bugün

yazarlar ikiye ayrilir tanpinar ve diğerleri.
tanpınar roman yazmişsa canan tan neden yazmiş sorusunu akla getiren büyük yazar.
büyük bir "yazı" insanıdır. şiir, roman onun elinde başka boyut kazanır.
"ne içindeyim zamanın
ne de büsbütün dışında
yekpâre geniş bir ânın
parçalanmaz akışında." derken sanki anne karnındaki bebekten bahsetmiştir üstat.
saatleri ayarlama enstitüsü bambaşka bir harikadır.henry bergson'un zaman kuramı ile ilgili nice bilgi edindiğim bir eserdir.henry bergson'un kendisini okusam bu kadar zevk almazdım muhtemelen.böyle bir adam yeryüzüne bir daha gelmez kanısındayım.
ahmet hamdi tanpınar sırf edebiyat öğretmenliği yapsaydı da öneminden hiçbir şey kaybetmeyecekti. yine edebiyat sözlüğümüzdeki yerini alacaktı ve yine edebiyat tutkunları onu sevmeye saymaya devam edecekti.ama onu asıl önemli yapan ve hepsinden önemlisi eşsiz bir yere koyan yere göğe sığdırılamayan yazarlardan biri haline getiren deneyselliğin,özgünlüğün,farklılığın kesişim noktası hatta merkezi olmasını sağlayan yazdıklarıdır. saatlari ayarlama enstitüsü başta olmak üzere kitapları ile bir kuşağı hatta bir çok kuşağı kasıp kavurmuş adeta peşinden sürüklemiştir.
Ben aşktan daima kaçtım. Hiç sevmedim. Belki bir eksiğim oldu. Fakat rahatım. Aşkın kötü tarafı insanlara verdiği zevki eninde sonunda ödetmesidir. Şu veya bu şekilde.. Fakat daima ödersiniz. Hiçbir şey olmasa, bir insanın hayatına lüzumundan fazla girersiniz ki bundan daha korkunç bir şey olamaz.. diyen şairdir.
Her Şey Yerli Yerinde

Her şey yerli yerinde; havuz başında servi
Bir dolap gıcırdıyor uzaklarda durmadan,
Eşya aksetmiş gibi tılsımlı bir uykudan,
Sarmaşıklar ve böcek sesleri sarmış evi
Her şey yerli yerinde; masa, sürahi, bardak,
Serpilen aydınlıkta dalların arasından
Büyülenmiş bir ceylan gibi bakıyor zaman
Sessizlik dokunuyor bir yerde yaprak yaprak;

Biliyorum gölgede senin uyudugunu
Bir deniz mağarası kadar kuytu ve serin
Hazların aleminde yumulmus kirpiklerin
Yüzünde bir tebessüm bu ağır ögle sonu.

Belki rüyalarındır bu taze açmıs güller,
Bu yumuşak aydınlık dalların tepesinde,
Bitmeyen aşk türküsü kumruların sesinde,
Rüyası ömrümüzün çünkü eşyaya siner.

Her şey yerli yerinde; bir dolap uzaklarda
Azapta bir ruh gibi gıcırdıyor durmadan,
Bir şeyler hatırlıyor belki maceramızdan
Kuru güz yaprakları ucusuyor rüzgarda.
tanpınar sadece bir edebiyatçı olmanın ötesindedir, aynı zamanda bir fikir adamıdır. huzur adlı romanından alıntılayacağım bir paragrafla günümüzü önceden nasıl görmüş, geleceği nasıl okumuş hep birlikte bakalım.

"birtakım mekteplerimiz var, bir çok şeyler öğretiyoruz. fakat hep eksik olan bir memur kadrosunu doldurmak için çalışıyoruz. bu kadro dolduğu gün ne yapacağız? çocuklarımızı muayyen yaşlara kadar okutmayı adet edindik. bu çok güzel bir şey! fakat günün birinde bu mektepler sadece işsiz adam çıkaracak. bir yığın yarı münevver hayatı kapsayacak... o zaman ne olcak? kriz!"
huzur - sayfa 248, dergah yayınları
"Ben aşktan daima kaçtım. Hiç sevmedim. Belki bir eksiğim oldu. Fakat rahatım. Aşkın kötü tarafı insanlara verdiği zevki eninde sonunda ödetmesidir. Şu veya bu şekilde... Fakat daima ödersiniz... Hiçbir şey olmasa, bir insanın hayatına lüzumundan fazla girersiniz ki bundan daha korkunç bir şey olamaz."
denince aklıma ilk gelen "bursa'da zaman" ve cok yakın bı arkadaşımın hedıye ettıgı okumaktan cok zevk aldığım "Beş Şehir" kitabı gelir.
19 uncu asır türk edebiyatı tarihi adlı eserin yazarı.
Kendisinin kabri aşiyan mezarlığındadır eğer yolunuz düşerse mutlaka ziyaret edin. Sizi kocaman bir mezar taşı üzerinde

" ne içindeyim zamanın, ne de büsbütün dışında " yazısı karşılayacaktır.
bizim evin yakınındaki ilkokulun adına haiz 19.yüzyılın en önemli yazarlarından. beş şehir, bursa'da zaman, saatleri ayarlama enstitüsü, huzur gibi güzel eserler veren isim.
hayatı boyunca hiç evlenmeyen ve çoğunlukla evli kadınlara aşık olan büyük edebiyatçı. hatta böyle bir yasak aşk yaşaması sonucu "huzur" adlı şaheser için şöyle der: "ben bu aşkı yaşamasaydım 'huzur'u yazamazdım."

elini attığı her edebi türde başarıyı sağlamış, şiirleri mi yoksa nesirleri mi güzel gibi bir tartışmaya mahal vermeyen türk edebiyatının çok önemli ismidir tanpınar hoca. şiirlerini de romanlarını da içimizde hissede hissede okumalıyız.
hem edebiyat tarihçiliğiyle hem de edebiyatçılığıyla üniversitede kök söktüren araştırmacı edebiyatçı.allahım o huzur romanı o 19 yüzyıl türk edebiyatı kitabı.hele bir de dersinize onun öğrencisi giriyorsa vay halinze.
nurullah ataç ve karısı, aile dostları tanpınar'ın bekarlığına son vermeyi kendilerine görev bilir ve çöpçatanlık müessesesini devreye sokarlar. son buldukları hayırlı kısmeti de beğenmemesi üzerine sebebini sorarlar, o da karşılık verir, "benim evleneceğim kadın biraz orospu halli olmalı".
dostoyevskiden tek eksiği yeterince tanıtılamamış olması.
dünyada adı dostoyevskilerle anılması gereken türk dilinin en kusursuz romancısı.
yarın bir gün olmaz olur, hakemli falan bir dergide hakkında yazı yazarsam, yazıyı "yalanası yazar kişi" diye bitirip interaktif klişeleri kelli felli akademisyenlerin gözüne sokmak gibi bir fantezim varmış, şimdiye kadar farkına varmadığım.
günümüzde bir çok yazarı, dahi edebi zekasına hayran bırakan üstadtır.
dağlar sonra oynadı yerinden
ve hallaçlar attı pamuğu fütursuzca
sen say ki
yerin dibine geçti
geçmeyesi sevdam.
ve ben seni sevdiğim zaman
bu şehre yağmurlar yağdı
yani ben seni sevdiğim zaman
ayrılık kurşun kadar ağır
gülüşün kadar felaketiydi yaşamanın
yine de bir adın kalmalı geriye
bütün kırılmış şeylerin nihayetinde
aynaların ardında sır
yalnızlığın peşinde kuvvet
evet nihayet
bir adın kalmalı geriye
bir de o kahreden gurbet
beni affet
kaybetmek için erken, sevmek için çok geç
kuruduğu cümlelerden hiç bir şey anlaşılmayan yüce zattır. ama bir o kadar da büyük bir edebiyatçıdır. yazılarında en cok mamafih, filhakika, bianelaneyh vs. kelimelerini kullanır.
yaptığı doğu-batı sentezinin ciddi biçimde ele alınıp incelenmesi gerektiğini düşündüğüm, edebiyatımız ihmal edilmiş yazarlarından biridir.
hazindir öyküsü; bir çok defa cami'nin kapısına kadar gelip hüngür hüngür ağlayan ama bir türlü içeriye giremeyen adam.
türk edebiyatı'nda ki en özel isimlerden biridir. ayrıca kendisinin de etkilendiği marcel proust'ta olduğu gibi zaman kavramı eserlerine ve edebiyatına bambaşka bir kişilik kazandırmıştır.
Bu derya deniz olan hocayı; Ahmet Cemil ile Mülakat
Huzur: Aslında bir huzursuzluğun romanı adlı eserleriyle birlikte anıyoruz.