bugün

alma ve satma işinin ahenkli bi kelimede kendini bulmuş hali.
alakalı bütün başlıklar için buyrun efendim:

(bkz: bir alisveris bir fis)
(bkz: alisverisin modern bir iskence turu olmasi)
(bkz: kadinlarin alisveris yapma sebepleri)
(bkz: profilo alisveris merkezi)
(bkz: cevahir alisveris ve eglence merkezi)
(bkz: alisveris listesi)
(bkz: alisveris arabasi)
(bkz: fikir alisverisi)
kadınların sıkça başvurduğu terapi.
bir para harcama aktivitesidir.
Kadınlar için; en ufacık bir duygusal dalgalanmada başvurulan aktivite. Erkekler için; işkence.
cebinden cash para çıkarmadan kredi kartları ile yapılan versiyonun çok tehlikeli olduğu, keyifli aktivite.
bayanız evet..zayıfız evet..harcıyoruz ve asla doymak bilmiyoruz evet..
(bkz: alışverişkolik)
anlayamadığım bir doğası var bu illetin, şimdi bir kadın bir mağazaya girer , tencere alacakken mesela çorap satan bir yere, çorap işte neyine bakacaksın al çık, tamam o anda aklına geldi anladım, tencere almaya çıktın ama çoraba ihtiyacın varmış , al çık. yok olmaz herşeye tel tek ellenecek , yerine - o da ne demekse- bakılacak. çorap mağazası iyi yine çabuk sıkılıyorlar, diyelim bir düğüne gidilecek kabusss kabusss, ayakkabısı var, kıyafeti var takısı var , aynı kıyafeti ya başkası giyerse tedirginliği var. düğün dediğin yerde zaten gelinden başkası önemli değil, çek üstüne allu pullu bir entari iki kıvır dön gel, hayırrr en alımlısı olmalısın, eee zaten senin günlük kıyafetli halini de biliyor düğüne gelenler ne gerek var. yok bu illet için bahaneye gerek yok, canı sıkılıyor gel alışverişe gidelim, ne gibi bir terapi etkisi vardır algılayamıyorum , ben film izlerim kitap okurum ya da oturduğum yerde sıkılırım, hem sıkılıp bir de üstüne para mı vereceğim. kadınlarr kadınlarr demeyin ben de kadınım ama alışveriş doğasını çözememiş bir kadın.
kadınların moralleri bozukken sıklıkla başvurdukları teselli yöntemidir.
sevgiliden ayrıldıktan sonra moral düzeltgeci olarak kullanılan eylemdir. daha farklı versiyonları için;

(bkz: çikolata yemek)
(bkz: ağlamak)
(bkz: yemek yemek)
tek başına yapılmaması gereken olaydır.* bilhassa kalabalıkta olmaması tercihimdir. bir erkek zaten alışveriş için dayanıksızdır. ancak kadınlar sırf bu iş için yaratılmışlardır diyebilirim. alışverişe çıkmak bir sanattır.*
depresyondaki kadınları mutlu eden, mutlu erkekleri depresyona sokan eylem.
kadınların vazgeçemediği, en çok keyif aldıkları şeyler arasında yer alan, para harcama sanatıdır.
birde bunu hatun milletiyle yapmak var. tam ızdırap anasını satıyım alısveriş merkezine sabah 11 de girip aksam 6 da cıktıgımı biliyorum cıktıktan sonra da "hayatım haftaya bir daha gideriz degil mi" diye pikin pişkin sorulması nasıl bir işkence lan bu ama anladım ben bu bir tür test sabır zorlama testi
-başkan aliş nerde?
-verişe gitti(kısık sesle)
-anlamadım
-alışverişe gitti hocam
-hmm peki
nasıl bir zevk türüdür, hobidir kendisi. dert sıkıntı kalmaz, baba parası harcandı diye daha da bir mutluluk gelir. aman yeni kıyafetler, yeni saç, yeni hayat getirir denir belki de ama yalandır dolandır etkisi; uzun sürmez. ertesi gün yeniden alışverişe çıkma isteğinizi durduramazsın ve bu böyle sürüp gider.
(bkz: ah sözlük ah depresyondayım)
(bkz: sözlüğü itiraf merkezi sanmak)
en zevkli en kolay hiçbir yetenek gerektirmeyen kadınların vazgeçilmezi hatta kendim için hastalık olan bir aktivite türü..
moral bozukluğuna, can sıkıntısına birebir olan zevkli eylem. ha sonrasında ki günleri parasız geçirme riski en iyi kankasıdır o ayrı *.
bi nevi mastürbasyondur. en çok kadınlar yapar.
tip ve annesi alışveriş merkezine bot almaya gider,'s' leri zor söylüyen bir satıcı onları karşılar
tip-merhaba biz bot bakmıştık
satıcı-etrafına bak heryer bot. haha... gibisinden iğrenç espri üzerine kurulu gülüş
tip-tebessümün ardından bakınır bakınır bakınır
satıcı-eğer bu ürünlerde karar veremediyseniz elimizde bomba bir bot var isterseniz sizin için içeriden getireyim
tip-tabi olur bakalım bide ona
satıcı getirir ve anlatmaya başlar
satıcı-bakın beyfendi getirmiş olduğum bot inanılmaz birşey en en en iyisi.burada bine yakın çift bot varsa onlar arasında size görüntü ve kalite olarak önerebileceğim en iyi bot budur.
tip-tamam ozaman ben bir deneyim şu botu.
ve giyer.(tipin ayak numarası 46 dır)ama bot en büyük numara olan 45 numaradır.
tip-ya bu biraz sıktı sanki ne bilim rahat edemedim ama görünüşü güzel.
satıcı- tabi tabi tabi efendim görünüşü muhteşem sizede çok yakıştı
diye müşteriyi bağlamaya çalışır.müşteri hık mık eder ama aynı zamanda satıcının laflarınıda dinlemektedir.
tip-ya ben aslında ayağımdan tırnak operasyonu oldum tırnak batması vardı şimdi geçti ama yani bi sorun olmasın.
satıcı-yok yok yok efendim aynı şey bende de vardı bende operasyon geçirdim geçti gitti bişey olmaz al sen bunu al al demelere başlar.
tipin aklı çelinmiştir biraz defalarca dener ve her defasında biraz sıkıyo ha geçermi der satıcıya masumlukla.satıcı doktor edasıyla konuşmakta etraftan ayağında sorun olduğuna dair kanıt belge delil insan kişi ne var ne yok dökmektedir.bunu gören tipimiz dahada kanmış ve almaya niyetlenmiştir.
tip-ben şu botu son bir defa giyeyim olurmu
satıcı-tabi efendim alın sizin olsun yani gibisinden yine iğrenç bir espri ve ardın iğrenç bir gülüş.
tip-ya ben bunu beğendim ama yani ne dersiniz ayakkabı hakkında
satıcı yorumlarını yapmaya başlamış ve içinden oh müşteriyi bağladım diye sevinmektedir.bi kaç şey söyler ve ardından işi samimiyete getirip saçmalamaya başlar.o bot alışveriş merkezindeki su geçirmeme özelliği olan tek bottur (deri sağlamlığını siz düşünün).ama buna rağmen satıcı ayakkabının yamur çamur gördüğünde açılacağını ve tipe tam olacağını iddaa etmektedir.tip tüm saflığıyla bu söylenilenlere inanmış ve almak istediğini annesiyle paylaşmıştır.annesindende onay aldıktan sonra bot paketlenmiş anne tip eve doğru yola koyulmuşlardır.
ertesi gün tipin okul günü.yeni botlarını giyer.biraz sıksada okula gideceğini düşünür ve giderde.ama sırasına oturduğunda ayaklarında inanılmaz bir acı hissetmiş ve sınıfta botunu çıkarıp ayaklarına bakmıştır.evet evet olan olmuş ve tipin ayakları yara bere içindedir.tip ağlamamak için zor durmaktadır.hemen ilk otobüsle evine dönüp ayaklarına kren sürmeye ve onun acısını çekmeye başlamıştır.anne bunun böyle olmucağını belirtir ve botlar geri götürülür alışveriş merkezine.gittiklerinde o satıcı tip ve annesini görmezden gelip başka birini onların yanına göndermiştir.gelen kişiye şikayet belirtilmiş ve gelen ssatıcıda eğer kibar ayaklarınız varsa bot almayın kardeşim gibi bir fırça halinde bir şey söylemiştir.her nekadar alışveriş merkezi olsada ve ardından botlara bakılmış.hmm botlar temiz ama biz geri alamayız der der der.tipin tüm morali çökmüş suratı asılmıştır.gözünün önünden alırkenki satıcıya saydırdığı dansöz oynatılabilecek kadar verdiği o paraların hepsi tek tek suratına çarpıp geçmiştir.yorgun bitkin yıkık bezik bir şekilde eve dönülüp hemen ne yapılabilir bu botlar giyilmez ama giymeliyim demeye başlar.anne çıkar ve mahalledeki yaşlı ayakkabıcı amcaya danışmaya gider.amca ah bu şirketler nerde eski ayakkabıcılık der durur yakınır.ve sonunda bir çözüm söylemiştir.ayakkabının içine vazalin sürmek.ablacım yüzde yüz yumuşatır ferahlatır.buna inanan anne o ceylan derisi botu yumuşatıcam umuduyla ayakkabının içine vazalini basmıştır ama nafile.tip uyku uyuyamaz olmuş tuvalete çıkamaz olmuş bu denli kötü durumdayken aklına bir anda mühendis abisi gelir.bu bota çözüm bulsa bulsa bir o bulur der der durur.ve danışır.ağabey hmm tamam ayarlarız bişeyler deyip botları almış ve tip beklemiş beklemiş ve beklemiştir.ertesi gün müh. ağabey kapıdan içeri girmiş ve al bakalım oldumu dene gör bakalım yap bakalım et bakalım koş bakalım der durur ve bot gerçekten olmuş artık yara yapmıcak hale gelmiştir.ama tip bu botta bir gariplik hissetmiştir ve sorar ne yaptın sen ağabey bu bota diye.ağabey kasım kasım kasılır ve öhö öhö yaptık bişeyler der.tip söyle söyle diye ısrar edince müh. ağabey A4 diye bağırır.nasıl yani A4 mü.evet ne sandın A4.ağabey mühendis kafasını çalıştırmış ve A4 kağıtlarını botun tabanına yerleştirmiştir.haliyle tabanı yükselip aradaki mesafe daralından bot sürtme yapmamıştır.tip mutluluktan havalara uçmaktadır verdiği paranın artık kullanılabilir birşeye dönüştüğünü düşünüp durur.ağabeye yapılan kıyaklar cabası...
(bkz: hastasiyiz)
"insanın, çocuk beziyle başlayan ve tabuta kadar giden bir ilişkisi var alışverişle. Dolayısıyla bu onun zaten hep hayatında ama üzerinde durmak istemediği bir konu. "
hakan günday
kelimenin ilk kısmını bayanların yaptığı ikinci kısmını erkeklerin yaptığı bir kelime.
nasıl bir rahatlama şekli olduğu hale tıbben açıklanamasa (yada açıklandıysa da benim haberim yok), herhangi bir stres baskı altındayken, biranda kelebekler kadar rahatlama sağlayan alışkanlık.
görsel

görsel