bugün

michelangelo, van gohg, tchaiskovsky, gaugin gibi bir çok kişinin hastalığıdır.
bipolar bozukluk yaratıcılığı tetiklermi?
tetikler..
bu soru bizi başka sorunlara sürükler; psikoloji bilim midir, gerekli midir?
mesela van gohg un bir psikologu ya da psikiyatristi olsamıydı ve biz van gohg u hiç tanımasamıydık?
herkes normal mi olmalıdır?
nedir bu "normal"?*
(alıntıdır) *
normalde bu insanlarla paylastıgım bir sey degil.
hem cekiniyorum "sorunlu" damgası yemekten, hem de ozelini neden afise edesin ki..
hatta tam anlamıyla sakladıgım, sakındıgım bir durum. yerine gore yalan soyledigim, neyin var dediklerinde depresyondayım deyip gecistirdigim bir durum.
ama bana ilk teshis konuldugunda ilk is eksiyi acıp okumustum, okumak cok da iyi gelmisti.
bu sebeple yazıyorum.. hani birilerine bir gun bir faydam bulunursa diye..

oncelikle korkmayın. dogru tutumla son derece kontrol altında tutulabilen bir zamazingo bu. benim hayatım bu hastalıktan ibaret olacaksa yasamak mantıken mantıksız diye dusunup kendimi yasamaya deger bir seyler uydurmakta oldukca zorlandıgım degil gunlerim, birbiri ardına devam eden aylarım oldu.
su an geriye donup baktıgımda saglıklı bugunlere donme ihtimalim oldugu neden hic aklımdan gecmemis bilmiyorum..
hayatım boyunca manik atak ve agır depresyon arasında gidip gelecegim sanıyordum. cok aptalcaymıs..

1) ilaclardan korkmayın.
hemen hemen herkesin kullandıgı bir takım ilaclar var. ben yaklasık 6 sene boyunca ilaclara direndim. ne yani bu teshis konulmus gerizekalıya da aynı ilacları veriyorlar, kendi beynimi kontrol edemeyecek miyim dedim. ataklarımda ilac aldım, sonra hemen bıraktım. atak uzerine atak yasadıgım nur topu gibi 6 sene. bilemedim yaw, herkes anasının karnından bipolar uzmanı olarak dogmuyor. meger bunu vucuda giren ve kontrolu ele geciren bir virus gibi dusunmek lazımmıs. kontrol senin elinde degilmiş. zekayla mekayla bi alakası yokmus. ilaclarınızı kullanın. bırakmayın. bir omur hafif dozda kullanıp mis gibi yasamayı mı tercih edersiniz, ne zaman atagın gelip hayatınızın icine edecegini bilmeden yasamayı mı?
ilk defa bu sene ilacları kullandım ve 6 senedir her mayıs-haziran gibi 6 ay surecek manik-depresif doneme gecmedim. her seyiyle o kadar normal bir yaz gecirmekteyim ki..
biliyorum, ilacların bi dolu yan etkisi var. sacını dokuyor, elini titretiyor, hayvan gibi kilo aldırıyor vs vs. ama guzelim senin de dısarıdaki "normal" insandan bi farkın var, cektigin acılar sebebiyle bu tarz sorunların uzerinde bile durulmayacak ufacık seyler oldugunu o kadar iyi biliyorsun ki.

2)duzenli yasayın. erken yatın.
tanıstıgım butun bipolarlar catlak oluyor anacım. uclarda yasamayı seven tipler oluyorlar. psikolojik deli oluyorlar -bu sıfatı burada kullanınca pek olmadı galiba ama siz anladınız-. nerede aksam orada sabah insanları oluyorlar. egelencekolik oluyorlar.
ama dununuze mazi derler.
sabahlamalara son. son bir bucuk senedir tavuk gibi 11 dedin mi yatakta oluyorum. gecen bodrum'a gittim, arkadaslar sabahlamak uzere ortamdan ortama akarken ben 12'de arabaya binip tıpıs tıpıs yatagıma dondum.
size uykusuzluk tamamen yasak. duzenli uyumanız hastalıgın tekrar etmemesi icin o kadar onemli ki..
simdiye kadar yeterince sabahlamadınız mı? onlara sayın.

3)ickiyi unutun.
evet bak bu da onemli. oyle ben serhos olucam bugun tripleri artık yok. siz ilac kullanıyorsunuz. icki sadece sosyallesmek icin bir kadehle sınırlı olacak bundan boyle..

4) size neyin iyi geldigini iyi belirleyin : sabitlik
bipolar olmak hayatımdaki her seyin 180 derece degismesine sebep oldu.
bir baktım hareketi seven ben sakinlikten de keyif almaya baslamısım.
gece ayakta kalmayı seven ben gunduz saatlerini de takdir etmeyi ogrenmisim.
heyecanı seven ben sabitligi begenir olmusum.
sizin sabit seylere ihtiyacınız var. stabil olmanıza yardımcı olacak her seyi hayatınızda tutun, dengenizi bozma ihtimali olan her seyin de 100km dahi yakınına ugramayın.

5) ozel hayatınız icin endise duymayın.
benim nedense en korktugum kısım bu kısımdı. diyordum benim bir daha asla saglıklı bir ozel hayatım olmayacak. uzuluyordum bi suru bi suru.
sonra anladım ki bal gibi olabiliyor, oyle de guzel olabiliyor ki..
ozel hayatınızda karsınızdaki insana karsı durust olun, ama hayatınıza onu sokar sokmaz da bipolar oldugunuzu soyleyip kadını/adamı urkutmeyin.
karsınızdaki once bunu ogrenme hakkını kazansın sizin acınızdan, ona iyice guvenin, sonra paylasın.
sizi gercekten seven kadın/adam zaten yanınızdan hicbir yere gitmiyor.
"her durumda senin yanındayım" cumlesinin bir insanı ne derece mutlu edebildigini gormek/yasamak icin gunubirlik bipolarlıga basvuruda bulunmanızı oneririrm. *
bu bipolar beni olgunlastırdı yahu. her serde hayır vardır kategorisinden bahsediyorum.
kadir kıymet daha fazla bilmeye, sevginin, baglılıgın, her durumda orada olmanın, hastalıkta saglıkta birliktelik durumlarının, birine tam anlamıyla guvenmenin onemini anladım. eskidenki halim simdi aklı bes karıs havada geliyor, ne yalan soyleyeyim.

annelik: bipolar olmak anne olma icin hicbir problem teskil etmiyor. sadece hamilelik sırasında ilaclarınızı bırakmanız ve doktor kontrolunuzu aksatmamanız gerekiyor. bunu ogrendigimde oyle bahtiyar oldum ki anlatamam.

6) elbet her sey bu kadar da pembe degil.
mani guzeldir, eglencelidir. saatlerce kosup, sabahlara kadar dans edip gene de enerjinizi tuketemezsiniz. kendinize dehset guvenirsiniz. en guzel, en zeki sizsinizdir. elinizden hicbir sey kurtulamaz. kendinize oyle bir inanırsınız ki hakkaten o donem neye elinizi atsanız basarırsınız. ben sorbonne hukuk gibi agır bir okulda okurken iki manimde butunlemede 2 ders bile vermenin imkansız oldugu okulda 10 derse yakın vermistim. duruma kimse inanamamıstı. normal donemimde olsam yapabilir miydim? yapamazdım uleyn, nereye yapıcam. neyse. tanrının yeryuzu subesi oldugunuza inancınız tamdır; ama sonra depresyon gelir..o kadar acıdır ki bir odadan diger odaya gitmek icin bile surunursunuz. her konuda kifayetsizlesirsiniz. heves kavramı sizi tamamen terk eder. her seyiniz ters gider. negatif enerji kutlesine donusursunuz. saatlerce aglama krizlerine girersiniz. sacma sapan bir seylere kafayı takarsınız. pismanlık, sucluluk duygusu hat safhaya ulasır. pismanlık duyacak illa ki bi seyler yaratırsınız.
sanrılar, mantık dısı hal ve davranıslar da devreye girebilir. yerine gore kendinizi rezil kepaze edersiniz. kimseye de akıl basa gelince derdinizi anlatamazsınız. ne diyeceksiniz, bak arkadasım ben bipolarım, atak donemi icime ruh girmis gibi dusun, o gordugun, seninle konusan eden ben degilim.. oldu gozlerim doldu. herkeste de bunu anlayacak olgunluk vardır zati..
insanları kırarsınız. suphecinizdir. kimseye guvenmemektesinizdir. onları alakasız bir seylerle suclarsınız. etrafınızdaki insanlar teker teker gider ya da siz icinize kapanır, kimseyle gorusmezsiniz. aylarca bir allahın kulunu gormediginiz gunleriniz olur. iyice yalnızlasırsınız. mutsuzlugun en yalın ve en dolu halindesinizdir. olmek istersiniz ama ya cehennem de su an bulundugunuz yere benzer bir yerse? hemen vazgecersiniz.
ay icim sıkıldı.

neyse. hastanede bir kadınla tanıstım. 15 senedir hic atak yasamamıs. 15 koca sene.
o kadar umutla doldum ki.. ilaclarınızı yutun, kontrollerinize gidin, duzenli yasayın, yasaklı seylerden/stresten/uzuntuden kesinlikle uzak durun..
hayatınıza sabit olacak bir seyler is, aile, dost, hobi vs kesinlikle ekleyin.
bir de atakların arasını ne kadar acarsanız bir sonraki sene hastalanma ihtimaliniz git gide dusuyor.. ne kadar ataksız hayatınız olursa sonrasının bir o kadar guzel olma ihtimali dehset artıyor.

7)her seyde oldugu gibi burada da en buyuk sifayı insanlardan bulacaksınız.
senelerce ataktan ataga kostugum berbat gecen doneme geri donup bakınca..
evet cok insan kaybettim bu surecte.. cok sacmaladım.. cok yanlıslardan gectim.. ama hastaydım arkadasım, ne yapayım, hasta olmasam ben de yapmazdım o hataları..
amma.. sukurler olsun ki beni cok sevdigini hep hissettiren, yanımdan o agzımı bıcagın dahi acmadıgı hallerimde bile ayrılmayan dostlarım, aile fertlerim oldu.
sevildigimi hissetmek o sancılı surecleri benim icin cok daha cekilir kıldı, bir cesit umudun benim icin baki kalmasını sagladı.
bipolar yakınlarınız varsa onlara yapabileceginiz en buyuk iyilik hasta surecin gecici oldugunu ve karsınızdakini cok sevdiginizi o'na iyice anlatmak/hissettirmek..
bir de ben hastalıgımı paylasmamak icin cok direndim.
su an goruyorum ki yanlısmıs..
hayatınızda bir omur kalacagına inandıgınız insanlara karsı acık olun. durumunuzu bilsinler. yarın ola ki bir atak gecirirseniz size karsı tutumları konusunda temkinli olsunlar.. ve durumunuzu iyice anlatırsanız onları kırıp kaybetme ihtimalinizi de iyice ortadan kaldırırsınız.

8) normale cok yakın bir hayatınız olabilir. kendinize inanın.
insanların polyanna diye adlandırdıkları bir kisilikten dunyanın en karanlık insanına gecis yapmamı saglayacak bir illetti bu.
allak bullak etti beni senelerce. kendimle hicbir sey yapamadım, ne ozel hayat, ne okul, ne is..
ama cok hatalı davrandıgımı sonradan gorebildim.
ilacları kullanmaya daha erken baslamalıydım. ben ettim, siz etmeyin.

bazen bipolar olmak ne kattı diye dusunuyorum bana..
size muhtemelen gercekci gelmeyecek ya da fazla iyimser gelecek ama..
ben kolay kolay yıkılmıyorum dostlar.
ne oyle sevgiliyle problem cok uzebiliyor beni, ne parasızlık/issizlik, ne gun icinde kotu giden bir seyler.. acının coooook daha farklı bir sey oldugunu o kadar iyi biliyorum ki.. genel olarak hep pozitifim, hep neseliyim. aklım basım yerinde bi sekilde gunlerim geciriyorum, daha guzel ne olabilir ki? hayattan keyif alma yetenegim hala elimde..
ben hayatın ne kadar mucizevi bir sey oldugunu her gun saglıklı bir sekilde uyandıgımda iliklerime kadar hissediyorum..
ne bileyim. sanki daha cok kadir kıymet, deger fln biliyorum.
oto pusure depresyondayım diyen insanları da soyle bir silkip kendilerine getirme arzusuyla yanıp tutusuyorum.

boyle iste..
sen bipolar arkadas, umarım bir daha atak gecirmezsin gecirmemesine de, atak gecirirsen de o yaratıcı doneminde senaryo/kitap filan yazıp paraya para, une un demezsin insallah.
isminden de anlaşıldığı gibi bu bozukluk iki dengeli bir durumu işaret eder, bu hastalık kişinin depresif ve manik kutuplar arasında davranışlar gösterdiği bir sinir hastalığıdır.

bilim dilindeki adı bipolar bozukluk olan hastalığın, halk arasındaki bilinen ismi ise manik depresiftir. bu psikolojik maraza yakalanan hiçbir insan hastalığını kabullenmez, bu durum da onların tedavi sürecinde büyük olumsuzluklar yaratır.

düşmanımın bile yakalanmasını arzu etmeyeceğim nitelikte psikolojik bir vakadır. hastanın manik atakları bertaraf edilemediğinde, fiziksel ve zihinsel olarak tükenme başlar..

detaylı bilgi için:

http://www.e-psikiyatri.c...polar-beynin-icinde-31961
http://www.psikonet.com/konu.asp?kid=160
kişiden kişiye değişiklikler göstermekle birlikte bipolar bozuklukda şu belirtiler görülür.

-ortalama başlama yaşı 21'dir. i̇lk atak erkeklerde genelde mani olurken, kadınlarda depresyon olur.

-uyuşturucu ve alkol kullanımı sonrasında veya göç sonrası da gelişebilir.

-manik dönemden deporesyona geçiş ani ve trajik olabilir.depresyona ağır anksiyete panik ataklar eşlik edebilir

-aşırı konuşma eğilimi gözlenir. kişi, olağan durumundan farklı ve belirgin bir biçimde hızlı ve sürekli konuşma eğilimindedir.

-zihinsel etkinlikler hızlanmıştır. düşünceler ve çağrışımlar birbiri ardı sıra gelir. kişi, çağrışımlar ve düşünceler arasında eleme yapmakta zorlanır. bu durum "çağrışımlarda gevşeme" ve "düşüncelerde sıçrama" olarak da bilinir.

-kişi dikkatini belirli bir konu üzerinde, belirli bir süre tutmakta zorlanır. zihinsel süreçler ve bunlara bağlı olarak konuşmalar, konudan konuya geçmekte, sıçramaktadır.

-toplumsal ilgi belirgin bir biçimde artmıştır. kişi çok daha sosyal, çok daha girişken, çok daha atak olur. sonuçlarını hesaplamadan, yaşamdan zevk almaya yönelik etkinliklere girişilir. çoğu geçici bir hevese yönelen etkinliklerdir bunlar.

-giyiniş biçimini birden bire köklü bir şekilde değiştirme, toplumsal kuralları zorlayan cinsel deneyimlere girişme,hesapsız para harcama, ayna karşısında uzun süre vakit geçirme gibi belirtiler kendini gösterir.

-uyku gereksinimi düşer, günlerce uyumadan yaşarlar. buna rağmen kendilerini iyi hissederler, hastalığın en önemli belitisi de budur ve sonuç itibari ile bir döngü yaşanır.

-aşırı ve abartılı bir özgüven görülür. kişi kendini, her şeye gücü yeten, her sorunu çözebilecek, giriştiği her işin üstesinden rahatlıkla gelebilecek bir durumda algılar.

-hastada sanrı ve varsanrı, ani saldırganlık ve ani hakaret gözlemlenebilir.

-hastalar genelde uzun yıllar depresif bozukluk teşhisleri alabilir teşhis için hasta yakınlarını dinlemek daha dogrudur keza hasta kendi gerçek durumunun farkında olmayabilir ya da tersi hasta olarak tanımlanmamak korkusuyla hastalığını saklama ya da hekimi yanıltmaya çalışabilir.

-hobilerine ve kabiliyetlerine bağlı olarak manik dönemde fazlasıyla üretken olur

-cinsel istek artışı

-manik ataklar sırasında kişi, son derece yaşam dolu, neşeli, canlı, mutluluktan uçan bir insan görünümü verir.
insanın hayatını çekilmez bir hale gerien hastalık. mutlu olursun aman yarabbim maniye mi giriyorum diye korkarsın, üzülürsün acaba depresif bir atak mı geçiriyorum dersin. aşağı tükürsen bıyık, yukarı tükürsen sakal durumu yani.
derin bir depresyonla aşırı mutluluk arasında gidip gelmektir.

(bkz: Britney Spears)
(bkz: Jim Carrey)
4 yıldır yazılmayan gariban başlık. aslında ne mutlu ki ruh sağlığına sahip kişilerin varlığını hissetmek.

o değil de, her şeyin en mantıklı şeklini düşünüyormuş hislerinde salınırken, arkadaşlarınızın -ne alaka olum ya- demesi yok mu...

sevdiğiniz veya sevmediğiniz hiç farketmez, konuşurken şayet karşıdakinin anlattıkları sizde en ufak bir kıvılcım teşkil etmiyorsa o konuşma sizin için bitmiş, artık siz o konunun dışında her yerdesinizdir. acaba eve gidip kitap mı okusam, resim mi çizsem, hocanın yanına gidip devamsızlık mu konuşsam, annemi mi arasam ama yok şimdi emekli kadın muhtemelen komşuya gitmiştir vs. gibi demirin suya batması misali ani ve derin dalışlar çok muhtemeldir.

anında yok oluyorsunuz. ancak öyle garip yokluk ki seyehatlerinizden memleket toprağı getiriyorsunuz etrafınızdakilere. bilenler empati antremanı yaparken bilmeyenler hakkınızda üst üste çizikler atabilmekte.

panik olduğunuz her durumu hayatınıza yansıtmanız, ve bir takım önlemler almanız zaten bu meretin tabitaında vardır.

alttan alacak bir aileye, dosta, eşe/sevgiliye sahipseniz biraz daha kolaydır işiniz. zaten alttan alacakları tek konu, yalnız kalmak isteğine saygı duymaları.

zihni devamlı meşgul eden bir kafa karışıklığı vardır. şundandır ki, bir anda yapacağınız işe haddinden fazla konsantre olup, ikincil bir -bir anda- tamamen dağılabiliyorsunuz. bu sizi hezeyana motivasyon kayıplarına, tersten düşününce özgüvene sürüklüyor. şöyle düşünün, bir teli iki yana bükerek kırmaya çalışıyoruz. tel önce sağa yatıyor, sonra düzeliyor, bu sefer de sola yatıyor. sürekli uçları yaşıyor yani.

karakteristik özelliklerinden ki benim en çok içinde olduğum kısmı, duydu durumu bozukluğu. ne demek bu şimdi?

şöyle, çok üzücü bir haber karşısında yüzünüze oturan \'\' hımm anladım \'\' ifade-sizliği-. yani kim, ne sorusunu bile sormayı gerektirecek bir merak uyandıramaması. ee, bu hastalığın tabiatı demiştik; bunun bir de zıttı olmalı. o da var; koca bir diyalogda en gereksiz, bin kelimede bir kere üstü kapalı geçen şey hakkında kafa yormak, çıkarım yapmak.

lafı uzattık, farkındayım. ancak bu hastalığa sahip insanlar eminim ki okuyunca \'\' aa bende de var yaa \'\' diyecekleri çok şey var. önemli olan yalnız hissetmemek.

yalnız kalalım ama yalnız olmayalım.
Ne kadar kötü olduğunu bilmeyen insanların dillerine dolaştırıp her tarafta ben bipolarım diye gezdikleri gerçekliğinin yanında kimsenin bu durumu yaşamamasını temenni ediyorum. On yedi yaşımdan beri çektiğim bu sorun yüzünden hayatımda hiçbir işi tamamlayamadım.
Bu özenilecek bir hastalık değildir bunu unutmayın arkadaşlar.
hastanın kendisinden çok etrafindekilere çektiren meret. gülüp şakalaştığın adama iki dakika sırtını dönüyorsun geri döndüğünde ağlarken buluyorsun, garip.
rahatsızlığın bazı dönemlerinde kişi yüksek düzeyde hareketli, enerjik, aşırı cömerttir ve genellikle de yetiştiği çevreye bağlı olarak kendisini kral, kraliçe, devlet adamı, mehdi, peygamber vb. zannedebilir. bazı dönemlerde de bitkin, yorgun, isteksiz ve gergindir. bu iki uç arasında gider gelir. ilaç tedavisi ile dizginlenebilen, yakınların yardımı ile oldukça sakin seyredebilen bir rahatsızlıktır.
Evet açıklıyorum.

Lanet olası psikolojik bir hastalıktır. Hastalık sahibine hiçbir zarar vermez. Olan çevresindeki insanlara ve onu sevenlere olur. Eğer imkanınız varsa hayatınızın önemli bir parçası haline getirmeyin bu kişileri. Bu hem bipolar için hem de sizin için daha iyi olacaktır.

Hastalığın bilimsel yönünden çok sosyal yönüne değinmek istiyorum. Bu insanlar sosyal yaşamlarında gayet normal kişilerdir ancak onlardaki değişimi yani bipoları sadece yakınları görebilir. Sözgelimi sevgiliniz bipolar ise bir gün sizi dünyanın en mutlu insanı yaparken ertesi gün yerin dibine sokar. Neye uğradığınızı şaşırırsınız. "Ulan dün şöyle şöyle dedi bugün ne diyor?" Diye düşünürsünüz bu durumda onu kırmamak için biraz ezilirsiniz fakat geçici bir durum değildir bu. Max ve min dönemleri olan bu kişiler max dönemindeyken sevecen tatlı birer kelebeğe dönüşürken min döneminde kural tanımaz birer buldozere dönüşürler. Önlerine çıkan her şeyi yıkarlar.

Kalp kırarken bunun farkında olmazlar çünkü o sevdiğiniz ince ruhlu insan kaybolur zaman zaman. Ve bu periyodik olarak gerçekleşir. Erkeklerde 40 kadınlarda 30 yaşına kadar devam eder bu illet. Sürekli geçti sanarsınız fakat geçmemiştir o iğrenç ruh hala orda duruyordur sadece max dönemlerinde pasifize olur.

inandığınız her şeyi sorgulatır size. Ve yardım etmeye çalışırken bir bakmışsınız sizin sağlam sandığınız psikolojiniz bozulmuştur.

Uzaklaşın onlardan. Eğer bu kişi sizseniz kimsenin size fazla yaklaşmasına izin vermeyin. Uyarın onları hayatınıza tecavüz etmek istemiyorum diyin.
Kandaki lityum seviyesi onemli oldugundan, Lityum icerikli haplarin dozunun iyi ayarlanmasi gereken bozukluk.
Manik-depresiflik olarak da bilinen bu ruhsal hastalıktan muzdarip insanlar düzenli ve sürekli psikiyatrik tedavi görmeli,ilaç kullanmalı, alkolden uzak, sakin bir yaşam sürmelidirler, bu konuda destek almalıdırlar (tipik davranış özelliği olan şiddetli reddedişlere karşın). Ayrıca ruhsal rahatsızlıklar içinde bipolar bozukluğu olanlar bu rahatsızlıklarını duygusal istismar ve menfaatler uğruna kullanmaya en yatkın grup olduğundan, özellikle yakınları bipolar hastaların isteklerini elde etmek için kullandığı duygusal tuzaklara düşmeden, çok bilinçli ve kontrolü elden bırakmaksızın bu kişileri izlemelidir. Tedavinin aksatılması ve bakımsızlık bu hastalığı hızla (şizofreniye doğru) ilerleteceğinden, en büyük iş hasta yakınlarına düşmektedir. Düzenli tedavi ve ilgiyle bu hastalıkla mücadele ederek, ömür boyu normale oldukça yakın yaşamlar sürdüren çok sayıda iyi örnek de mevcuttur.
lider hastalığı. alkolizmde aslında bipolar bir bozukluktur ve bipolar insanların beyin kimyasını tetikler. bipolar (iki uçlu, manik depresif) episodlarda dikkatli olmak lazım; hastalığı bilerek ona göre frenlemek lazım manik epizodda. uyuşturucu ve alkolden mümkün mertebe uzak durmak lazım. (bkz: kendimden biliyorum)
psikiyatristlerin önüne gelen herkese verdiği hastalık.
hayatımda gerçekten bipolar olan 1 kişi tanıdım. 8 ay hastanede psikiyatri bölümünde yattı, mesleğini bıraktı, hayatı kaydı, karısı çocuğu terk etme durumuna geldi.
4 yıl oldu hala tam anlamıyla iyileşemedi.
şimdi 15-25 yaş arası her ergen bipolarım diyo, manik depresifim diyo.
efendim bu hastalık ciddi bir hastalıktır şakası olmaz.
her psikiyatriste inanıp antidepresan falan içmeyin pişman olmayın.
ayrıca bipolar hastalığı kişiyi daha havalı yapmıyor bu bi gerçek.
rica ediyorum.