bugün

aşure yenirken "insallah benim tabaga" gelmemiştir diye dusunduren bitki
kebapcıdan cıkarken kasadaki adam tarafından elinize tutusturulan sey
agizdaki kötü kokuyu * alan bitkimsi..
genelde soğan veye sarımsaklı ağır yemekler sonrası ağıza atılan bitki.
-güzel kokulu, değişik renklere sahip bir çiçek.
-yurtdışında özellikle hindistan'da yetişen bir ağaç ve bu ağacın ince, uzun, kahverengi meyvesi.
omayra kitabından enfes bir murathan mungan şiiri;

Kulağında karanfil taşıyan halkımın oğulları
Atlanın gidiyoruz.
Buğulu bir şafak vakti yeniden düşüyoruz yollara
Eski zamanlarda olduğu gibi
Dersimiz tarih.Unutmayın kaldığımız yeri
yenilmedik daha

Masal alın koynunuza.Belki dönmeyiz uzun zaman
Masalllar hatırlatır size doğduğunuz yeri
ilişkiler iklimini
çocukluk taşınabilir bir şeydir
alınsa da elinden geçmişi.

Tütün ve tarih koyun torbanıza.Kekik ve dağ ateşleri
Şafağın bin yıllık anlamını, suların ve çağların sesini
ezberleyin, bilinmez otların adını hatırda tutar gibi,
Ten rengi aya bakın son defa
yani geride yaşanmış ve yaşanacak bütün yaz geceleri

kaçak aşıkları, uçurum bakışlı firarları, mağrur eşkiyaları
saklar gibi
kilitleyin yüreğinizin kalelerini
Anka ve Anahtar, ikinci bir emre kadar
Kaf Dağının ardına gitti

Kulağında karanfil taşıyan halkımın oğulları
Toplayın çadırlarınızı.Eski zamanlarda olduğu gibi
Çığ geliyor.Çağ çöküyor.
Gidiyoruz.
Dudaklarınıza ninni, ıslık ve destan alın
siyah sünnet çekin gözlerinize
Alıcı kuş telekleriyle
Ki ışısın yaprak yeşili gözlerinize kıstırdığınız
farz olan öfke
çapraz asın tüfeklerinizi
çağın dışına sürdüğü eski masallardaki
eşkiya resimleri gibi
yurdundan ve yüzyılından
kovulmuş çocukların tarihinde
gelenek kimi zaman başkaldırma biçimi...

Teni tarçın kokulu halkımın oğulları
Atlanın.Bizi bekliyor ay akşamları
daha yola çıkmadan eksiksiz anlatın çocuklarınıza
aklınızda kalanları
ağızlık, tesbih ve tabaka bırakın
yolları ayrı düşmüş arkadaşlara
belki görüşemezsiniz bir daha
yükse kuşlar dorukları sever
ölümse çıplak kaldığı dağları

Atlı bozkırların sararmış hülyalarını
eski sözcüklerin yüklü çağrışımlarını
yanınıza alın.
Sabahı karşılayın her günkü sabahı
gülümseyin yüzünüzün sığmadığı kuşlu aynalara
mayın diye gömün yüreklerinizi
ölülerinizi verdiğiniz toprağa
vedalaşın denkleri toplanmış geçmişinizle
unutmayın göçmen tarihlerden, yerleşik zulümlerden
geçilerek varıldı yüzyılın eşiğine
sonra gece nöbetçilerinin yüksek rakımlı yalnızlığını alın
yalnızlık kullanışlı bir şeydir, bazen iyi gelir
gerektiğinde yalnız olmayı bilmeyenlerin
inanmayın beraberliğine
sonra sabır.Mazlumların ve bilgelerin bize tarihsel
emanetidir,
her yerde yeni anlamlarıyla denenir.
Ve her çağın hurafeleri vardır
kurban alır, kurban verir
Geçer devran, takvimler el değiştirir.Gün gelir zulüm de göçer
Zaman örter her şeyin üstünü
Uzağı gören çocuklar bilir gelecek uzun sürer....

Atlı ay akşamları
Sönmüş yanardağlar.Gecenin ormanında
ilerleyen ölülerin rüzgarı
yanık fısıltılar...
gelecek günlerin düşünü kuran
kaç tarih çadır kurup sökmüş burada
yalnızlık kalmış yadigar
bir de gökyüzü
gökyüzünün mayınları yıldızlar
hem saklar, hem açıklar
çoban yıldızı, samanyolu, kervankıran
kapı komşumuzdu burada
gittiğiniz yerde de parlak mıdır bu kadar?

Şimdi menzili yurt tutanlar
ne yollar, ne yıllardan geçeceksiniz
çiçek atın yenilmiş asilere
güvenin her çağda ve her yerde
uzakları iyi bilen çocuklara
kenar adamlarına, ateş insanlarına
birliğiniz dağılmaz göç yollarında
ey gurbete çıkmış halklar

Atlı ay akşamları
kalın şayak bir gece, esiyor rüzgar
gidiyoruz geleceği olmayan bir yere
ardımız sıra esiyor ölülerin rüzgarı
daha şimdiden başka yerlere gömülenlere
gidiyoruz kalın şayak bir gece
geride ne çadırlar, ne tarih, ne saltanat
yalnızca rüzgarın sesi bizi uğurluyor.

Ay vurmuş alnına bütün ölülerin
yatıyorlar kimsesiz koyaklarda
ilk vuruldukları sıcaklıklarıyla
sanki dokunsalar birinin omuzuna
hep birden, her şeye yeniden başlayacaklar
ilerliyor gece, geçiyor ay
nesnelerin boşalan dünyasında
yer değiştiriyor aydınlık, tarih, mevsimler
kimsesiz koyaklarda ölüler ve ay

Kulağında karanfil
Teninde tarçın
Gözlerinde göç var
Döner bir gün Anka
Kilidinde döner anahtar
bir orhan veli şiiri. şöyledir:

karanfil

Hakkınız var, güzel değildir ihtimal
Mübalâğa sanatı kadar.
Varşova'da ölmesi on bin kişinin
Ve benzememesi
Bir motorlu kıtanın bir karanfile,
«Yârin dudağından getirilmiş».
kullanım alanı oldukca genis bir bitkidir. agrıyan disin ustune konuldugunda dis agrısına iyi gelir. cay demlerken icine attıgınız karanfil caya hos bir tat ve koku verir. eskiden dugunlerde gelinlerin boynuna ipe dizilmis karanfiller takılırmıs. *
tulbentlerin kenarına karanfil isleyenler de gorulmustur. hos gorunur ve de guzel guzel kokar. *
çiçekcilerden alınanların asla kokmadığı evde emek verilerek yetiştirilenlerin ise harika bir kokuya sahip olduğu çiçek.

(bkz: hercai karanfil)
aşkın nur yengi'nin hesap ver albümünde yer alan şarkılardandır. sözler: sezen aksu, müzik: sezen aksu - uzay heparı'ya aittir.

ah benim orselenmis incinmis karanfilim
bir sessiz ciglik gibi
kirmizi masum narin
bu urkek bu al durus
soyle neden bu vazgecis
ne oldu umitlerine
bu ne keder bu ne ic cekis

sanki ozgurluk kadar guzelsin
sevgi kadar ozgur
o guzel basini uzat goklere
gul guneslere gul
kirilma, kusme sen yine bir siir yaz
cok degil inan az kaldi az
bu kadar erken susma biraz bekle
aglama, aglama gul biraz
denizcilikte pruva ve grandi direğicundaları arasındaki tel halata denir.
(bkz: yedi karanfil)
kızılay metro istasyonundaki bir çıkış sokağı.
ne kadar kıpır kıpır melodisi olsa da hüzünlü sözleri nedeniyle efkarlık şarkı. tabi ruh haline göre ya sadece melodiye ya da sözlere odaklanırsınız.

Başın alıp gittiğinde yağmurlar küstü bana
Bir daha yağmadılar coşkuyla *
karafil kişinin kendine olan öz saygısını ve güzelliği ifade eder.
152 evler kampüsünün yanında, sucuklu yumurtası harika olan bir zamanların güzel kafesi.
Karanfil ağacının çiçek tomurcuklarından elde edilir. Odunumsu,siyah renkli bu tomurcukların güzel kokusu vardır.Acımsı ve ekşi bir tada sahiptir. Çiğnendiğinde nefesi taze ve temiz tutar. Hindistan'da yemeklerde çokça kullanılır. Avrapa'da daha çok turşu ve reçellere çeşni katmak için ,bazen de tatlılarda kullanılır. Karanfil ağacının anavatanı Molucca Adaları'dır.
anavatanı endonezya olan bitki.
uykuyu açtığı söylenir.
karanfil
dördüncü nesil yazar ayrıca hoş bir çiçektir.
Bugün: 1
Bu hafta: 1
Geçen Hafta: 0
Toplam Entry: 11
Toplam başlık: 3
yanık yanık kokabilen bir şey..

hep nedense tarçını da yanında çağrıştıran.
gün olupta geleceksen
usul usul gün yağarken
gözlerinde karanfiller
açacaklar tutuşup yine

şarkısı da, kırmızısı da, kokusuda çok sevilen çiçek.
kısa bir süreliğine de olsa, diş ağırısı na birebir gelebilen, geniş spektrumlu bir bitki.
bir ahmet haşim şiiridir:

Yârin dudağından getirilmiş
Bir katre âlevdir bu karanfil,
Rûhum acısından bunu bildi!

Düştükçe, vurulmuş gibi, yer yer
Kızgın kokusundan kelebekler,
Gönlüm ona pervâne kesildi...

orhan veli abimizin, bu kaygısız sanat kaygısına ayar verdiği şiir iş bu başlığın ilk sayfasında yazılmış olup, daha önce dikkat etmemiş yazarların dikkatine sunulur.

tamam, sanatta sosyal konular falan. ama bu şiire dokunmasaymış keşke orhan abi. ne dediğine haksız diyebiliyor insan, ne de bu şiirin tadına doyası bakabiliyor.
"uzay heparı sonsuza" albümünde mustafa ceceli tarafından yeniden yorumlanmış..