmacayagini anlatan ilahi bir kitaptir. güzel ahlak kilavuzu da denebilir. Allah'a olan ödevleri de anlatir. bizim dilimiz arapca degildir. eger arapca bilmiyorsaniz türkce okumaktan baska yapcak birseyiniz yoktur. maksat anlasilmaksa, kur'an-i kerim anlasildikca güzellesir.
sadece mealini okumanın, anlamaya pek bir faydası olmayacağını da söylemek gerek. mealden çok tefsir okunursa daha iyi olacaktır. zira, kuran bir nevi anayasadır. en genel bakış açısıdır. ayrıntıya inmeden her şeyi kapsayıcı açıklamalar, kurallar vardır tam anlamıyla anlamak için tefsir daha sağlam kaynaklık eder.
yapılması gerekendir. daha iyi anlamak için.
neye inandığını kontrol etmek için gereklidir.
körü körüne inanmayı seçmek yerine, okuyup, haberdar olup inanmak için yapılması gerekendir. tabi okuduktan sonra hala inanıyor olmak düşük olasılık. zaten çoğu kimse de bundan korktuğu için okumaz. ben inanıyorum okumama gerek yok der geçer.
(bkz: kuranı yanlis anlama sebebi olarak akil seviyesi)
(bkz: hayat kitabı kuran)
kuran'ı anlamak, daha doğru ifadeyle anlamaya çalışmak farz olduğundan, fusha bilmeyen müslümanların yapacağı, gayet yerinde davranış olacaktır.
güncel Önemli Başlıklar