bugün

tanıştığım, röportaj yapmak zorunda kaldığım insan. hiçbir küfrün kendisini tanıtmaya , hiçbir cehennemin kendisini cezalandırmaya yetmeyeceği insan. insan demenin bile tüm insanlara hakaret olduğu, kelimeleri tüketen... susturan insanı, öğürten, kusturan...

bir süre işsiz kalmışlığım vardı. aslında iyi bir sanatçıyımdır, barlarda, diskolarda.. artık neresi olursa. bir süre uzak kalmıştım bu ortamlardan. işsiz kalmıştım açıkçası ve amatör bir dergide çalışmaya başladım. eşcinsellerle röportaj yapmıştım bir süre. kendi ortamımdı, biliyordum.

birgün patron geldi yanıma, " biri var" dedi. "onunla konuşmanı istiyorum." " tamam" dedim, " konu nedir?" " öz ablasına tecavüz eden bir kardeşin hikayesi var. röportaj yapmalısın onunla." ben ki geniş bi adamımdır, her şeyi gördüm, çok şey yaşadım. ama o anı size anlatamam. o kadar kötüydü ki, dizlerim titremeye başladı. nasıl yaparım böyle bir şeyi diye düşündüm. ama yapmalıydım. daha doğrusu yapmak zorundaydm.

bir cafede buluşacaktık çocukla, telefonla görüştüm. sesi iyi geliyordu, yeri belirledik. bara girdiğimde karşıdan elini salladı. o beni tanımıştı. yanına gidip oturdum. el sıkıştık, gerginlik vardı üzerimde. onu atamıyordum.

- hemen başlayalım.
- bir şey içer miydiniz?
- hayır teşekkürler. işim yoğun, hemen röportajı yapıp gitmek istiyorum.
- tamam. farketmez benim için.

röportaja başladık. ne soracağımı, nasıl soracağımı bilmiyordum. ilk sorum " ablana aşık mısın?" oldu. konuya ortadan girmiş, tam anlamıyla çuvallamıştım.

- ablama aşık değilim. sadece bir anlıktı, onu seviyorum, değer veriyorum. fazla sevdim sanırım. ama aşık değilim ve yaptığımdan pişmanın. geceleri onun ağlamasını duyuyorum. gizlice ağlıyor, suratıma bakamıyor. gözlerini kaçırıyor benden...

pişkince haklılığını savunuyor gibiydi. " nasıl oldu? neden?" diye sordum... " ablanla ilişkinizden bahseder misiniz?" dedim.

- babam yok benim. annemden şu ana kadar bi iyi söz bile duymadım. ablam her şeyim benim, üniversiteyi onun sayesinde kazandım, hep o sevdi beni, babasızlığımı hissettirmedi bana. birgün sevgilisinden bahsetti. evlenmeyi düşündüklerinden...o ana hazır değildim oysa. derken nişan geldi. her şey o kadar çabuk olmuştu ki... ablam gidiyordu elimden, başkasıyla yaşayacaktı artık. nişanlısı denilen pi.çi sevmedim hiç. hep ters davrandım ona. birgün yine o atışmalarımızda nişanlısının üzerine yürüdüm. ablam durdurdu beni, aramıza girdi. azarladı beni, tamam dedim. tamam. içeri gittim. 2 gün küs kaldık onunla. düğün için hazırlık yapmışlar o ara. çarşıya bile gitmişler...
birgün kimse yokken evde ablamı mutfakta yakaladım. belinden tutup şakayla karışık oturma odasına götürdüm. eliyle ağzını kapattığımda olayı hala şaka sanıyordu...

kesiyoruz burda, ağlamaya başlıyor. ablasının ağladığından söz ediyor, kendisinin her gün intiharı düşündüğünden, ablasının nişanı attığından, o an hiç bağırmadığından... ve ona en çok koyan şeyden bahsediyor... zevk aldığından...

ağladıkça ağlıyor, duramıyor bir türlü. röportaj umrumda değil artık. bu tiksinti verici heriften uzaklaşmak istiyorum sadece. tamam ağlama diyorum, teselli ediyorum onu. elimde olsa öldüreceğim bir adamı teselli ediyorum.

daha sonra hala ablasıyla aynı evde yaşadıklarını öğreniyorum. ablasının kimseye söylemediğini bu olayı, her gün ağladığını, intihar etmek istediğini...

tuvalete gidip kusuyorum. kan geliyor gırtlağımdan, kan kusuyorum. adamın suratı geliyor aklıma, böyle bir iğrençliği kaldıramıyorum. kusuyorum, 3 gün önce yediklerim geliyor boğazımdan, kan geliyor, kan kusuyorum.

döndüğümde yok kimse masada. röportaj kaseti yok, kimse yok. hesabı ödeyip patronumun yanına gidiyorum. o gün bırakıyorum işi. adamın ismi kalıyor aklımda sadece, m......

ertesi gün televizyon izlerken görüyorum suratını... öldüğünü söylüyor televizyon...

ben kusmaya gidiyorum suratını görünce, mutluyum o gün... o ölüyor, ben mutlu, huzurlu uyuyorum...

bu satırları yazarken 4 kere öğürüyorum. herifin suratı geliyor gözümün önüne. kusuyorum.
ensest ilişkinin ulaştığı son nokta. yazarın açtığı en önemli başlık.

gözlerimin dolmasına sebep olan bir içerik. ülkemde bu olayları azaltmak için çabalayan insanları görüyorum, bu çocukların nasıl yetiştirildiğini merak ediyorum... cevap bulamıyorum.

insanın en vahşi anı olarak düşünüyorum kardeşin kız kardeşine tecavüzünü, bir babanın öz kızına tecavüzünü. üzülüyorum, sinirleniyorum istiyorum ki allah yüreğine binbir parça acı koysun, yansın vicdanı ömrü boyunca... istiyorum ki o kıza allahım en büyük sabrı versin, unutsun o kötü anı...

(bkz: serefsizlik diz boyu kocum iddiaya var misin)
çoğu zaman takıldığım cafe'de oturuyorum arkadaş ortamım geliyor
sohbet muhabbet derken ortam içinde bir arkadaşın yeni tanıştığı bir çocuk daha var
onunla da sohbet ediyoruz çocuk eli ayağı düzgün temiz yüzlü birisi
ertesi gün yine gidiyorum cafeye bizimkilerden kimse yok derken o çocuk beni görüyor
ve yanıma geliyor naber nasılsın derken
çocukla sohbetimiz ilerliyor arkadaş oluyoruz 3-5 gün derken samimiyet artıyor.
sonra yine birgün cafede otururken bu çocuk geliyor yine sohbete koyuluyoruz
bu sefer durum farklı mahallemizin gençlerinden oluşan 6-7 kişilik bir grubun
gözleri üzerimizde selam gönderiyorum onlarda selam gönderiyor

el işareti yapıyorum herhangi bir sorun mu var çocuklar sesini çıkarmıyorlar
bana telefon geliyor ve ben acilen çıkıyorum cafeden

benim çıkmamla birlikte kan gövdeyi götürmüş ( ertesi gün öğreniyorum ) çocuğu linç etmişler.

ne oldu ne bitti neden çocuklar böyle bişi yaptı diye düşünürken bana haber geliyor.
sohbet ettiğim adam aslında kız kardeşini pazarlayan bir pezevenkmiş

beynimden vurulmuşa dönmüştüm hiçbirseyi algılayamaz olmuştum
keşke bende onu görüp öldüresiye dövseydim ama o günden sonra bir daha yüzünü görmedim
ne tesadüftür onun da ismi m.... ile başlıyor.
(bkz: öz oğlunu öldüren baba)*
çok etkiledi beni dünyada ne insalar var.midem bulandı.nasıl olurda bu kadar ..... oluyolar.vicdan yok mu bunlarda..insanlık mı bu.
rastgele butonuna bastım ve en üstte bu başlık çıktı.

sadece başlığı okumak bile tüyleri diken diken eder. boğazınıza bir şey çöker. vucüdun her yerinin acıdığını hissedersin. en çok cinsel organının...

kardeşim yok. kuzenlerimden birinin bunu bana yaptığını düşünmek arkasından sonsuz bir bunalım geleceğini hissettirirken aynı babadan olma aynı anadan doğma bir insan sana bunu yaparsa nasıl kaldığın yerden devam edebilirsin ki...

o zavallı kız devam edebildi mi ki? en mutlu günlerinde en acı olayını yaşa.

zor... çok zor...
(bkz: kürt)*
çükünden tavana asılası kardeştir.

edit: bunu eksileyen zihniyetin psikolojik halini merak etmekteyim.
ağlama karanfil...
bir gün bütün acıların dinecek.
dilerim o gün
allah
yanında olur.
bir babanın kızını, bir kardeşin ablasını sahiplenmesinin temelinde yatan şey zaten ensestliktir. arkadaş da bunu faaliyete geçirmiş. ben tek çocuk olduğumdan kardeşliğin ne demek olduğunu bilmiyorum belki ama ben çocuğu suçlu olarak görmüyorum. bence gayet normal bir şey bu. biliyorum eksileyeceksiniz, auuvv auuvvv yapacaksınız ama çocuğun aile yapısına bakılırsa ablasını o derece sahiplenmesi çok normal. ve ablasının zevk aldığından bahsetmiş mesela, neden alıyor? çünkü tabiatta ensestlik vardır zaten. hiçbir şey o iki kardeşin karşı cins olduğunu değiştiremez. ensestlik hayvanlara oranla insanlarda az görülür çünkü, insan gelişimi uzun sürer. eğer 2-3 yaşında 20lik fiziklerimize kavuşabilseydik sıkça ensest ilişkiler yaşama ihtimalimiz artardı. ki bu ablası, fizik olarak genç birinci dereceden akrabası. gayet normal. bunu anormal kılan birtakım kendinizi engelleyici düşünceleriniz.