bugün

attila ilhan'ın böyle bir sevmek kitabında yayımlanan güzel bir şiiri,

galiba ölüyorum

bir namlu kımıldadı kurşun su gibi aktı
trafik lambaları yeşilden sarıya geçtiler
birden nasıl düştüm farkına varamadım
ayaklarımdan tutup sanki yere çektiler
meğerse vurulmuşum seni görünce anladım
yüzün cam yeşili gözlerin bütün ıslaktı

sevim senden başka bir kızla çıkmadım
ışıklar nereye saklandılar bilemiyorum
dudakların gölgeli gittikçe gölgeli
gittikçe yalnızım galiba ölüyorum
kurşunun fena bir yerime değdiği belli
ağzım kurumuş kan içinde bıyıklarım
uzandığım kaldırım gündüzden sımsıcaktı

sağa sola savrulmuş ders kitaplarım
bunlar benim miydi bunlar benim miydi
ölümün yaklaşması hayatı değiştiriyor
tuhaf şey dünyaya nasıl yabancılaştım
oysa sevişmek güzel çalışabilmek iyi
fakültede boykot yarın sona eriyor
sınavlar belki de öbür gün başlayacaktı

sevim senden başka bir kızla çıkmadım
sevim seni sevdim yeri geldi söylüyorum
şöyle bir dokunman insanı dinlendiriyor
kimde var bu soyulmuş muz güzelliği
bu gece derini gözler içinden çıkamadığım
belleğime işlemiş bu başak inceliği
biraz daha sokulsana galiba ölüyorum
içimde ağır ağır bir çınar devriliyor
yosulum mutluluğum seninle yaşamaktı

karanlık bir tren sonra ansızın kalktı
böyle bir sevmek adlı şiir kitabının sonundaki meraklısana notlar bölümünde şiirin hikayesi attila ilhan'ın kaleminden şöyle anlatımaktadır:

--spoiler--
70 yılarının ortasında, ülkemizde, gündelikleşmiş dramların en yaygınını, elbette öğrencilerin öldürülmesidir. çocuklar vuruldukça, arkadaşları ve örgütleri onları bir kavganın şehitleri olarak yüceltiyor, anılarını sürdürmek, ölümlerinin boşa gitmediğini kanıtlamak için hepimizin bildiği çeşitli eylemler düzenliyor, törenler yapıyor. ben bu konuyu da öğrencinin insancıl yanından yaklaşmayı denedim. başarı derecesini ölçmek elbet bana düşmez. şiiri, rauf mutluay cumhuriyet'teki söyleşi köşesine almıştı. ayrıca bu şiirde politika'nın ayın seçmeleri arasından yayımlandı. daha sonra, gülbeniz şentay tarafından bestelendi ve okundu.
--spoiler--