bugün

yazarlara en yakın kitaptaki cümledir.

--spoiler--

behzat ç, barın olduğu binaya girmeden aynı tonla seslendi. 'tuncellileri de bırakın.'

--spoiler--
" Evet böylece yorulmam ve kimse. birşey keşfedemez." - Güneşi uyandıralım.
"ben rizzoli. çağrı bırakmışsınız."
"welcome to istanbul"
aynı zamanda bir miktar da siyanür içtiği anlaşıldı.
''Hayat belli bir düzen üzerine kurulu, sırası gelen gider, sırası gelen sarılır ve bütün vedalar soğuk olur.''
Ahmet BATMAN-Sabah uykumdan
22: 1 Daha sonra Tanrı ibrahim'i denedi. "ibrahim!" diye seslendi.

ibrahim buradayim dedi.
Sorunları hayatın renkleri olarak görmekte fayda var.
"Ne şarkı kalmıştı ne de kusmuk. Sadece kan vardı kan. Canımız sıkıldı. Düştük yola. Gece emeklemeye başlamıştı artık" bir cümle değil belki ama herneyse "Otomatik pORTAKAL - Anthony Burgess"
hatırlama sürecinin bozuluşu burada bu konunun içinden,alıntıda canlandırılan isteğe bilinçsiz olarak itiraz edilmesinden kaynaklanıyor.
hayvana merhamet etmekte bir tür ibadet ve Allaha yakınlıktır.
Hadi bütün resmi ve gayri resmi engellerden geçtiniz.
fare yolu sokakların üstünde
vermiş başbaşa.

Nazım hikmetten saçma dizeler işte.
...karadağ ve sırbistan'daki kardeşleri için ölüme koşuyorlardı deniyor, kimler koşuyordu acaba?
demek yaşlıların işe yaramadığını söyleyenler boş konuşuyorlar; böyle bir savda bulunmakla, denizde dümencinin hiçbir işe yaramadığını söylemiş oluyorlar; "öyle ya" diyorlar, " gemide kimi direğe tırmanır, kimi güvertede koşuşur, kimi sintineyi boşaltır, dümenciyse dümen elinde rahat rahat oturur". yaşlılar gençlerin yaptığı işleri yapmazlar ama çok daha büyük, çok daha iyi işler görürler. büyük işler kol gücü ya da hız ve çeviklikle değil; düşünce, sözünü geçirme, ortaya doğru düşünceler atmayla başarılır.
cicero- yaşlılık.
Salonun girişinde burnuna soğan,jambon, kızarmış balık ve sebzeden oluşan yoğun bir koku çarpmış derken kamarot masasına gelip, yaltaklanan bir gülümseme ile şöyle demiş;

"ne arzu etmiştiniz efendim?"
sayfa bomboş kanka.
kendimi aniden boşlukta ve kendim tarafından kandırılmış hissettim.
insan, kendi çıkar ve iyiliğini düşünerek başkalarına yaklaşır ve onlara iyilik yapar.
bugün neler oldu öyle? hiç sanmazdım olacağını ama oldu. keşke olmasaydı keşke...
"sana söylediler mi? bizi bulan askerler, savaşın bittiğini söyledi. saçımızı da onlar kesti. bitlenmeyi engellemek içinmiş. saçım çok yavaş uzuyor şimdi."
bir müslümanın da ayet yazmasını bekleğim cümledir.
kompozisyon sınavlarında, 'giriş, gelişme, sonuç' bölümlerine, kağıdın temizliğine, sağdan-soldan üç santim, yukarıdan-aşağıdan dört santim boşluk var mı diye baktılar, not bu tuhaflığa göre verilirdi; bu uygulamaya da devam ediyorlar 'yönetmelik' saçmalığını bahane göstererek.
Umarım tütün kokusundan rahatsız olmazsın.
"içeride bir kadın vardı. Başka bir kadın gibiydi. Ama silah tutuşundan belliydi ki ölü bir kadındı."