bugün

son dönemin önemli öykü, deneme,roman, şiir türlerinde yapıtlar vermiş yazarı.1936 yılında istanbul'da doğdu.
"Bir gemide"1979 sait faik hikaye armağanını
"ders notları"1979 türk dil kurumu deneme ödülünü,
"eylülün gölgesinde bir yazdı"1988 sedat simavi vakfı edebiyat ödülünü aldı.
diĞER KiTAPLARI :

*DOĞU ÖYKÜLERi
* YAZMAK EYLEMi
*SEYiR SÖZCÜKLERi
*av
* çığlık
*bir gemide
*işte o deniz maria
*KiMSE
* O/ HAKKARi'DE BiR MEVSiM (BAŞARILI BiR SiNEMA FiLMi OLARAK UYARLANMIŞTI)
resim için yazdığı denemeler okunmaya değerdir. gerisi ukalalık gösterisi.
(bkz: sümer ezgü)*
Ferit Edgü, tarihin en büyük dansçılarından biri olarak bilinen Nijinski'nin
akıl hastalığıyla mücadele ederken tuttuğu günlüklerden
bir öykü kitabı yarattı: 'Nijinski Öyküleri'.
Edgü, Nijinski gibi sanatçılara duyduğu ilgiyi şöyle açıklıyor:
Aklın bu dünya için çok da iyi bir şey olduğuna inanmıyorum.
Akla karşı mutlak bir panzehir gerek. Bunun adı da delilik.
Bugüne değin, ortam çok uygun olduğu halde delirmediğim için de,
doğrusunu isterseniz, çok üzülüyorum.**
"o" veya diğer adıyla "hakkari'de bir mevsim" adlı eseri okunduktan sonra portakala eski gözle bakılamaz. çok güzel ve akıcı bir üslupla yazar.
resim eğitimi almış önemli bir kolleksiyoncudur. usta öykücüdür.
Fakir Baykurt'la katıldığı bir programda, Fakir Baykurt'un "Siz hep zengin ve mutlu insanların yaşamını anlatıyorsunuz romanlarınızda." şeklindeki tezini "Zengin oldukları doğru ama mutlu oldukları tartışılır." şeklinde karşılayan yazardır.
geçtiğimiz ay yaralı zaman, buluşmalar ve paraboller adında üç kitabı sel yayıncılık tarafıdan yayımlanan yazar.

yaralı zaman, hakkaride bir mevsim'in anlattığı mekanları, zamanları ve benzer olayları konu ediniyor. ama bu sefer daha yalın, daha gerçekçi. buluşmalar, ferit edgü'nün çeşitli yazarlar, ressamlar üzerine yazdığı metinleri bir araya getiriyor. paraboller ise elli yıl önce tutulmuş daha sonra kaybolmuş, geçen yıl bulunmasıyla basılmasına karar verimiş bir defter.
minimal öykü anlayışının türkiyedeki en iyi temsilcisi. şöyle der bir de kendisi:

"ben, minimal öykülerimde, her şeyden önce 'olay'ı önemsiyorum. ama benim 'olay'larım, gözümün gördüğü olaylar değil. çünkü ben, kendini bir tanık yazar görenlerden değilim. olayları, gözümü kapattığımda daha iyi görüyorum. yıllar önce söylediğim gibi, düş ile gerçek koşut gidiyor yazdıklarımda. peki niçin minimal diye sorulacak olursa, yalınlığa, daha çok yalınlığa, artık hiçbir fazlalığı içinde barındırmayan yapıya ulaşmak için diyebilirim..."
minimal öykünün ne olduğunu taa ergenken ondan öğrenmiş biri olarak söyleyebilirim ki, belli bir süre sonra bayan yazılar yazıyor. ama kapılınca ve anlamak isteyince güzel durabiliyor.
çığlık adlı öykü kitabındaki üç düş/üş'ten bir alıntı:

üç düş/üş
bir kuşum. uçuyorum. boşlukta süzülmekten duyduğum mutluluktan soluğum tıkanacak gibi.
uyku ile uyanıklık arasındaki anda(o ara bölgede) kuş değilim, kuş olmadığımın bilincindeyim, bir başka deyişle kuş olmadığını bilen, ama bir kuş olan, bir kuş gibi uçabilen, boşlukta süzülen bir yaratığım.(insan?)kuş olmadığımı biliyorsun., diyorum kendi kendime. uçtuğuna aldanma bir insansın. gördüğün bir düş. düşte insan uçabilir. ama bir kuş olarak değil, diye yanıtlıyorum kendi kendimi.
yalnızım yatağımda. tartışma biter bitmez yeniden uykuya dalıyorum. yeniden boşlukta süzülen bir kuşum. bir pke yapıyorum. kanatlarım suya değdi-değecek(altımda bir göl var) bir kanat çırpışıyla yükseliyorum. soluğum tıkana değin yükseliyorum. sonra yeniden bir pike...pike... kendini bırakmak demek.
kanat çırpmadan. havadan ağır olan bedenin, yeryüzüne doğru süzülüşü. bu süzülüşte, göl kıyısındaki kamışların ardında bir avcı görüyorum. iki kanat çırpışı... yeniden havalanıyorum. ama ne o, bir patlama ve göğsümde bir acı.
aşağıdaki satırların sahibi sanatçı.

"Yaşamım boyunca sayısız hobim oldu; ama ne yazık ki hiç fobim olmadı. Gördüğünüz gibi, övünerek değil, yerinerek söylüyorum. Çünkü korkularım, fobilerim olsaydı, belki ben de büyük bir yazar olurdum. Heyhat!"
yazdığı kelimelerle yolu kesişenlerin kayıtsız kalamadığı edebi.

ya çok, ya hiç seviliyor. ortası yok.
hakkında bu denli az şey yazılmasına üzüldüğüm, kırıldığım ve ayıpladığım müthiş yazar. kendi alanında bir dahi. az bilinen lâkin bir kez okuyanın bırakamayacağı fikir deryası...

1936'da istanbul'da doğmuştur.Yüksek öğrenimine istanbul Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümü nde başlamıştır. Daha sonra Paris'e giderek, öğrenim yaşamını orada sürdürmüş ve sonra Türkiye'ye dönerek, Ada Yayınları'nı kurmuştur. 1976'dan 1990'a değin pek çok yerli ve yabancı yazarın ve şarin yapıtını yayımlamış, Edebiyatın pek çok alanında, pek çok dünya diline çevrilen yapıtlar üretmiştir.
eserleri şu şekilde;

Roman

Kimse (1976)
O/Hakkari'de Bir Mevsim (1977)
Eylülün Gölgesinde Bir Yazdı (1988)

Öykü

Kaçkınlar (1959)
Bozgun (1962)
Av (1968)
Bir Gemide (1978)
Çığlık (1982)
Binbir Hece (1991)
Doğu Öyküleri (1995)
işte Deniz, Maria (1999)
Do Sesi (2002)
Avara Kasnak (2005)
Nijinski Öyküleri (2007)

Senaryo

Hakkâri'de Bir Mevsim (O adlı romanından senaryo, Onat Kutlar ile birlikte)

Deneme

Tüm Ders Notları (1978)
Yazmak Eylemi (1980)
Şimdi Saat Kaç? (1986)
Yeni Ders Notları (1991)
Seyir Sözcükleri (1996)
Devam (2001)
Sözlü/ Yazılı (2003)
insanlık Halleri (2003)

Şiir

Ah Min-el Aşk (1978)
Dağ Şiirleri (1999)

Anı

Görsel Yolculuklar (2003)

Biyografi

Abidin (2003)
Avni Arbaş (2001)
Osman Hamdi-Bilinmeyen Resimleri (1986)

Çocuk Kitabı

Doğa Dostları (2004)
1950 kuşağı öykücülerimizin en önemlilerinden biridir. pek çok kuşakdaşı gibi kendisinden sonra gelen öykücülerimizi derinden etkilemiştir. popülizme kaçmayan, dil işçiliğinin ön planda olduğu, hazmı güç öyküleriyle, ancak çalışkan okurun haz alıp takip edebileceği saygı duyulası yazar, sanatçı.
türkiye' de minimal öykücülüğün babası. birkaç satır ve bazen sadece bir söz ile çok güzel hikayeler yazmıştır kendileri.
(bkz: tanışmak istenen yazarlar)
Ferit Edgü anlattığı yazdığını aşmış bir yazar. Kendisi doğu görevi sırasında anlayacağını sandığı insanlar arasına gönderilmiş fakat değiştiği anlayışıyla memleketine dönerken bir kaç kelime öğretip bir kaç kelime öğrettiği diyarı derin derin anlatmakta muvaffak olmuş şahsiyettir.
'o' kitabının yazarı, yetenekli büyüğümüz.
bir çok öyküsünü "leş" adı altında ki,mor renkli,minik ansiklopedik kitabında toplayan,yaşarken değeri gene bilinmeyen zat-ı muhterem.

"leş" te,"seyir defteri"nde de hikayeler beklerdik amma olsun gene de güzel kitab vesselam!
başka dünyaların yazarı. içinde olmadığı bir edebiyat, ziyadesiyle eksik kalır.

yazdığı güzel kitaplar içersinde benim favorim işte deniz, maria'dır. ****
her kim ki seni gercekten yasamistir
bir inilti surup gider yasaminda, dusunde.
ornegin:
senden ayrildiktan sonra
buyuk, sana hic benzemeyen
gercek kentlere gittim.
uygarligin buyuk kentlerine.
o kentlerde de insanlarla konustum
yabanci, ama bildigim dillerinden.
(sen benden, ben senden oldugum halde, garip, yuzyillar boyu hic ogrenememisiz birbirimizin dilini)

(bkz: hakkari de bir mevsim)
1950 kuşağının modernit eğilimli egzistansiyalist yazarlarından.

(bkz: hakkari de bir mevsim) ve (bkz: kimse)adlı romanları yalnızlık ve yabancılaşma psikolojilerini yansıtan en özgün romanlardandır.
bu yıl otuzuncusu düzenlenecek olan istanbul kitap fuarının onur yazarı. tezer özlü'nün de en yakın arkadaşı olduğunu belirteyim.
tüyap'ın onur konuğu olacağını öğrendiğimde tanıdığım, ada yayınlarının sahibi, ressam, koleksiyoncu, öykücü, yazar.
güncel Önemli Başlıklar