bugün

kendini; tarantino filmlerinin en küfürlü sahnelerinde, türkçe çevirisinde kullanılan kelimeler gibi hissetmek gibi.. yani yetersiz, değersiz..
yarın matematik sınavı varken sözlükte takılmanın verdiği rahatsız edici duygu.
(bkz: bok gibi hissetmek)
kötü geçen bir sınav sonrasındaki durumdur.
(bkz: mezun olunca kimyacıyı dövelim)
kendini hiç gibi hissetmekten daha kötü olmayan durumdur.
en azından bok,boktur. taze ve bayat diye tercih etme şansınız bile vardır, hatta şeklini şemalini bile zihninizde canlandırabilirsiniz. zira o vardır, varolucaktır da.
ama hiçlik öyle mi...
(bkz: eski sevgili)
saçma bir nedenden en yakın arkadaşın silinmesiyle ortaya çıkan ruh hali.
çok kötü bir duygudur. ama bazen çok yararlı olur. isyan duygularınız harekete geçer ve yepyeni kapıları açma cesareti bulursunuz.
(bkz: her genç kızın başına gelir)
sevgilinin de kendini tuvalet kağıdı gibi hissetmesi ile ilişkiniz başka bir boyut kazanır.
kakasal psikoloji.
fena halde kokulu hissiyat.
zican adamin gazabina ugramiş kişinin içinde bulundugu durum.
eğer bir köpek bokuysa inşallah üstüme basmazlar hissi uyandıran şey.
bir bokun yaşamı;
+bok, -insan
+ulan sıkıldım bu insandan çıkarsın artık beni.
-bokum geldi ya bir sıçayım.
+oleeeeeeyyyyyy.
-oh be en rahat an bu olsa gerek.
+oh be yaşasın özgürlük.
-ulan sifonu çekmezsek leş gibi kokar be bu. (ve sifon çekilir.)
+hayyyyyyıııııııııııııırrrrrrrrrr elveda yaşam .

ne acıklı ama.
sifona cekmemeye dikkat etmek gerekir böyle bir durumda.
kişinin kendini dışlanmış hissetmesidir.*
hayatı boka çeviren bi aşkın ardından hissedilen olası durum.
iki buçuk senedir;her nedense bi türlü kurtulamadığım,arasıra içinde bulunduğum
durumdur.bazen istemediğim bir üniversite'de okuduğum için olduğunu;
düşünürüm,fakat tamamiyle umutsuz kalmaktır kanımca gelecekle arasırı iyi olmayan insadır.
en önemlisi kötü bi kazık yemiş olabilir bu arkadaş benim gibi....
kimi zaman her ademoglunun hissettigi durumdur, ki zaman insan oyle bir raddeye gelir, her seyinden, yaptiklarindan igrenir; delirme rakimina inmis bir insan evladi olarak, "ben nerelrdeyim, amacim ne; niye burdayim ben?" diye kendi kendisine sorar sorar durur...
(bkz: bad trip)
daha da kötüsü bir bok bile olmadığını, olamayacağını hissetmektir. evlerden uzak.
ayrıldığın sevgilinin özlemi içinde 2 gün sonra başlayacak sınavların hakkında hiçbir hazırlığın yoksa ve sen ağlamayı sadece 3 ölçek passiflora içtiktesn 1,5 saat sonra durdurabiliyorsan işte kendini bok gibi hissetmek diye buna denir. bir gökdelenin tepesinden yere bakmak gibi birşey. ayakların hala yere bastığını , dünyada olduğunu söylerken gözlerinden gelen sinyallerle beynin boşlukta olduğunu ve düştüğünü sanar ya işte öyle.
sınavdan sonra hissedilen duygudur. hele sınav sonucu geldiğinde insan kendini daha da bok gibi hisseder.
Testere size " ı want to play a game with you " dediğinde hissettiğiniz duygudur.
sabah uyandığınızda, henüz daha hiç bir şey düşünmemiş olmanıza rağmen içinizdeki kocaman boşluğu doldurmuş olan dumanla uyanırsınız. nefes almanız daha güçtür sanki. öksürmekten ziyade ağlamakla atılabilir gibidir o içinizdeki duman. neden böyle oldu ki şimdi, diye düşünürsünüz safça. işte o andır; bu yaşadığınızın aslında kendini bok gibi hissetmek tabirinin sözlük karşılığı olduğunu.

neden, dersiniz hala gözlerinizi açmadan, açmak hareketinden de gücünüz yettiğince imtina ederek .görmeyince katlanmak kolay olacakmış gibi gerçek dünyaya. her zaman en şanssız, en kaybeden olduğunuzu uyurken de boş durmamış olan beynininiz idrak etmiştir çünkü. yaşanmış ve birikmiş , onca sizi ezen olayın yaşanıyor olduğu anlarda duvar gibi soğukkanlılığınızı korurken gelmemiştir aklınıza da ; her şey bitip de geriye çekildiğinizde ve gerçeklerle yüzleşeceğiniz o aslında pek de derin olmayan uykuda doldurmuştur içinize dumanını.

siz hariç herkes kör topal devam edebilirken yaşamaya, elinde tutunacakları bir dal her daim kalmışken, siz belki de istemdışı bir halde dışlanmışçasına bir daha sarılırsınız yorganınıza. korktuğunda top gibi olan böcekler gibi sığınırken uykuya, bok gibi hissettiğiniz gerçeği gitmez yüreğinizden. daha da köşeye sıkıştırır bu sizi.kabullenme çabaları da nafile. devam edeceksiniz daha bir süre bok gibi hissetmeye. yapayalnızsınız çünkü o böcek halinizle. kabul edin. belki daha kolay olur bu hisle yaşamak.
kendini bir bok sanmaktan daha iyidir.
pazartesi sabahı işe gittiğinde içine düşülen durumdur.