bugün
- klarnet calan sarapci koala 610
- iplerle yaptığım sanatsal çalışma14
- 31 mart 2024 yerel seçim sonuçları19
- üsküdar da açık alanda mastürbasyon yapan adam21
- fenerbahçe'nin ligden çekilmekten yine vazgeçmesi15
- tamer karadağlı8
- hollanda da ineğe hallenen gurbetçi18
- sözlüğün yaşlılar heyeti üyeleri12
- sözlüğün en güzel kızı belli oldu20
- insan olmaya ceyrek kala26
- karabük üniversitesi13
- hazreti meryem olduğunu iddia eden kadın37
- eski yazarları özlemek14
- chp'nin kölesi olmak11
- yazarların elit zevkleri17
- ırkçılığın kötü bir şey olmadığı gerçeği19
- sözlük erkekleri sözlüğün kanseridir17
- oruç tutmayan müslüman18
- moskova saldırısını yapanların türkiyeden geçmesi14
- dedikodu yok mu dedikodu diyen kadın yazar13
- yolda çırılçıplak bir kadın görsen ne yaparsın15
- kutsal perşembe ritüeli11
- 2024 yerel seçimleri12
- ab'ye girmek için tüm tavizleri vermeliyiz12
- erkekleri kullanıp atmak10
- dünya ilahi bir gücün kontrolünde mi9
- şeriate göre lgbt'nin hükmü16
- allahın insan suretine bürünmesi imkansız mı15
- zalbert ramstein tipi yıkıklık14
- sahurdayız uludağ sözlük17
- en iyi çikolatalı gofret markası15
- yazarların 2010lu yıllarda en sevdiği 3 yıl25
- anın görüntüsü8
- icardi190544
- bir sözlük kızını sahiplenmek17
- icardi1905 silik olsun kampanyası13
- kastamonu da kafasına ampul takıran akp'li genç16
- iftara sözlük yazarı alsanız menü tavsiyesi10
- iftara davet edilecek sözlük yazarları23
- heykele tecavüz eden adam8
- kendisini otorite sanan yazarlar9
- ideal erkek fiziği anketi33
- emekliler ek iş yapsınlar diyen mhp'li vekil8
- dinsiz olmakla övünen yavşak13
- manyak olmaya karar verdim21
- kadınlar beni neden hep reddediyor14
- laftan anlamaz sözlük yazarları8
- kuresel ikinma'nın artık eskisi kadar yazmaması9
- et fiyatlarının insanları çıldırtmıyor oluşu8
- akp'ye oy vermeyen emekli şerefsizdir23
--spoiler--
Arkadaşlar Allah'ı neden sever, biz neden sevmeyiz
Tanrı(lar), bir sevgi ve güven ilişkisinin adıdır diyeyim de ağzınız bir karış açık kalsın. Bu adam kırdı kafayı, Allahçılara teslim oldu diye korkun.
Halbuki iyi düşünürseniz, bunun ne kadar radikal bir ateist tez olduğunu görürsünüz.
*
Hakikat yolu zahmetli bir yoldur. Neyin ahlaken doğru olduğundan hiçbir zaman emin olamazsın. Anamın altınlarını satayım mı? Günahkâr kızımızı linç edelim mi? Geziye nasıl tavır alalım? işin yoksa kıvran dur.
istersin ki biri olsun, sana doğruyu söylesin. Ararsın, bulursun: Ya Hoca efendidir, ya Papaz efendi, ya Swami, ya Derviş, onlardan da büyüğü Nebi veya Mesih. Kolay açıklayamayacağın bir şekilde adamı seversin, güvenirsin, doğruyu söylediğinden emin olursun. Hoca bilir! Oh!
Tanrı, işte o ilişkinin mührüdür. Garanti belgesidir. Duygusal bir yakınlık üzerine kurulu ilişkinin, metafizik alemdeki çapasıdır. [Ontolojik çapasıdır diyeceğim aslında, ama boku çıkarılmış bir kelimedir, kullanmayayım.] Adamı sevdim, o yüzden güveniyorum demek zayıf gelir, sübjektivizm kuşkusuna kapı açar. Babam güvenirdi, ben de ona uydum desen tatmin etmez. Hocanın mutlak ve tartışılmaz bir Hakikat zeminine ayak bastığına inanman gerekir. Neden güveniyorum? Çünkü tanrıdan vahiy aldı. Veya vahiy alanlardan el aldı. Ya da vahyin sırrını benden daha iyi etüt etti. Benim gibi aciz, kayıp bir ademoğlu değil. Belki aciz bir ademoğlu, peki, ama bir eliyle Mutlakı tutuyor.
Tanrı dediğin saçma sapan bir kavram, düşünsen iler tutar yeri yok. Ama o tanrıyı var saymazsan, kimsenin Hakikatinden emin olamazsın. Hoca efendinin, yahut Nebinin neden senden benden üstün olduğunu kolay kolay açıklayamazsın.
işte din meselesinin püf noktası budur. Asıl odak noktası tanrı değildir. Etten kemikten birileridir, onların söylediklerine inanma ihtiyacıdır. O yüzden Latincede re-ligio demişler, bağlanma. Soyut bir kavrama değil, hocaya, şeyhe, pîre, nebiye. Ve onların mensuplarının oluşturduğu cemaate.
*
Test et bak. Allah yok desen pek takmazlar. Senin peygamberin menfaatçiymiş desen linç ederler, hadisten siyerden kanıt da göstersen fayda etmez.
*
Peki itirazımız ne? Üç tane.
Bir. Tanrı daha doğrusu Tek Tanrı fikri sakattır. Rasyonel düşünceyi ciddiye alan birini bu devirde ikna etmesi mümkün değildir. Kadir-i mutlakın günah ve zulüm karşısında aciz kalması absürd bir düşüncedir. Kendi mutlak kudretine tabi olanlara kızıp onları orantısız güçle cezalandırması ahlaksız bir düşüncedir. O paradoksu çözmek için ikibin seneden beri döktürdükleri argümanları da toplasan bir incir çekirdeğini doldurmaz. [1]
Canım o da irrasyonel olsun, ne zararı var, insan yaşamı sırf akıl mı diye soracaklardır. Kanmayın. Mesele felsefi tutarlılık meselesi değil, felsefi tutarlılıktan vazgeçmeyenleri harcama meselesidir. Akılcı düşünceyi şiar edinenler isterse küçük bir azınlık olsun. Manevi emsal ve öncü olma hakkını onlara tanımayan bir sistem kaç para eder? Voltaire ve Einsteinı dışlayan, ama Alabamalı bir kasaba vaizini yahut Aşağı Güngörenin cahil şeyhini Mutlakın sözcüsü sayabilen bir anlayıştan kime ne fayda gelir? Hangi ufuk genişliği, hangi tecrübe zenginliği, hangi ruh cömertliği, hangi bilgelik o çorak topraklarda serpilebilir?
iki. Kitaplar eskimiştir. interneti, ikinci Dünya Harbini, Amerikayı ve Çini, matbaayı, insan Hakları Beyannamesini, profesyonel orduyu, SSKyı, DNAyı ve organ naklini bilmeyen bir çağda bir cahil Filistinli derviş ile bir cahil Arabistanlı hocanın söylemiş olduğu sözlerden, ne kadar zorlarsan zorla, bugün için bir ahlak öğretisi çıkaramazsın. Bugünün sorularına cevap bulamazsın. Ha, vardır elbet orada da bir-iki hikmet incisi: Sonuçta insanlığın ahlaki sorunlarının bir kısmı yeniyse, bir kısmı dünden beri var olan sorunlar. Ama ona bakarsan Sophokleste de vardır hikmet incisi, Karagöz ile Hacivatta da. Üç tane vasat Amerikan filmi izlesen, Kuranın toplamından fazla çıkaracak ahlak dersi bulursun.
Üç. Aidiyet ahlak bozar. Hakikatin tekeli Bizimkilere verilmiş ise, Ötekiler, tanım gereği, hakikat dairesinin dışında kalırlar. Kâfirdirler. Tahammül edebilirsin, hoş görebilirsin, ama inanamazsın. Hemen kılıcı alıp kafa kesmezsin belki, ama riyanın ve çifte standardın çürütücü zehrinden ruhunu kolay kolay arındıramazsın. Yarın öbür gün kafa kesenler sahneye çıktığında da, onlara verecek güçlü bir cevabın olmaz. Ama peygamberimiz onlara da fazla şey yapmayın demiş, liküm diniküm, kem küm
*
O yüzden, sevdiklerini seven arkadaşlarımızı bazen incitme pahasına diyoruz ki, tuttuğunuz yol yol değildir. Ufkunuzu kısmaktadır. Hakikatin pek çok vechesinden, ve onlara dair birkaç şey bilen insanlardan, sizi soyutlamaktadır. Sizi cehele ile aynı kaptan yemek yemeğe mahkûm etmektedir. Bugünün konularını anlamaktan aciz bırakmaktadır. Kontrol edemeyeceğiniz bir öfkenin kollarına sizi teslim etmektedir. Sorumsuzluktur.
Peki seviyorsun, anladık da, dünyayı bu kadar fakirleştirmeye hakkın yok ki?
--spoiler--
kaynak: http://nisanyan1.blogspot...eden-sever-biz-neden.html
Arkadaşlar Allah'ı neden sever, biz neden sevmeyiz
Tanrı(lar), bir sevgi ve güven ilişkisinin adıdır diyeyim de ağzınız bir karış açık kalsın. Bu adam kırdı kafayı, Allahçılara teslim oldu diye korkun.
Halbuki iyi düşünürseniz, bunun ne kadar radikal bir ateist tez olduğunu görürsünüz.
*
Hakikat yolu zahmetli bir yoldur. Neyin ahlaken doğru olduğundan hiçbir zaman emin olamazsın. Anamın altınlarını satayım mı? Günahkâr kızımızı linç edelim mi? Geziye nasıl tavır alalım? işin yoksa kıvran dur.
istersin ki biri olsun, sana doğruyu söylesin. Ararsın, bulursun: Ya Hoca efendidir, ya Papaz efendi, ya Swami, ya Derviş, onlardan da büyüğü Nebi veya Mesih. Kolay açıklayamayacağın bir şekilde adamı seversin, güvenirsin, doğruyu söylediğinden emin olursun. Hoca bilir! Oh!
Tanrı, işte o ilişkinin mührüdür. Garanti belgesidir. Duygusal bir yakınlık üzerine kurulu ilişkinin, metafizik alemdeki çapasıdır. [Ontolojik çapasıdır diyeceğim aslında, ama boku çıkarılmış bir kelimedir, kullanmayayım.] Adamı sevdim, o yüzden güveniyorum demek zayıf gelir, sübjektivizm kuşkusuna kapı açar. Babam güvenirdi, ben de ona uydum desen tatmin etmez. Hocanın mutlak ve tartışılmaz bir Hakikat zeminine ayak bastığına inanman gerekir. Neden güveniyorum? Çünkü tanrıdan vahiy aldı. Veya vahiy alanlardan el aldı. Ya da vahyin sırrını benden daha iyi etüt etti. Benim gibi aciz, kayıp bir ademoğlu değil. Belki aciz bir ademoğlu, peki, ama bir eliyle Mutlakı tutuyor.
Tanrı dediğin saçma sapan bir kavram, düşünsen iler tutar yeri yok. Ama o tanrıyı var saymazsan, kimsenin Hakikatinden emin olamazsın. Hoca efendinin, yahut Nebinin neden senden benden üstün olduğunu kolay kolay açıklayamazsın.
işte din meselesinin püf noktası budur. Asıl odak noktası tanrı değildir. Etten kemikten birileridir, onların söylediklerine inanma ihtiyacıdır. O yüzden Latincede re-ligio demişler, bağlanma. Soyut bir kavrama değil, hocaya, şeyhe, pîre, nebiye. Ve onların mensuplarının oluşturduğu cemaate.
*
Test et bak. Allah yok desen pek takmazlar. Senin peygamberin menfaatçiymiş desen linç ederler, hadisten siyerden kanıt da göstersen fayda etmez.
*
Peki itirazımız ne? Üç tane.
Bir. Tanrı daha doğrusu Tek Tanrı fikri sakattır. Rasyonel düşünceyi ciddiye alan birini bu devirde ikna etmesi mümkün değildir. Kadir-i mutlakın günah ve zulüm karşısında aciz kalması absürd bir düşüncedir. Kendi mutlak kudretine tabi olanlara kızıp onları orantısız güçle cezalandırması ahlaksız bir düşüncedir. O paradoksu çözmek için ikibin seneden beri döktürdükleri argümanları da toplasan bir incir çekirdeğini doldurmaz. [1]
Canım o da irrasyonel olsun, ne zararı var, insan yaşamı sırf akıl mı diye soracaklardır. Kanmayın. Mesele felsefi tutarlılık meselesi değil, felsefi tutarlılıktan vazgeçmeyenleri harcama meselesidir. Akılcı düşünceyi şiar edinenler isterse küçük bir azınlık olsun. Manevi emsal ve öncü olma hakkını onlara tanımayan bir sistem kaç para eder? Voltaire ve Einsteinı dışlayan, ama Alabamalı bir kasaba vaizini yahut Aşağı Güngörenin cahil şeyhini Mutlakın sözcüsü sayabilen bir anlayıştan kime ne fayda gelir? Hangi ufuk genişliği, hangi tecrübe zenginliği, hangi ruh cömertliği, hangi bilgelik o çorak topraklarda serpilebilir?
iki. Kitaplar eskimiştir. interneti, ikinci Dünya Harbini, Amerikayı ve Çini, matbaayı, insan Hakları Beyannamesini, profesyonel orduyu, SSKyı, DNAyı ve organ naklini bilmeyen bir çağda bir cahil Filistinli derviş ile bir cahil Arabistanlı hocanın söylemiş olduğu sözlerden, ne kadar zorlarsan zorla, bugün için bir ahlak öğretisi çıkaramazsın. Bugünün sorularına cevap bulamazsın. Ha, vardır elbet orada da bir-iki hikmet incisi: Sonuçta insanlığın ahlaki sorunlarının bir kısmı yeniyse, bir kısmı dünden beri var olan sorunlar. Ama ona bakarsan Sophokleste de vardır hikmet incisi, Karagöz ile Hacivatta da. Üç tane vasat Amerikan filmi izlesen, Kuranın toplamından fazla çıkaracak ahlak dersi bulursun.
Üç. Aidiyet ahlak bozar. Hakikatin tekeli Bizimkilere verilmiş ise, Ötekiler, tanım gereği, hakikat dairesinin dışında kalırlar. Kâfirdirler. Tahammül edebilirsin, hoş görebilirsin, ama inanamazsın. Hemen kılıcı alıp kafa kesmezsin belki, ama riyanın ve çifte standardın çürütücü zehrinden ruhunu kolay kolay arındıramazsın. Yarın öbür gün kafa kesenler sahneye çıktığında da, onlara verecek güçlü bir cevabın olmaz. Ama peygamberimiz onlara da fazla şey yapmayın demiş, liküm diniküm, kem küm
*
O yüzden, sevdiklerini seven arkadaşlarımızı bazen incitme pahasına diyoruz ki, tuttuğunuz yol yol değildir. Ufkunuzu kısmaktadır. Hakikatin pek çok vechesinden, ve onlara dair birkaç şey bilen insanlardan, sizi soyutlamaktadır. Sizi cehele ile aynı kaptan yemek yemeğe mahkûm etmektedir. Bugünün konularını anlamaktan aciz bırakmaktadır. Kontrol edemeyeceğiniz bir öfkenin kollarına sizi teslim etmektedir. Sorumsuzluktur.
Peki seviyorsun, anladık da, dünyayı bu kadar fakirleştirmeye hakkın yok ki?
--spoiler--
kaynak: http://nisanyan1.blogspot...eden-sever-biz-neden.html
ateist hero.
insanlar pisliktir hayat zordur. Yaşamayı biz seçmedik.
Yagmurcu gelir açıklar birazdan.
Allahu teala tüm kullanırı sever. işte gidiyorlar ya, tüm grup, arkasına bir haydut takıldı, grup hızlandı, allah dedi, "" o kulumu terk etmeyin... "
işte böyle hikayeler de var.
Allah seni her zaman sever.
Allahu teala tüm kullanırı sever. işte gidiyorlar ya, tüm grup, arkasına bir haydut takıldı, grup hızlandı, allah dedi, "" o kulumu terk etmeyin... "
işte böyle hikayeler de var.
Allah seni her zaman sever.
eyvallah efkarlı kardeş. detaylara takılmayalım derim. din nasihattir der, peygamber efendimiz.
ve bazı durumlarda nakledilene kıymet vermeli, onu ölçü almalı vs.
cinnet müstatili adlı eserinde büyük doğu mimar'nın şöyle bir hafakanlı söylemini hatırlattı bana. ta 1953 e ait...
tazeliğini, güncelliğini bugün bile korur! almak isteyene elbet ki pay çıkar!
buarada dinsel hurefeler hiç bitmez. sahte ile gerçeği ayırd edebilecek çapa erebilirsek ne mutlu.
eremesek de o yolda yürümek, ilerlemek vs.
ve elbet ki insanların büyğk kısmı allah'ı bilmekten ve sevmekten gafildir çoğu kez!
derin bahis...
''avaz avaz haykırmak ve herkesin beni deli sanacağı, şu basit, son derece basit sözü söylemek istiyorum:
"allah var; daha ne istiyorsunuz?
işte sîze her ân yeni, her derde deva, her gayrete mesned, ebedî haber! allah var; fakat bizim ondan, yalnız sorulduğu zaman haberimiz var!..
o da yok!.."
anne, vatan, evlât, dost, kadın, renk, tabiat, fikir, ruh, kimi ve neyi seversen sev!
fakat söyle bunlar mı sevilmeye en fazla lâyık, bunları yaratan allah mı?
aşk, allah'ı bulmak için...
onu deli gibi sevmeye çalışsana!..''
ve bazı durumlarda nakledilene kıymet vermeli, onu ölçü almalı vs.
cinnet müstatili adlı eserinde büyük doğu mimar'nın şöyle bir hafakanlı söylemini hatırlattı bana. ta 1953 e ait...
tazeliğini, güncelliğini bugün bile korur! almak isteyene elbet ki pay çıkar!
buarada dinsel hurefeler hiç bitmez. sahte ile gerçeği ayırd edebilecek çapa erebilirsek ne mutlu.
eremesek de o yolda yürümek, ilerlemek vs.
ve elbet ki insanların büyğk kısmı allah'ı bilmekten ve sevmekten gafildir çoğu kez!
derin bahis...
''avaz avaz haykırmak ve herkesin beni deli sanacağı, şu basit, son derece basit sözü söylemek istiyorum:
"allah var; daha ne istiyorsunuz?
işte sîze her ân yeni, her derde deva, her gayrete mesned, ebedî haber! allah var; fakat bizim ondan, yalnız sorulduğu zaman haberimiz var!..
o da yok!.."
anne, vatan, evlât, dost, kadın, renk, tabiat, fikir, ruh, kimi ve neyi seversen sev!
fakat söyle bunlar mı sevilmeye en fazla lâyık, bunları yaratan allah mı?
aşk, allah'ı bulmak için...
onu deli gibi sevmeye çalışsana!..''
allah kendisini nasıl yarattılarsa öyle yapar. sever dedikleri için sevmiştir. eğer sevmiyor deselerdi allah'ı yaratırlarken o şekilde yaptığı düşünülürdü.
Tanrı herkesi sevmez sevmek zorunda da değildir nefret ettiği şeyleri yapanlara.
Külli özgür iradelidir insan. Fabrika ayarı kötü meyilli bozulmuş olsa da her şey seçimdir.
Yani kimilerini tanrı da sevmez o seçimlerin ve o seçimi yapanların. Adil olmakla da çelişir çünkü.
Ve hatta sevgiyle çelişir.
Külli özgür iradelidir insan. Fabrika ayarı kötü meyilli bozulmuş olsa da her şey seçimdir.
Yani kimilerini tanrı da sevmez o seçimlerin ve o seçimi yapanların. Adil olmakla da çelişir çünkü.
Ve hatta sevgiyle çelişir.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar