bugün

ben bu yazıyı sana yazdım

adam olmaz benden...
telefonlarımı açtığımda, telesekreter mesajları yağdı... ikinci telefonu aldım, diğer hattım için... fotoğraf falan çekiyor, bir de video kaydı yapıyormuş, bikaç pikselmiş, iyi diyorlar.. anlarımı ölümsüzleştiriyorum, ölürken...
kapattım kendim gibi telefonlarımı da... gereksizdi... ben aradığım kişiye ulaşamıyorken, başkaları neden ulaşsındı ki aradığı kişiye... başkaları... sanırım dört tanesinin mutlaka ulaşması gereken başkaları... söylemiştim ya sana... gitme, yine piç olurum diye... piçliğimi arıyorlar.. oysa yetim olduğumu bilmiyorlar...
neyse sktir et telefonu... gözlerini aradım bugün zihnimde... konuştuk ya seninle... konuşurken, kapattım gözlerimi, aklıma getirmeye çalıştım... gelmedi...
ama kokun geldi, böyle rüzgarla... sürmeyin dedim lan bu kokuyu, dinlemediler... güldüler... ses etmedim sonra... zaten seninkinin çakmasını almışlar, hemen geçti...

diyorum ya mümkünatı yok, adam olmam ben...
sustum bütün gün... ben sustum.. düşünebiliyor musun benim susmamı... ben de düşünemezdim ama yaptım... ha arada iki çayla, sigara almak için konuştum... yine para üstü yerine sakız verdi gerizekalı karı... sakızcı dükkanı açıcam yakında... şekerleri saklıyorum biliyo musun? hatta hemen gel diye, her ay bir tanesini yiyorum... ama yine yoksun... yine de, seni aklamak için, şeker ekliyorum kutuya... aslında zaman versen ben ona göre şeker koysam... pufff yine şekere kanıyorum çocuk gibi baksana...

inat ve ısrar ediyorum, adam olmuyorum...
oturup hala sana yazı yazıyorum...

çok sorulması üzerine gelen edit: kutuya şeker konulması, hatun kişisiyle ilk görüşmeden sonra cebindeki şekerleri vermiştir. yanıma geleceği günü ise, kutudaki şekerlerin sayısı kadar ay olarak söylemiştir... kutudan şeker yenilmesi ve sonrasında eklenmesi, o konuya yapılan bir göndermedir.