bugün

tersine cevrildiği vakit 62 olan ve bu 62'den çok basit sekilde tavsan yapilan bir yaştir 26 yaş.

ufuktan kızıl havaların seyrine dalmanın an be an yaklaşmakta olduğu hakikatini gördüğünüz yolda sokakta gördüğünüz kişilerin sizin on seneki yasınız oldugu gerçeğini farketmeniz ile hey gidi koca devran diyerek daha dünmüş gibi hatirladiğiniz mevzuatların zamana yenik düsmemesine ve zihninizde bir civi gibi cakildiğini farketmektir. bozulmadan ilk hali ile...

deli dolu gecen bir çağın değişimin tavana vurdugu günün yeni gelişmelerle hizli hizli geçtiğini farketmenizdir. daha dün kasetli teyp marifeti radyoda calan şarkilari kasete cekerken bugun o tip atraksiyonlarla ugrasmadan cd,mp3 ve benzeri teknolojik nimetler marifeti ile bulabilmektir.

numizmatik tezgahlarında sergilenen demir yüzlükleri, ellilikleri görüp bugunun para olarak karsilamaya calisirken matematiksel işlemlerle kafanin allak bullak olmasidir.

ceyrek yüzyillik yasantiya +1 koymanın kivanciyla gndemde olan bitenlerin ceyrek yüzyildir tekerür ettiği fakat bir arpa boyu yol alinamadiğini anlamak ve bilmektir.

ergenlikte okunan kitaplarin tekrar okundugu vakit daha farkli gözlerle okumak ve onlari yeniden keşfetmektir.

ömür takvimnin yapraklarinin ucustuğu arkada birakilan bir yoldur.

ne yeniden baslanacak, ne de sonlanacak bir yastir 26 yas. yasamin en ortasindaki sirat köprüsüdür.

ayakta nasırlarin ciktiği ve hayrettir ki nasirlarin yürünen yollarda aci verdiğini farkettiğiniz bir yaştır 26 yas.

biraz doygunlukla gelen eğlen çoş işte karsinda kiboş günlerinin the end yazisini yazma cürretini gösterdiğiniz yastir 26 yaş.

vel hasil-i kelam sinatra'nin terennumu ile 'It was a very good year' vesselam.
zor iş vesselam.
yolun yarisina tam 9 sene daha vardir.

(bkz: otuz bes yas)
daha olgun hissetmektir. aşkı bulmaktır belki. hayata karışmak, daha çok "hayat" gibi olmaktır. eskileri daha çok anlamak, büyüklerin laflarını cümlelerinize daha çok sokuşturmaktır. dikbaşlılığı yavaş yavaş üzerinden atmak, daha mutlu olmaktır.

"neyse ki otuza daha dört yıl var" demek ve hatta otuzdan daha az korkar hale gelmektir.
(bkz: 26 yaşında olmek)*
bu yaş hayatla kıyasıya mucadele edildiği zamanlara denk gelir aşağı yukarı. yanlış ata oynamaz ve mücadeleyi elden bırakmazsanız hayatın güzelliğini ortaya çıkarır hatta onu kendinize sevgili bile yapabilirsiniz. *
(bkz: 26 yaşında olmanın dayanılmaz azizliği)
bir hatıranızı anlatırken üzerinden çok uzun yıllar geçtiğini farketmenizle içinize burukluk düşürür... kaptan amca'dan aldığınız şarabın 1999 yılına ait olduğunu farketmeniz ve sizin o sene daha okuldan yeni mezun olduğunuzu hatırlamanızla tavan yapar...

aslında hayatın eğlenceden, karşı cinsten vs. şeylerden ibaret olmadığınız anladığınız yaştır... ne koyarsanız artık cebinize en sonu onu çıkarırlar üstünüzden gömülürken...

öyle böyle bir yaştır, bok gibi...

bir yanınız hala onsekizleriniz isterken diğer yanınız kocaman bir adam olmuştur bile... büyümekle çocuk kalmak arasında bocalanmaktır 26 yaş...

git gellerin aşırı çok olduğu ve hayatın yarını için adam gibi kararların verilmesi gereken bir yaştırda...

cidden bok gibiymiş, şimdi yazarken düşündüm de... bir çeyrek asır yaşamak güzel bir şeymiş madem bu kadar yaşadık şu dünyanın sonunu görelim be... *
Tamı tamına çeyrek asırı doldurmuş, ömrünün kalan diğer çeyreğinden ve hatta yarısından gün aldığım yaştır.

26 yaşında olmak, 25 yaşında olmaktan çok çok ötedir. 25 yaş, 20'li yaşlardır. Fakat 26 yaş, 30'a merdiven dayadığını apaçık çarpar insanın suratına...

26 yaşında olmak, 22 yaşında olmayı istemek, fakat o zamanlardan çok uzak olmaktır...

26 yaşında olmak, öğrencilik yıllarındaki ortamlara tekrar gidebilirim lan düşüncesini barındırmaktır...

26 yaşında olmak öyle birşeymiş ki* ne gençsin ne büyüksün...

26 yaşında olmak, öğrenci iken yaptığın çapkınlığı artık yapamamayı öğrenmektir...

ve 26 yaşında olmak, en ufak ayrıntılardan bile medet ummakmış...

Kısacası 26 yaşında olmak, eski günleri düşünerek olur lan öldük mü demek, fakat aynaya baktığında öküz kadar olmuşum lan diyerek düşüncelere dalmaktır...

edit: tam 4 sene geçmiş 26 yaşımdan aldığım günlerden... 30 yaşına merdiven dayamak dediğim 26 yaşın hissettirdiklerini yaşıyorum. geleceği görmüşüm. mutlu muyum? kesinlikle!!! yaşlanmaktan korkmayın gençler. nasılsa sike sike yaşlanacaksınız, sağlıklı yaşlanın, mutlu yaşlanın...

edit2: 2 sene daha yaşlanmışım. güzel lan 31-32 de olmak. korkmayın yaşlanın. spor yapın dengeli beslenin. üzülmeyin.
kızlar için evlenmeyi gerektiren, unu eleyip eleği astıran yaştır.
cool adam'dan 3 yıl küçük olma durumudur*. ayrıca tüm 26 yaşındakilere selam olsun, hayıflananlar varsa da bu altın çağın değerini bilsinler derim, ben.*
askerliğini yapmışsan iyi yapmamışsan kötüdür...
erkekler için ideal evlenme yaşına son 4 yıl kaldığının resmidir..
bu 4 yılda ne yaparsan yaparsın.
okulunu bitirmemiş ve askerigin senı bekledigi henüz hayata karsı ciddi bir adım atamamışsan kaygı verici ama akranların adımlarken sen gökyüzünde uçmuşsan o zamanda bir o kadar da doyuma ulaşmış olamanın hazzıyla felege karsı dumanını üflemek gibidir sigaranın..
(bkz: 1984)
nostalji doldurur içine bu yaş. çünkü anlarsın iyice yaşlandığını; hayatının 3'te 1'i geçmiştir artık. eski fotolarına bakarsın duyulanırsın, sonra o fotodaki arkadaşlarını ararsın; lise ya da üniversite; ama anlarsın ki herkesin bir meşguliyeti var ve herkes de senin gibi geçmişte takılıp kalmadığını acı bir şekilde anlarsın. anlarsın ki 17 yaşında ;'olum şu 18'me bir basayım alayının mına koycam, disco, bar hepsine gircem' keşke demeseydim, daha 17 olsaydım demenin bir işe yaramadığını...
gelip geçici birşeydir.
28 yaşında olmaktan daha iyidir denilendir. yaşlanmaya ilk adımı atmışsınız artık, o kadar hayalleriniz çöpe gitti, öyle değil mi lan? evet, siz de artık hayattan soğuyacaksanız isteseniz de istemesenizde. geçmiş olsun, 84 kuşağı.*
30 lu yaşlara yavaş yavaş yaklaştığını hissetmektir. *
(bkz: (#9534476))
özenilesi bir durumdur,yillar sonra geriye bakildiginda;ahhh gencligim ahhh denilmesidir...
acayip boktan bi durumun içinde olmaktır. (bkz: anlatılmaz yaşanır)
10 yıl sonra gelen edit: 2 ay sonra 36 olacak birisi olarak bir güldüm bir güldüm yazdıklarıma. ah ah.
hala çok genç olmaktır. bu yaşa gelip te üzülenleri hiç anlamıyorum.
30 yaş sendromuna doğru hızla koşmaktır. kimse sizi anlamaz, kimse sizin gibi düşünemez sanırsınız. bohem bir hayatın ilk dönemleri gibidir. büyüyünce geçer.
garip bir duygu olsa gerek.