Malum takım yine bir kaç tane hakemi satın alır. Onurunu satmış hakemler hep onlara hizmet ediyor. Bu yıllardan beri böyle!

aynı şekilde bunlara onay veren, altına imza atanların tamamı beraberinde yargılanmalı ve o imza atanların imar affı getirip bu binaların birer mezarlık olması da düşünürse...
insanlara mezar olan evlerine tapu alacağım diye bunlara oy atanların oy kullanma hakları elinden alınmalı.
ne dediniz "seçme seçilme özgürlüğü, demokratik imtiyaz, insan hakları" kıl tüy mü dediniz?

yerim ulan sizin demokratik hakkınızı, seçme seçilme özgürlüğünüzü...
nasıl ki trafik kurallarına uymayarak kazalara neden olunca, bilinçsiz yönetmelikler kanunlar dışında bir aracı trafikte kullanınca ehliyetinize el konuluyor araç sürmenize izin verilmiyorsa inşaat yönetmelikleri kanunlarına aykırı kaçak ruhsatsız evlerine tapu verecek izin verecek af getirecek diye oy atan katillerin de oy kullanma seçme seçilme hakkı olmamalı.

Beni derin hüzünlere garkeden bir durum. Anlatmaya benim bile kelimelerim kifayetsiz kalır. Şu an yaptığı yemeği yenmeyen bir anne nasıl hissediyorsa ben de aynen öyle hissediyorum. Ama sizlere kıyamıyorum. Çok arzu ediyorum diğer yazarlar gibi kısacık şeyler yazmasını ama beceremiyorum. Muhtemelen fıtratla alakalı bir şey. Zamanında bukowski'ye sormuşlar "neden kısa daha kısa yazmıyorsun?" Diye , o da " yazı penisin gibidir azizim , uzun ise kısa yazamazsın" demiş.
Bence de adam haklı azizim.

Bir an kendisine açık açık mesaj gönderiyor sandım meğerse yanlış okumuşum. Yaşlılık olsa gerek... Ulan dedim o kadar mı medeni ve çağdaş olduk da ben çok geri kaldım vs. Ver am yu? Demek ne demek kadın kadına. Etraf lezbuş dolu bizde mazbut bir şekilde yazıyoruz anasını satayım.

Muhtemeldir ki pazar kahvaltısını yapmış yazardır.

Bem yaptım azizim , otlupeynir yatağında jülyen doğranmış billur yedim , üzerine de yumurta akı döktüm ki , kızarmış billurların üzerinde kalbim gibi bembeyaZ bir sayfa açılsın. Açılsın ki 80'lerden kalmış anı defteri gibi " kalbim kadar beyaz sayfayı bana ayırdığın içn teşekkür ederim" yazabileyim.

Küçük albay'ı bir sağa bir sola yatırdım. Biraz açma germe hareketleri yaptıktan sonra queen'in "ötüken yolu yokuştur" şarkısı eşliğinde dans ettim. Adnan oktar gibi ve kediciğimin pazar gününü neşelendirmek için geldim buraya.

Günaydın benim ulaştığı ciğere de mındar diyen topaçım. Günaydın benim fareler ile iş tutan aslanım, günaydın benim tırnaklarıni elimle törpülediğim kediciğim. Kukuna bakıp yaran var sanma. O hissettiğn küçük albay'ın boğazında bıraktığı düğüm.

uykunun başta rüya olmak üzere üzerinde insan psikolojisiyle ilgili bir çok veri barındırdığına
düşünecek olursak, insanın hem uyumadan, yani rem evresine girmeden, hem de uykuya dalmanın ardından takındığı tavırların, vücudunun aldığı pozisyonların cinsel kimliğini belirleme açısından belirleyici bir unsur olduğuna savunan görüşün en kritik halkası.

uyuma alışkanlıkları, biçimleri, hatta oda sıcaklığından tutun karanlıktı sessizlikti gibi etkenlerdi kişiden kişiye o kadar değişebilen göstergeler ki... işte tüm bunlar, yani bir erkeğin televizyon karşısında uyumasından tutun da diğerinin gözlerine bez bağlamasına kadar her şeyin içinde gizli bir şifre var. bazı erkek kafayı yastığa koyar koymaz uyur mesela. bir diğeri ise dakikalarca uykuya dalmakla uğraşır. işte ne yaptığını, bugünün nasıl geçtiğini, saçma sapan şeyler düşünür. peki bu insanların erkeklik dereceleri aynı mıdır? elbette hayır.

hemen uykuya dalmayan erkek ibne. kadınsı beyinler olayları kafaya çok takıp sorgular çünkü.
sağlam erkek ise hemen uyur. öte yandan yüzü koyun yatan ya da uyuduktan sonra sürekli
kıpırdanan, sağa sola dönen, hatta yastığın altına kafasını sokan erkek de gizli eşcinsel. sürekli
hareket etmesi iş olduğu anlamına gelir. götünün başının oynaması yolluyum mesajı taşır. kevaşe
gibi. zaten sürekli hareket eden erkek huzursuz, çelişkili yatıyor demek, ki bu duygusal geçişler de
kadınsı güdülerle özdeşleşir. oysa gerçek erkek durduğu yerde durur, kıpırdamaz, yattığı gibi
kalkar. yüzü koyun yatarken de nereyi hedef gösterdiği belli zaten. üzerine yorum yapmak
gereksiz.

yüzü koyun yatmasını nedeni basitçe şu aslında: bu oğlanın derinlerinde bir yerinde gece yanına
güçlü bir erkeğin sokulması, yatağına girip ona sahip çıkması yatıyor. yarı uykulu hoplatılmanın
peşinde anlayacağınız. gizlice yatağına girip onun tarafından küçük dokunuşlarla sarmalanmanın
değil de, -yani duygusallık barınmaz bu arzuda- direkt hoplatılmanın hayaliyle coşar bu götveren.
utanır çünkü bu durumdan. gizli olduğundan gerçeği kabul etmek istemez. o yüzden de kıçını
açıkta bırakarak uykuya dalar. geldiğinde vakit kaybetmesin, karşısında bir an önce o uzvu görüp
hoyratça işini bitirip gitsin, o da hiçbir şey yaşanmamışçasına uyansın diye. sapık pezevenk ya.

uykunun başta rüya olmak üzere üzerinde insan psikolojisiyle ilgili bir çok veri barındırdığına
düşünecek olursak, insanın hem uyumadan, yani rem evresine girmeden, hem de uykuya dalmanın ardından takındığı tavırların, vücudunun aldığı pozisyonların cinsel kimliğini belirleme açısından belirleyici bir unsur olduğuna savunan görüşün en kritik halkası.

uyuma alışkanlıkları, biçimleri, hatta oda sıcaklığından tutun karanlıktı sessizlikti gibi etkenlerdi kişiden kişiye o kadar değişebilen göstergeler ki... işte tüm bunlar, yani bir erkeğin televizyon karşısında uyumasından tutun da diğerinin gözlerine bez bağlamasına kadar her şeyin içinde gizli bir şifre var. bazı erkek kafayı yastığa koyar koymaz uyur mesela. bir diğeri ise dakikalarca uykuya dalmakla uğraşır. işte ne yaptığını, bugünün nasıl geçtiğini, saçma sapan şeyler düşünür. peki bu insanların erkeklik dereceleri aynı mıdır? elbette hayır.

hemen uykuya dalmayan erkek ibne. kadınsı beyinler olayları kafaya çok takıp sorgular çünkü.
sağlam erkek ise hemen uyur. öte yandan yüzü koyun yatan ya da uyuduktan sonra sürekli
kıpırdanan, sağa sola dönen, hatta yastığın altına kafasını sokan erkek de gizli eşcinsel. sürekli
hareket etmesi iş olduğu anlamına gelir. götünün başının oynaması yolluyum mesajı taşır. kevaşe
gibi. zaten sürekli hareket eden erkek huzursuz, çelişkili yatıyor demek, ki bu duygusal geçişler de
kadınsı güdülerle özdeşleşir. oysa gerçek erkek durduğu yerde durur, kıpırdamaz, yattığı gibi
kalkar. yüzü koyun yatarken de nereyi hedef gösterdiği belli zaten. üzerine yorum yapmak
gereksiz.

yüzü koyun yatmasını nedeni basitçe şu aslında: bu oğlanın derinlerinde bir yerinde gece yanına
güçlü bir erkeğin sokulması, yatağına girip ona sahip çıkması yatıyor. yarı uykulu hoplatılmanın
peşinde anlayacağınız. gizlice yatağına girip onun tarafından küçük dokunuşlarla sarmalanmanın
değil de, -yani duygusallık barınmaz bu arzuda- direkt hoplatılmanın hayaliyle coşar bu götveren.
utanır çünkü bu durumdan. gizli olduğundan gerçeği kabul etmek istemez. o yüzden de kıçını
açıkta bırakarak uykuya dalar. geldiğinde vakit kaybetmesin, karşısında bir an önce o uzvu görüp
hoyratça işini bitirip gitsin, o da hiçbir şey yaşanmamışçasına uyansın diye. sapık pezevenk ya.

ben iyi hissetmedigim yerde durmuyorum.
fil gibi hafızam vardır.
bana kendimi kotu hissettiren mekana bi daha ayak basmam. cafe olur, restoran olur.
bana kendimi kotu hissettiren is yerinde istifayı basarım. istersen aylık 100.000 tl versinler. umruma gelmez.
bana kendimi kotu hissetiren arkadas grubunun yanına gitmem.
bana kendimi kotu hissettiren sevgiliyi terk ederim, bir daha adını anmam.

keci gibi inat ve fil gibi hafıza.

o yuzden siz insanlara incelikli davranın hayatınınzda istiyorsanız.

sevismek istedigim kimse yok.
20 yasından 30 yasına kadar 10 kisiyle sevismisim. yarısı ok, yarısı cop-luzumsuz.
30 yasından 40 yasına kadar da 10 kisiyle sevismisim. yarısı ok, yarısı cop-luzumsuz.
40 ile 50 arası daha farklı olsun istiyorum. bir 3 sene nadas donemine aldım kendimi, biraz kendi kendime kalıp ne istiyorum ne istemiyorum gormek istiyorum. biraz hem ruhum hem bedenim dinlensin. biraz ustumdeki enerji temizlensin. simdilik 6 ay oldu. bakalım 2,5 daha olacak mı? daha evvel rekorum ilk uzun sureli iliskimden ayrıldıgımda 2 senelik bir nadas donemi, icimden kimseyle sevismek gelmiyordu; bir de ilk bosandıgım donem 1,5 senelik bir donem, eski esim haricinde birinin dokunması dusuncesi bana tiksindirici geliyordu o donem. onun haricinde hayatım boyunca pek yalnız kalmadım, biri gitti biri geldi.
gecen en samimi arkadasım bir video gondermis, 2 tane 70 yasında nine ayna karsında susleniyor, o zaman da 80 yasındakileri kovalıcaz, o potansiyeli goruyorum ben bizde. ihih.

Akapelilerin anlayamacağı başka video.

https://www.instagram.com.../?igsh=MWRvbWM5czhsazFkYg==