bugün

insanın 50 yaşına bile gelse asla unutmayacağı hitaplar. tabi hitapların cümle formatında olanları. örneğin: "naber lan atın cinsel organı" gibi.
- bu gece de kal nolur yüreğimin ateşi!

( telefon çalar, baba arıyordur.)

- nerdesin kaç gecedir lan itoluit!

ikisi de iz bırakır.
(ilkokul-ortaokul yıllarında) Dörtgöz naaaabeeer?.

Gözlüklülerin canını pek acıtır, koca adam olup evlenince bile kuyruk gibi peşinde dolanır.

(bkz: yazar burda kendini anlatmış)
- ooooo, naber lan orospu çocuğu!

- iyi senden naber kaşarın evladı!

(bkz: liseli detected)
--spoiler--
" I have a dream that my four little children will one day live in a nation where they will not be judged by the colour of their skin, but by the content of their character. "

" Bir gün, dört çocuğumun da derilerinin rengi ile değil de kişilikleri ile yargılanacağı bir ülkede yaşayacaklarına dair bir hayalim var. "

(Martin Luther King)
--spoiler--
zuhal'im hayat.
"ben size ölmeyi emrediyorum."
''git''
teyzeme, halama, bundan 200 yıl önce ölmüş dedeme gibi kitabın başında yazılan ithaf cümleleri.
cennetimsin diyen sevgili, bu sözüyle de varlığıyla da iz bırakmıştır.
Şapşik'tir.
Mis'tir.
küçük tosbağa.
neden bilmem bir öğretmenim beni böyle hatırlar.
şimdi arayayım 'hocam ben tosbağa olan ...' desem, 'he naber kız serseri?' diyecektir.

bir de trip prenses. hoştu ya.*