bugün

sözlük yazarlarının rüyaları

Bu geceden...

Erdal tosun masada. Yüzünün sol tarafında derin bir yara var. izbe, karanlık, duvarlarındaki boyalar dökülmüş pislik içinde bir odadayız. Kullanılmayan eski bir ofis olabilir. Bana bir şeyler anlatıyor. Önceki söylediklerini seçemiyorum ama kendime gelip ona kulak verdiğim anlardakilerin bazıları net aklımda.

Bir liste hazırlamış. Çantamı hazırlamamı ve Yanıma almam gerekenleri söylüyor:

"...bir paket tuz ruhu, üç parça gömlek düğmesi, en sevdiğin bere, birkaç boş şişe, sayfaları yırtılmış çizgi romanların, kopuk gitar teli, bileklik, iki yastık, sağ alt köpek dişin, içi dolu defter, patik, oyuncak ayı, yarısı kesilmiş seccade, yara kabukları, çay bardağı, eğri bir bıçak, gözyaşını sildiğin bir mendil, çilekli milkshake, bir kutu ekler ve alabildiğin kadar su..."

Söylediklerine anlam vermeye çalışıyorum, neden orada olduğumun farkında bile değilim. Kapı aniden açılıyor. Kardeşi gürdal tosun tombalak kılığında içeri giriyor:

"listeyi verdiysen bir an evvel hazırlansın da gidelim abi..."

Nereye diyorum? Erdal tosun cevap veriyor:

"diğer tarafa, seni bekliyoruz..."

"Diğer taraf?"

"Zamanı gelince göreceksin neresi olduğunu."

Kapıyı kapatıp odada beni yalnız bıraktıkları an karanlığa gömülüp birden uyanıyorum.

Hakkımda hayırlısı...
güncel Önemli Başlıklar