bugün

Özel okullar ve onların kibirli öğretmenlerinin muhattabı olmak da yoruyor be.

Bu kadar kibirli olmanın nedeni ne acaba? Bir çeşit aşağılık kompleksi mi?
babasının avutamadığı, anasının büyütemediği sözlükte amq !..
kadınlara sitem;

flörtünüze,sevgilinize,evleneceğiniz adama maddi baskıları bırakın. paradan değerli şeyler var.

babalarınızın 35-40 yıllık iş hayatı,birikimi sayesinde,50-60 yaşında size sağladıklarını 25-30 yaşındaki erkeklerden istemeyi bırakın.
Mutsuz olmaya bünyem alıştı sanıyordum. Hızlı atlatabiliyorum sanıyordum. Atlatabilmiş olsaydım en ufak olumsuzlukta geçip giden mutsuzlukları anımsayıp dibe düşmezdim. Atlatabilmiş olsaydım hatırlanacak değerde, akla gelicek nitelikte olmazlardı. Zihnim Bir zincir gibi kontrolsüz şekilde bütün olumsuzlukları kendiliğinden meydana getiriyor ve bunu yönetemiyorum.
Demin bir müşterimi ağırladım.
Bir iş bağladım offf çerezzz.

Eee bakın işte sadece kadınlara yürümüyorum iş de yapıyorum Ahshdhs.
Geçmiş yok, şimdi var, gelecek yok, böyle dönüp durur.
bugün, kuaförde tıraş olurken gerçekten gereksiz ve önemsiz biri için saçlarımı ağarttığımı farkettim. bildiğin saçlar açık renkli, beyaz dj la. 20li yaslarimin başlarındayım.
Hepimiz çok mutsuzuz sadece burada anonim takılıp mutsuzluğumuzu unutuyoruz.
Mutsuzluk, yalnızlık, umutsuzluk vb. Bir sürü his var içimde sanki kussam rahatlayacağım. Midem bulanıyor ama kusamıyorum.
" Seni kaybetmeye razı olan biri için savaşmayı bırak."

Öylesine denk geldiğim videonun mesajı buydu. Boğazıma yumruk gibi oturdu, teşekkürler.
nisan başında denize girdim, mayıs başında üşümemek için kapıyı örttüm..

olm ankara, sen bir garip bozkırsın, neyine a. k. senin yağmur, fırtına...
Vazgeçilmiş şeylerdir çoğu. Ne de olsa ya anlaşılmıyor ya da anlaşılmak istenmiyor. Hiç uğraşmam artık, sadece yazarım.
Kız, ben yalnızım canım sıkılıyor, bir gün görüşelim dedi dedi, ayarladım arkadaşlarımla tanıştırdım.

Yıllarca konuşmamış gibi nefes almadan konuşuyor. Çenenin bağına tüküreyim kadın.
bugün öğlen ben durakta dolmuş beklerken velet picin biri kafasını transitin camından uzatıp tükürdü. arkandan da yakalayamadım. eğer seni ve o arabayı süreni yakalarsam ikinizin de belasını bir tarafınıza sokacağım.
yetiştirdiğiniz o aptal çocukların da sizin de amk.
Dininden bu kadar eminsen, benim inanmamam, seni neden bu kadar rahatsız ediyor.
normalde ben sadece ihmal nedir, istismar nedir, mağdura ne olur onu anlatıyordum, işim bitiyordu. sonra arkadaş izin aldı, yasal mevzuat da benim başıma kaldı.

ruh sağlığım kötü durumda şu an, şu maddenin şu fıkrasının şu bendine göre şu suç 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası beşbin güne kadar adli para cezasına hükmolunur deyip durabilmek için ders çalışıyorum...
"hicbirinizle dovusemem
sizin alınız al inandım
sizin morunuz mor inandım
tanrınız buyuk amenna
benim gizli bir bildigim var
ama sizin adınız ne?
butun agaclarla uyusmusum
kalabalık ha olmus ha olmamıs
ama sizin adınız ne?
benimm dengemi bozmayınız..
askım da degisebilir gerceklerimde
pırıl pırıl bir denize dogru hepinize iyi niyetle gulumsuyorum
ben tam kendime goreyim
ben tam dunyaya goreyim"

sezen aksu-denge

https://www.youtube.com/watch?v=gInR24wjdEQ
Bunu söylersek nazar kem göz değer işe yaramaz.
Tavlamalı başlıkları falan görünce şey düşündüm. Ben acaba fazla mı akışına bırakıyorum ilişkilerimi? Bu denli kontrolcü olmadığım için mi başarısızım? Zor kadınlar, kaprisli kadınlar, materyalist kadınlar bu yüzden mi mutlu acaba?
ben son 9 senedir -bosandıgımdan beri- kurdugum duzenimden memnunum.
cok huzurlu, cok saglıklı, cok ıhlamur kokulu sakin bir insanım ve boyle bir hayatım var.
bundan mutluyum.
bunun degismesini istemiyorum.
rızam olmadan bunu kaosla evirmeye kalkarsanız, her yerden kendimi soyutlayıp kendimi eve kaparım. -elimden tek gelen bu olur-

senelerdir her seyi goruyorum, duyuyorum, anlıyorum. anlattıgınız cogu seyi ilk seferinde anlıyorum zaten. tepki vermeme sebebim huzurumu bozmak istememek. cunku sizin cirkinliginizle muhattap olursam huzurlu poncik kalamıcam.

velhasılı rızam olmadan duzenimi degistirmeye kalkmayın.
kendimi eve kapatmak istemiyorum.
Uzun bir yola çıkmadan önce bir limanı olmalı insanın. Fersah fersah uzakta, dağ boyu dalgalarla boğuşurken bile bir gün döndüğünde güvende olacağı bir limanı olduğunu bilmeli. Yıllar sonra geri döndüğünde yerinde olmadığını görse bile, o limanın varlığını bilmenin güveniyle boğuşmalı fırtınalarla.

Anne, baba, kardeş, dost, sevgili her kim olursa olsun, bir limanı olmalı insanın. Rota şaştığında geri dönebilmeli onun güveniyle.

Şimdi bu sonsuz mavilikte, en kasırgalı günlerde üstelik, yıllar önce tarumar ettiğim limanın yokluğunu hissediyorum.
insanlar, hayatın kendilerini yorduğunu söylediklerinde, esasen kafa yorgunluğundan bahsediyorlardır. Vücut yorgunluğu önemli değildir, dinlenince geçer; ancak üst üste gelen örselemeler bezdirir. Bir sürü falan feşmekân, fasa fiso, uydur kaydır cacıklıklar... Bu sorunun belirli bir çözümü olduğunu da zannetmiyorum: Teslimiyetten gayrı tabiki. Yalnız teslim olduğun zorluklar değil, Hakimler Hakimi'nin kudretinin tecellisi olmalı. Diğer türlüsü ahmaklıktır.
2 gündür ne uyku ne yemek. Acayip içesim var. hiçbir şeyi umursamayasım salak salak keyif yapasım var. Sorun şu ki hiç içmemiş birisi olarak göze alamıyorum.
Uyumamışım bayılıp kalmışım adeta. Kesintisiz uyudum, sabah yan odada çalan telefonumun alarmını bile sanıyorum bir 5 dk çaldıktan sonra idrak edip uyandım.

Bugün de diğer yan komşum benden nefret etmemiştir umarım.
yoktur. paragraflar yazsam da önyargıyla okumayıp hemen eksiyi basacak adamlar varken hiç gerek olmadığını düşünüyorum. hiç uğraşmayacağım.